Adalet ve huzur niye rahatsız ediyor?
Seçim akşamı Ankara''yı Mansur Yavaş''ın kazanacağı anlaşıldığında bile hâlâ "Yarışı önde tamamlıyoruz" mesajları atabilen Mehmet Özhaseki, çizgisini hiç bozmuyor maşallah!..
Partisinin Yerel Yönetimler İstişare Toplantısı''nda konuşan Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, "Özellikle Ankara ve İstanbul seçimlerinden sonra kendilerine bir özgüven geldi. Sanki orada bir özgüven patlaması yaşıyorlar. Hizmet yerine algı belediyeciliğine devam ediyorlar" dedi…
Aynı konuşmada, Hak-İş''e bağlı Hizmet-İş tarafından bilgilendirildiğini, İstanbul''dan 11 bin 706 kişinin işten çıkarıldığını, Ankara''da ise -rakam yok- ''epeyce'' kişinin işten atıldığını iddia etti… Bunun gerekçesini de kendince şöyle sıraladı:
"''Elbette adam alacağız ama oranımız var. Koalisyon kurduk ya'' deniliyor. Kiminle? HDP ve vesaire. Yüzde 35 Cumhuriyet Halk Partili olacak. İşte yüzde 15 İYİ Partili olacak. Öbür taraf adını söylemeye utandıkları ama destek için de her zaman el altından görüştükleri Anayasa taslağı, bakanlık pazarlığı yaptıkları HDP var. Ne yazık ki böyle. Bizi hiç şaşırtmıyor…"
***
Bu konuşmaları kim yapıyor? Ankara''da seçimi kazanmak ve milliyetçi oyları alabilmek için ''eski Kızılay Ocak Başkanı'' yalanına itiraz etmeyen, seçimi kaybederse Ankara''da su saatlerini artık teröristlerin okuyacağını öne süren birisi!..
Peki daha sonra bu sözlerinden dolayı herhangi bir pişmanlık emaresi gösterdi mi? Yüzünün kızardığı hissedildi mi? İftira ettiği kişinin kul hakkından, yani Allah''tan korktu mu? İki yıl geçti, görev değişikliği yapılır yapılmaz kapısına Türkiye Cumhuriyeti yazılan belediye hakkında attığı iftiradan dolayı açık ya da kapalı özür dilemeyi veya helallik istemeyi denedi mi?
Soruların tamamının cevabı hayır… Kendisinden bekleneni yaptı!.. Hiç şaşırtmadı yani!..
Utanma eksikliği, hangi gıda takviyesiyle giderilebilir veya hangi nefesi kuvvetli hoca şifa bulabilir bilmiyoruz ama bu alanda kendisi yine kendisiyle yarışıyor her defasında…
''İşe eleman alma, Anayasa taslağı, bakanlık pazarlığı'' vs. türünden HDP''yle ilişkilendirme gayretine giren kişiye bakın… Yakın geçmişte ''terörün silahla çözülemeyeceğini iddia edip, teröristin göğsüne dağdaki gerilla unvanı yakıştıran'' Özhaseki değil mi bu?
***
Seçimden 15 gün sonra "Keşke mümkün olsa da tarafsız gözlemciler otursalar Ankara ve İstanbul''u yeniden saysalar, emin olun sonuç çok daha farklı değişir" diyerek hezimeti bir türlü hazmedemeyen Özhaseki aklının İstanbul''da neye mâl olduğu çok açıkken, şimdi ''algı belediyeciliği''nden yürümesi gerçekten ancak tıbbın ilgi sahasına girebilir!..
Hem böyle bir sicile sahip olup hem de kaybettikleri belediyelerle ilgili "Bolca bir yalan üzerine oturmuş politika izlemeye devam ediyorlar" diyebilmek için hangi maddeyi günde kaç kere tüketmek lâzım gelir acaba?
Özhaseki''ye göre ''tablet dağıttık, internet sağladık diye övünüyor'' belediyeler… Bunu belde ve ilçe belediyeleri zaten yapıyormuş!.. Büyükşehir belediyeleri o şehrin kronikleşen devasa işlerini yaparlarmış!..
Doğru ya, Ankara''nın en kronikleşen problemi nesli tükenmekte olan dinozorların aç kalmasıydı!.. O dinozorları doyurmak için koca bir şehrin imkânları buralara akıtılmıştı… Yine imar baronlarının daha da semirmesi şehrin devasa ihtiyaçlarından birisi olduğu için ne gerekiyorsa yapılmıştı…
Şehrin adalete ve huzura olan ihtiyacı, ihtiyaçtan sayılmazdı, çünkü parasal karşılığı yoktu!.. Ayrımcılığın ortadan kalkması, gerginliğin bitirilmesi, kardeşliğin pekiştirilmesi, zorluklar karşısında dayanışma duygusunun hâkim kılınması, işten sayılmazdı!..
Madde, mânâyı kovmalıydı!.. Beton ve demir, insanı dövmeliydi!.. Kul hakkı değil, rant en yüce değer kabul edilmeliydi!.. En yüksek referans, vatandaşlık değil, partizanlık olmalıydı!..
O zaman ''algı belediyeciliği'' değil de ''hizmet belediyeciliği'' olurdu değil mi?