"AKP ekonomik terörü tırmandırıyor..."

Genellikle siyasetçileri, az ürettikleri için suçlarız. O zaman, fikri namus gereği; ortaya bir şeyler koyanın, araştırıp kafa patlatanın da hakkını vermek zorundayız.

CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Türkiye ve dünya gündemine ilişkin hazırladığı haftalık değerlendirme raporunu gönderdi. Haftanın tahlilini yaparken, önümüzdeki günlere perspektifler açmış. Kuru kuruya sırf siyaset olsun diye laf yok!.. Kaynaklarından derlenmiş bilgilerden tablolara kadar çok şey var. Siyasetçi, tabii olarak hükümlerini de koymuş. Fakat, hafta nasıl geçti, önümüzdeki günlerde neler olabiliri merak edenler açısından çok önemli bir kaynak materyal olmuş. Bazı başlıklarını özetle paylaşacağım. Benim, en çok, Erdoğan Toprak'ın ekonomi ile ilgili belirlemeleri dikkatimi çekti. Şöyle sıradan gidelim;

"* Filistin ve Gazze ile ilgili olarak, iktidarın "söylem ve eylem konusundaki samimiyetsizliği" Dünya Bankası raporuyla açığa çıktı.

Dünya Bankası'nın açıkladığı Filistin ve Gazze Raporu'nda, katkı vereceklerini açıklayan ülkelerin çoğu taahhüt ettikleri tutarları ödemediği vurgulandı. 200 milyon dolarlık katkı taahhüt eden Türkiye, bugüne kadar 64 milyon dolar ödedi. Toplamı 3,5 milyar dolar olan yardım paketinden, bugüne kadar yerine getirilen taahhütlerin tutarı 1,4 milyar doları ancak buldu. Batılı ülkelerin büyük bölümü yardım tutarını tamamladı. Müslüman ülkelerin de yer aldığı çoğu Arap ülkesi söz verdikleri ödemeleri yapmadılar.

* 24 Kasım 2015'teki Rus Uçağı Krizinden bu yana Türk Hava Kuvvetleri, Suriye hava sahasında "işlevsiz" hale geldi.

Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı uçaklarımız, sınırlarımızda devriye uçuşu dahi yapamadığı gibi, Suriye'deki mevzilerden, başta Kilis, Hatay gibi kentlerimiz olmak üzere, topraklarımızı bombalayan IŞİD mevzilerine karşı da hava operasyonu gerçekleştirilemiyor.

Kilisliler infial halinde, can güvenliklerinin sağlanmasını istiyor. Rus savaş uçağının düşürülmesinden sonra, Rusya, "Kırmızı Hattı" iptal etti. Suriye hava sahasını, Lazkiye ve Tartus üslerine yerleştirilen S-400 Hava Füze Savunma sistemleri ile Türk Savaş uçaklarına karşı kilitledi, bloke etti. Bugün gelinen nokta, Türkiye'nin kendi topraklarını, kendi hava sahasını, kendi kentlerini ve yurttaşlarının can ve mal güvenliğini savunamaz duruma gelmiş olmasıdır.

* Suriyelilerin, "ülke ekonomisindeki ve ticaretindeki" ağırlığı hızla artıyor. Mart'ta kurulan 453 yabancı ortaklı şirketin 174'ü Suriyeli!

2016'ın ilk üç ayında kurulan yeni şirket sayısı yüzde 13,35 oranında artış gösteriyor. İlk sırada Suriyeliler olmak üzere, Orta Doğulu girişimcilerin, İstanbul'u üs olarak seçtiklerini, İstanbul'da ciddi bir Orta Doğulu şirketleşme yoğunlaşması olduğunu gösteriyor.

Suriyeli girişimcileri Iraklı, Alman ve İranlı yatırımcılar izliyor. TOBB ve İTO'nun Ticaret Sicili verileri, ekonomide ve ticarette de hızla bir Orta Doğu ağırlığının gündeme geldiğini işaret ediyor.

*Yurt Dışı Müteahhitlik Sektörü kan kaybediyor!

Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetlerinde daralma yaşanıyor. Terör saldırıları, yabancıların gayrimenkul alımlarını inişe geçirdi. Orta Doğulular hariç Avrupalı ve Rusların konut alımları durdu. Türk müteahhitleri, Kuzey Afrika, Suriye, Irak, Orta Doğu, Orta Asya ve Rusya pazarını kaybederek, 2015'de yüzde 25,3 küçüldü. İnşaat sektöründe bir ayda 164 bin kişi işsiz kaldı. 2015 yılında inşaat malzemeleri sanayisinde ihracat yüzde 19,8 düzeyinde gerileme gösterdi. Ankara ve İstanbul'daki terör saldırıları ve katliamlar, turizm gibi inşaat ve konut sektörünü de etkiledi. İnşaat-taahhüt sektöründeki kötüleşme ve istihdam daralmasının önümüzdeki aylarda da süreceğini öngörebiliriz. Doğal olarak inşaatla ilgili yan sanayi ve imalat dalları da gelişmelerden olumsuz etkilenecektir.

* Torba Yasaya son dakikada eklenen bir madde ile "Maliye Bakanı doğrudan kayyum atama yetkisine sahip" olacak. İş dünyası endişeli!

İktidarın özellikle Gülen Cemaati'ne yakın olduğu iddia edilen iş adamlarının şirketlerine el koyabilmek ve kayyum atayabilmek için gündeme getirdiği bu yasa değişikliği, ifade edilen amacın dışında, iş dünyası, iş adamları, şirketler için oldukça riskli ve tehlikeli amaçların varlığını da işaret ediyor!

* Toplumsal şiddeti ve terörü tırmandıran AKP iktidarı, şimdi ekonomik terörü tırmandırma yoluna yönelmiş durumdadır.

TMSF aracılığıyla el koyma uygulamasının yabancı yatırımcıyı ürküttüğünü gören hükümet, kayyum seçeneğini devreye soktu. Kayyum atanan şirketler, yüksek maaşlarla işe doldurma açısından da önemli bir avantaj sağlıyor. İş adamları, işverenler, sermayedarlar, iş adamı örgütleri, odalar, dernekler sindirilmiş konumdadır. Kayyum silahı, her an herkes için iktidar tarafından devreye sokulabilir. Torba yasa değişikliğiyle, buna karşı gidilebilecek hukuk yolları da kapatılmıştır.

* İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 13. Zirve Toplantısı, Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki yeni ittifakın, tüm dünyaya ilan edilmesine sahne oldu.

İİT 13. Zirve Toplantısında İran'ın, sonuç bildirgesinde kınanması, Şii-Sünni ayrışmasının keskinleştiğini gösterdi. Böyle bir bildirinin açıklanmasını Suudi Arabistan'ın istediği, Türkiye'nin de ödün verdiği açık. Türkiye'nin bildiriye onay vermesi, Suudi-Türkiye ittifakını belirginleştiriyor. Hükümet, Türkiye'nin tümüyle Suudi yanlısı ve İran'ı dışlayan bir diplomasiye yönelmesinin ortaya çıkartacağı kayıpları irdelemek ve adımları ona göre belirlemek durumunda. Tamamen Suudilerin söylemini, politikalarını destekleme yerine, dengeli bir yol izlenmesi, Türkiye'nin çıkarına olacaktır.

* Almanya, Kıbrıs müzakerelerinde aktif pozisyona yöneliyor.

Kıbrıs sorununda Almanya'nın fiilen rol almaya başlaması, Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier'in daha önce Ada'ya yaptığı ziyarette, Akıncı ile de buluşması ve ardından da Akıncı'yı Berlin'e davet etmesi, süreçte yeni girişimlerinin habercisi. Kıbrıs çözümünün önemli noktalarından birisi; "Mülkiyet sorunu ve bunun finansmanı..." Almanya bu konuda çok önemli bir aktör!

* Türkiye, Ermeni soykırım iddiaları nedeniyle, Almanya ile siyasi ve diplomatik bir krizin içine girebilir.

Türkiye'den sonra en büyük Türk nüfusunun yaşadığı Almanya'da soykırımın kabulü, yurttaşlarımız açısından oldukça sıkıntılı bir atmosferi gündeme getirecek."

Yazarın Diğer Yazıları