Acılar Sosyolojisi
Olaylar kendiliğinden olduğu gibi (doğal felaketler), insan eliyle de üretilmektedir.
Biz "acı" olanlarından söz edelim.
Her "acı olay" birey ve kitlelerde (grup, cemiyet, uluslarda) kötü anılar bırakır.
***
(İnsanlar olayları tanımlarken onlara "tat" verir, "tat ile tanımlar. Çünkü, "ağız" insan canlısında en önemli tanıma ve tanımlama organıdır. Bebeklikten ölene değin. Buradan hareketle olaylar ve olgular da yukarıda da söylediğim gibi "acı olay", "tatlı olay!" diye tanımlanır. Sosyal antropoloji (toplumsal insanbilim) bu bakımdan bize önemli bilgiler sunar.)
"KENDİSİ" YERİNE "ÖYKÜSÜ"
Ancak, toplumsal açıdan değerlendirdiğimizde karşımıza başka bir boyut çıkmaktadır.
Geri kalmış, eğitilmemiş, üretmemiş, daha çok tüketimi kutsallaştırmış ve bunu övünç kaynağı olarak kabullenmiş toplumlarda dikkatler "acının sorumluları" yerine "acının öykülerine" yoğunlaşır, yoğunlaştırılır.
Örneğin çeşitli nedenlerle meydana gelen ölümlerde, ölümün nedenleri, sorumluları ve bunlara verilmesi gereken cezalar ile alınması gereken bilimsel önlemler yerine, tüm medya (ve medya toplumu), öykülerle kendisini rahatlatır.
"Tanrı beterinden korusun" der, ortaya çıkan olayın tanrı tarafından değil insan tarafından üretildiğini düşünmek istemez.
Otoriteler de bu duyguyu beslemek için elinden geleni yapar.
Çünkü insanlar hem "fiziksel tembel" hem de "bilişsel tembel" oldukları için "bir an önce rahatlama" eğilimindedirler.
***
Onlar için "acıların paylaşılmış olması" yeterli bir tatmin sağlamaktadır.
"CANLI BİR ORGANİZMA OLARAK DEDİKODU"
Toplum içindeki "bağların" korunması için ortaya "dedikodu" dediğimiz bir organizma çıkar.
Evet, "dedikodu bir canlı organizmadır."
***
Bir başka yazı konusu olan dedikodu;
- Canlı bir organizmadır.
- Bilgi edinme aracıdır.
- Bilgiyi çarpıtma silahıdır.
- Evrimsel bir geçmişe sahiptir.
- "Aynı" meslek/grup/cins içinde daha yoğundur. ("Aynılık ayrışmayı zorlar ve aynılık kendisinden kaçmak için aynılığı parçalamaya çalışır."®)
- Bir yüceltme, "kutsallaştırma" aracı olduğu kadar "küçültme" ve gülünç duruma düşürme, "aşağılama" aracıdır.
- Denetimi, disiplin altına alınması çok zor bir organizmadır. Ancak, karşıt dedikodu ona karşı bir silah olabilir.
- Üretenler tarafından maliyeti neredeyse sıfır bir araçtır ama yıkıcı etkisi nükleer bombalardan daha büyüktür ve etki süresi/kalıcılığı yüzyıllar sürebilir.
***
Hani, Özdemir Asaf Yalnızlık Paylaşılmaz'da ''Herkesin bir öyküsü vardır ama herkesin bir şiiri yoktur'' diyerek şiiri kutsuyor ya.
Burada durum tam tersidir.
"Bir öykünüz yoksa yaşayamazsınız."
*
(Bu -bilinçli olarak- yazılmış yarım bir yazıdır ve dedikoduya açıktır.)