Acıtmadan vurmak
Geçen hafta ABD öncülüğünde İngiltere ve Fransa tarafından Suriye rejiminin kimyasal tesis ve depolarına denizden ve havadan füze taarruzu gerçekleştirilmiştir. Bunun amacının Suriye rejimini cezalandırmak olduğu söylenmiş ve operasyonda insani kayıp olmaması için önceden gerekli bilgilendirme yapılmış, bir noktada acıtmadan vurmaya özen gösterilmiştir.
Operasyonun gerekçesi ve amacı
Rusya'nın Suriye'deki etkinliğinin gittikçe artması, ABD'nin ise başlangıca göre zayıflaması ABD'yi rahatsız etmiştir. Bu nedenle, uzun bir süredir, Suriye'ye bir şekilde müdahale ederek etkinliğini yeniden artırma düşüncesinde olmuş, Rejimin daha önce kimyasal silah kullandığı göz önünde tutularak, özellikle dikkatler bu konuya teksif edilmiştir.
Nihayet böyle bir durumun ortaya çıkmasını bir fırsat olarak değerlendirerek, kimyasal silahı Rejimin kullanıp kullanmadığı araştırmasının sonucunu beklemeden ABD, yanına İngiltere ve Fransa'yı da alıp böyle bir operasyona girişmiştir.
Operasyonun hedefinin Esat'ı devirmek ve rejimi değiştirmek olmadığı, sadece bir daha kimyasal silah kullanımını önlemek olduğu açıklanmıştır. Operasyonun bu nedenle sınırlı ve kontrollü olmasına dikkat edilmiş, ilgili ülkelere gerekli bildirimlerde bulunularak insan kaybı olmamasına özen gösterilmiştir. Özellikle Rusya'nın mukabele etmesine sebep olacak girişimlerden kaçınılmıştır.
İngiltere bu operasyona ABD'nin doğal müttefiki olduğu için, Fransa ise, eskiden etkin olduğu bölgede yeniden etkin olma çabasının bir parçası olarak iştirak etmiştir. Hatta Fransa'nın çok hevesli olduğu gözden kaçmamıştır.
Operasyonun yansımaları ve Türkiye'nin tutumu
Operasyona doğal olarak Rusya ve İran tepki göstermiş, ancak fiili bir karşılık vermekten kaçınmışlardır. Batı, genelde olumlu karşılanmakla birlikte, operasyona katılım konusunda fazla istekli olmamıştır.
ABD'nin ve Rusya'nın itidalli davranışları, ortamı fazla germemiştir. ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya'ya yönelik ek yaptırımları erteleme kararı vermesi de bunun bir sonucu olmuştur. Bu durum iki ülkenin doğrudan çatışma yerine mücadeleyi, savaş dışı araçlarla ve vekâleten savaşlarla yapmayı tercih ettiklerini bir kere daha göstermiştir.
Türkiye ise operasyonu olumlu olarak nitelemiştir. Türkiye bu davranışıyla hâlâ Batı'yla aynı eksende olduğunu ortaya koyarken, Suriye rejimine olan tepkisini de bir kere daha teyit etmiştir. Türkiye'nin bu tutumunun Rusya ve İran tarafından tepkiyle karşılanacağı beklentisi, hatta Fransa'nın bu operasyonla Türklerle Rusları birbirinden ayırdıklarına ilişkin beklenti ve açıklaması boşa çıkmıştır. Bu konuda özellikle Rusya'nın olumlu açıklaması etkili olmuştur.
Türkiye'nin operasyon günü, Suriye rejimin cezalandırılmasını desteklediği açıklamasının ardından, ertesi günü başta ABD olmak üzere Batı'ya yönelttiği tepkiyle dengeyi sağlama çabası gözden kaçmamıştır. Ancak bunun semeresini de görmüştür.
ABD'nin Suriye kararı ve Türkiye'yle sorunlar
ABD Başkanı'nın Suriye'den çekilmeye yönelik açıklamaları fazla itibar görmemiştir. ABD'nin hedefinin, "DEAŞ'ı mağlubiyete uğratmak, kimyasal silahların kullanılmamasını garantiye almak ve İran'ın neler yaptığını takip etmek olduğu açıklamasıyla burada halen kalıcı olduğu anlaşılmıştır. Menbiç ve Fırat'ın doğusundan ayrılmama düşünceleri devam etmektedir.
Türkiye'nin Astana süreci ve Rusya'nın imkan tanımasıyla Suriye'nin kuzey batısında aldığı inisiyatif ile S-400 alımı konusu ABD'yi rahatsız etmektedir. İzmir'deki kilisenin rahibinin yargılanması da, hem Trump'ın hem de Dışişleri yeni bakanının aynı ekolden olmaları nedeniyle tepkiyle karşılanmaktadır. Bu nedenlerle Türkiye'ye yaptırım konusu gündemde tutulmaya çalışılmaktadır.
Ege'de bugüne kadar neredeydiniz?
Yunanistan'ın Ege'de aidiyeti tespit edilmemiş 5 adaya diktiği/diktirttiği bayrak konusunda Türkiye'nin gösterdiği tepki ve icraat yerindedir.
Ancak böyle bir tepki, 18 ada ve adacığın elden çıkması esnasında neden gösterilmemiştir. Bu durum "Ege'de bugüne kadar neredeydiniz?" dedirtmektedir.