Ağacın Kurdu ve Zemberek...
"Ağacın Kurdu", Mustafa Önsel'in 2015 yılı Nisan ayında yani 15 Temmuz darbe girişiminden 3 ay önce çıkan kitabı (Alibi Yayıncılık)... Saygıdeğer Önsel Komutan, çıkar çıkmaz bu kitabı imzalayıp yollamış gazeteye benim adıma, fakat aksilikler birbirini kovalamış, kitap elime bir türlü geçmemiş.
Şimdi yazacağım bu kitap hakkında, yazacağım ya, köprülerin altından nice sular geçti, bu kitapta yazılan ve o gün için hayret uyandıran, "Bu kadar da olmaz canım!" dedirten birçok alçaklık, bugün az-çok bilinir ve herkesçe kanıksanır oldu. Oldu ama bu kitaptaki ayrıntılar tarihe düşülen kalıcı notlardır, son 15 yılın, Fethullahçı komplonun tarihi bunlarsız yazılamaz. Yani Önsel'in bu kitabı, bu bağlamda, birincil kaynaklardan biri olacaktır her daim. Tam burada bir anımı aktarırsam, işin boyutları ve önemi daha iyi anlaşılacak. Değerli Önsel'in bundan önceki kitaplarından biri olan "Casusluk Kumpası"nı (o tarihlerde Kocaeli Gazetesinde de yazıyordum, orada yazı yazmıştım bu kitap hakkında) okurken, büyük kızım Aslıhan görmüştü elimde, doğal olarak ilgisini çekmişti, çünkü onun eşi Hâkim Yılmaz Güven de Fethullahçıların hışmına uğrayıp yargılanmış, 8 yıl ceza verilmiş, 21 ay hapis yatmıştı (şimdi genç yaşta emekli oldu Yılmaz, ekonomi doktorudur kendisi, yüksek lisansını Japonya'da yapmıştır, ana dili gibi Japonca da bilir, fakat artık sabıkalı ya, görev alamıyor hiçbir üniversitede). "Ben de okumak isterim" dedi kızım, verdim, birkaç gün sonra getirdi, yarısını biraz geçmiş "Artık dayanamıyorum babacığım, okuyamıyorum, sinirlerim altüst oldu, bu kadar da olmaz" dedi.
Yani Mustafa Önsel'in anlatımı dokunaklı, seçtiği vak'alar çarpıcı, tespitleri vurucu ve düşünceleri içten... Bunların üstüne Balyoz kumpasını, mahpusluk ve yargı çilelerini ekleyiniz, ortaya bir mücadele adamının, bir temiz yürekli askerin, bir iyi yazarın portresi çıkar...
Son olarak şunu tüm içtenliğimle söylüyorum: Mustafa Önsel'i okuyunuz, doğruyu bulursunuz, bilirsiniz... Doğrudan büyük kazanç var mıdır?
Banu Avar'ın Zemberek kitabı
Hani "Tek kişilik ordu" derler ya, Banu Avar da "Tek kişilik istihbarat örgütü" gibi... Dünya egemenleri ve bu egemenlerin örgütlerini, düzenlerini, tezgâhlarını, sicillerini öylesine derinliğine araştırıp incelemiş ki, "Helal olsun sana, aşk olsun!" demekten kendinizi alamıyorsunuz. Remzi Kitabevi'nce yayımlanan bu kitap hepi topu 156 sayfa, ama içindeki bilgilere 15600 sayfalık belge okusanız ulaşamazsınız. "Bir kitabın kaç dakikada okunduğunu bırak... Kaç senede yazıldığını düşün" der Arif Nihat Asya. Banu Hanım'ın bu kitabındaki olgu ve verileri, ihanet ve komploların birinci dereceden faillerini, bu derece net ve ayrıntılı olarak okurun önüne koymak, salt çalışmakla çaba ile olacak bir iş değildir; engin bir deneyim ve birikim gerekir, "Neyi nerede bulacağım, kim kimdir, neyin arkasında kim vardır?" türünden soruları sormak ve bu sorulara doyurucu yanıtlar verebilmek, Banu Avar'ın birikimi ile mümkündür. Somutlaştırayım bu dediklerimi: Siz Erik Prince'yi, Muaz Mustafa'yı, kirli işler uzmanı Albay Steele'yi, Lindsey Snell'i duydunuz mu? Bunları ve daha nicelerini duymak, neler yaptıklarını öğrenmek, dünyada gerçekten nelerin döndüğünü anlamak için şarttır.