Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Abdullah ŞAŞKIN

Abdullah ŞAŞKIN

Acımasızca geçip giden zaman bizim takımlarımızı da aldı

Acımasızca geçip giden zaman bizim takımlarımızı da aldı

Abdullah Şaşkın- Yeniçağ

Takımlarımız artık Konferans Ligi’nde mücadele edecek. Eğer ‘zorlu’ rakiplerini yenerseler.
Zorlu kelimesine vurgu yaptım. Çünkü o kadar zorlaştırdık ki kendimizi, bu kadar basit olmak ancak bu kadar zor olmalıydı. Dört büyükler dışındaki takımlarımıza da bakmak istiyorum biraz. Düşüp çıkan, ya da düşüp bir daha çıkamayanları.

BURSASPOR
Neyse biraz yine sizi eskilere götüreceğim sizi. Ne varsa eskilerde var değil mi? Çok da eskilere gitmeyelim ama varsın olsun bi 2010 ya da 2009 senelerinden başlayalım.
2009-2010 sezonunu şampiyon tamamlayan Bursaspor, gelecek sezon Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan gidiyordu. Bu sefer rakipleri öyle cılız değil. Harbi sağlamdı. Bir kere Manchester United vardı. Valencia vardı. Şimdiki Valencia değildi. Kadrosu çok iyi bir ekip vardı ve Rangers vardı bir de. Onlar da fena sayılmazdı. Fakat bizim takımlarımızın kalitesi, yine de aşağı kattaydı. Daha 40 fırın ekmek yememiz gerekecekti. O sene de Bursaspor, sonuncu olarak 1 puanda kalmıştı ve gruptan da çıkamamamıştı. Sonrasını biliyorsunuz. 6-7 sezon sonra gelecek düşüş, takımı Bölgesel Amatör Ligi’ne kadar sürükleyecekti.

ESKİŞEHİRSPOR
Büyük yiyecek markası olan ETİ’nin de sponsorluğunu kaybeden Eskişehirspor, şu zamanlarda kayboldu gitti. 10-11 yıl öncesine baktığımızda ise böyle bir takım değildi. Öyle bir takımdı ki dört büyüklerin baş belalısydı. 2011-2012 sezonunda o dönem Galatasaray’da da görev yapmış Michael Skibbe’nin yerine göreve gelen Ersun Yanal ile adeta fırtına gibi esen Es-Es, normal sezonu 5.bitirmişti. Eskişehirspor, normal sezonu 5.bitirmesine rağmen o dönem oynanan Süper final Avrupa grubu'nu 2.bitirmiştir ve UEFA'ya katılama hakkı alamamıştır. Beşiktaş'ın Avrupa kupalarından men edilmesinin ardından ise UEFA tarafından UEFA Avrupa Ligi'ne katılan takımlar listesine girmiştir. Bu yolda ise 2. Ön eleme turundan başlayacaktı. Rakip İskoçya’dan St. Johnstone’ydi. İlk maçı Eskişehirspor, evinde 2-0 kazanmıştı. İkinci maçta ise deplasmanda 1-1 berabere kalarak 3. Ön eleme turuna yükselmişti. Fakat bu yolda çıkabilecek belki de en dişli rakip çıkmıştı. Marsilya. İlk maç Türkiye’de oynanmış ve 1-1 bitmişti. Umutlanan Eskişehirlilerin ikinci maçta umutları alınan 3-0 mağlubiyetle sönecekti. Sonrasında ise bir daha Eskişehirspor, Avrupa potasına bile yaklaşamadı. Hep bir engel çıktı karşılarına. 2015-2016 sezonunda en son mücadele etmişlerdi. Sonrası tepetaklak olmuştu onlar için.

KARABÜKSPOR

Dört büyüklerin korkulu rüyası daha vardı. 2012-2013 senelerinde fırtına gibi esse de ilerleyen senelerde yel bile alamayan Karabükspor’a değinmek istiyorum. Aslında bu yel alamamak takımın suçu değil, oyuncuların hiç değil. Tamamen yönetimin suçu. Boşu boşuna harcanan paralar, menajer tuzakları takımı tarihe karıştırdı. Neyse buraya döneceğiz ama biraz geçmişe dönelim. O senelerde birçok takımımız Avrupa standartlarında olmasa bile yine de mücadele edebilecek ve diş geçirebilecek düzeydeydi. Kırmızı-Mavililer, bir önceki sezonu 7.sırada bitirse de Sivasspor'un Avrupa'dan bir yıl men cezası almasıyla ve Kasımpaşa'nın lisans alamamasıyla UEFA Avrupa Ligi'ne üçüncü ön elemeden gitmeye hak kazanmıştır. Sezonu erken açan Karabükspor, Temmuz 2014’te ilk olarak Rosenborg ile karşılaştı. Norveç ekibi ile ilk maçta golsüz berabere kalsa da ikinci maçta 1-1’lik beraberlik golle deplasman golü ile bir üst tura adını yazdırdı. Bir sonraki rakip Fransa’nın köklü kulübü Saint-Etienne idi. Rakibini mağlup etmesi halinde Karabükspor, tarihinde ilk kez Avrupa kupalarında gruplarda mücadele edecekti. İlk maç 1-0’lık Karabükspor’un üstünlüğü ile noktalanmıştı. İkinci maç ise penaltılara gitmiş ve Karabükspor kaybetmişti. Sonrasında yine bir düşüş yaşadı. Fakat öyle böyle değil. Borçlardan takım çökmüştü. Şimdi ise takım, tarihe karışmıştı.

Yazarın Diğer Yazıları