Abdullah Gül’ü ve Mısır olayını nasıl okumalı?

Abdullah Gül, Mısır’da Müslüman Kardeşler örgütüne mensup göstericilere yapılan müdahale konusunda “Bütün tecrübemle şunu söyleyeyim; bu yol çıkmaz bir yoldur Mısır için. Onun için herkesin kendi ülkesinin kıymetini bilmesi ve herkesin, bütün tarafların bir araya gelip aklıselim içerisinde ve mantık yoluyla Mısır’ı düzlüğe çıkaracakları, tekrar Mısır’ın demokrasiyle buluşacağı süreci başlatmaları gerekir” dedi.
Bu sözleri duyar duymaz, “acaba hangi tecrübeyi kastediyor?” diye devamını da dinledim. Sonra haberini de okudum.


***


Sahi Abdullah Gül’ün, sivil vatandaşa devlet müdahalesi konusunda ne tecrübesi var? Türkiye’de protesto gösterisi yapan halka müdahale Taksim’de başladı. Eylemler bütün yurdu sardığı için müdahale de bütün yurtta yapıldı. Öyle ki İstanbul, Ankara, Hatay ve Eskişehir’de ölen gençler oldu. Ama polis kurşunuyla, ama polis destekli eli sopalı, eli palalı grupların dayağıyla... Bir gözü kör olanlar, hâlâ komada bulunan çocuklar var.
Doğrusu, Abdullah Gül, bu yolun sadece Türkiye için değil kendileri için de çıkmaz yol olduğunu baştan beri görüyordu ama Tayyip Erdoğan’a söz geçiremedi. Tayyip Erdoğan ise “polise müdahale emrini ben verdim” dedi.
Ayrıca polis teşkilatının içinde, sivil halka müdahale için balyoz timleri oluşturulduğuna dair iddialar var. İstanbul ve Eskişehir’deki olaylarda bu yönde deliller ortaya çıktı. Yine stadyumlardaki tezahüratlara müdahale girişimleri, her sokağa şikâyet kutusu konularak gammazlığın kutsanması, tencere tava çalarak protestoda bulunanların, gösterilere katılmayanlar tarafından tespit edilerek ihbar edilmesinin istenmesi, AKP iktidarının girdiği çıkmaz sokaklar değil midir?


***


O halde, Abdullah Gül’ün konuyla ilgili diğer sözlerini de sadece “Mısır” kelimesi yerine “Türkiye” koyarak şöyle okuyalım:
“Bütün tecrübemle şunu söyleyeyim; bu yol çıkmaz bir yoldur Türkiye için. Onun için herkesin kendi ülkesinin kıymetini bilmesi ve herkesin, bütün tarafların, bir araya gelip aklıselim içerisinde ve mantık yoluyla Türkiye’yi düzlüğe çıkaracak, tekrar Türkiye’yi demokrasiyle buluşturacak süreci başlatmaları gerekir.”
Abdullah Gül’ün Mısır ile ilgili diğer sözlerini de doğrudan Türkiye’ye uyarlayalım:
“Türkiye’de olup bitenler, sadece Türkiye’yi, bölgeyi değil, bütün İslam dünyasını ilgilendirecek ve etkileyecek bir gelişme gösterir. O bakımdan herkesin aklıselimle hareket etmesinin zamanı çoktan geçmiştir. Yapılacak ilk iş, asılsız ihbarlar ve sahte delillerle hapishanelere doldurulmuş askerlerin, aydınların serbest bırakılması ondan sonra herkesin katılacağı şeffaf ve düzgün seçimlerin yapılmasıdır”
Devam edelim:
“Korkarım ki bu böyle giderse Türkiye’nin uzun bir süre tekrar demokrasiyle buluşması zor olur. Bu da çok kötü bir örnek olur, hem Türkiye halkı hem de İslam dünyası için büyük kayıp olur. O bakımdan bu yolun yol olmadığını bir kez daha hatırlatmak isterim”
Baştan alalım:
“Açıkçası korktuğumuz olaylar gerçekleşiyor Türkiye’de. Bu noktalara gelinmemesi için hatırlayacaksınız benim de çok çağrılarım oldu, görünür görünmez çok gayretler de var. Bugün olup bitenler tabii ki kabul edilemez. Hele sivil insanlara, gaz bombalarının mermi olarak kullanılması yoluyla yapılan silahlı müdahale, gösteri yapan insanlara, nümayiş yapan insanlara ölüme sebep olan müdahale asla kabul edilemez. Gerekçesi ne olursa olsun bunlar çok tehlikeli kapıları açar. Korkum şu ki; Türkiye içinden çıkılmaz bir kaosa girer bu gidişle.”

Yazarın Diğer Yazıları