AB'den daha fazla cukka kapmanın formülü!..
Brüksel'deki "Kayseri pazarlığı"!.. Hemen ertesi gün, İzmir'de gerçekleşen Çipras zirvesi. 95 yıl sonra ilk kez bir Yunanistan Başbakanı'nın İzmir'e gelmiş olması neşe-i muhabbet içinde "gevrek" magazinine boğuldu. Söz konusu 6 milyar Euro ve vizesiz Avrupa seyahati olunca herkes saf salak yerine konuluyor. 2002'de AKP iktidarının Irak için ABD ile yaptığı "at pazarlığı"nın aynısı. Para karşılığında bu sefer Suriye'nin bölünmesi ve Müslüman kanının hiçe sayılması. Türk topraklarının nasıl pazarlandığı ise gevrek altı ediliyor. Fakat dikkatli hassas gözlerden gerçekler kaçırılamıyor...
Eski Millî Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, "Başbakan Ahmet Davutoğlu, milletimizi 'vizesiz AB' ile oyalarken, Türk vatandaşlarının, İzmir, Aydın, Muğla il sınırları içinde ve Yunan işgali altında bulunan adalarımıza pasaportla giriş yaptığını gizliyor" dedi. Kanıt olarak bakınız aşağıdaki fotoğraf;
Davutoğlu'nun Yunanistan Başbakanı Çipras ile İzmir'de, görüşme sonrasında "Ege'nin iki yakasını yakınlaştırmak için güçlü bir irademiz var" sözlerini hatırlatan Ümit Yalım, "Ege'deki mevcut durum yakınlaşmanın daha da ötesinde. Erdoğan-Gül-Davutoğlu üçlüsünün, Türkiye Cumhuriyeti'ne ait 16 ada ve 1 kayalığı Yunanistan'a alenen vermesiyle, Ege Denizi'nin iki yakası birleşti. Ege Denizi tamamen Yunanistan'a terk edildi. Türkiye, AKP Hükümeti eliyle Anadolu yarımadasına hapsedildi. Ege Denizi, Yunan gölüne döndü" diye avaz avaz bağırmaya devam ediyor. Aşağıdaki bu fotoğrafa da dikkatle bakın;
Ümit Yalım, gevrek dostluğu olarak yutturulmaya çalışan "zirve"den, gözden kaçırılan çok trajik noktaya işaret etti;
"Yunanistan Başbakanı Çipras, Ege Denizi'nde Yunan hava sahasının ihlal edildiğini iddia etmiş. Davutoğlu da konuyla ilgileneceğini söylemiş. Çipras'ın iddia ettiği hava sahası ihlalleri Yunan Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yayımlanıyor. İddia edilenin aksine, Türk uçak ve helikopterleri kendi topraklarımızın ve kendi hava sahamızın üzerinden uçmuş."
Hatırlayalım;
*15 Eylül 2015'te, Yunan işgali altında olmakla birlikte Türkiye'ye ait olan Aydın/Bulamaç Adasının üzerinden uçan iki Türk F-16 uçağına Yunan uçakları tarafından önleme yapıldı.
*28 Ocak 2016'da, Yunan işgali altında olmakla birlikte Türkiye'ye ait olan Muğla/Kalolimnoz Adasının üzerinden uçan iki Türk F-16 uçağına Yunan uçakları tarafından önleme yapıldı.
*17 Şubat 2016'da, Yunan işgali altında olmakla birlikte Türkiye'ye ait olan Aydın/Eşek Adasının üzerinden uçan bir Türk CN-235 (CASA) Deniz Karakol uçağının, Yunan toprakları üzerinden uçtuğu iddia edildi.
Ümit Yalım'dan devam;
"Yunanistan, işgal ettiği ve işgal etmeyi düşündüğü Türk adalarını kendi egemenlik alanı olarak görüyor. Anılan adaların üzerinden geçiş yapan uçak ve helikopterlerin Yunan hava sahasını ihlal ettiğini iddia ediyor. Ayrıca uluslararası hava sahasında uçan Türk uçaklarına da önleme yapıyor. Buna karşılık Türk topraklarının üzerinden uçan ve Türk hava sahasını ihlal eden Yunan askeri helikopterlerine hiçbir önleme yapılmıyor. Yunan helikopterleri hiçbir engelle karşılaşmadan Türk hava sahasında saatlerce dolaşıyor."
Yunanistan'ın Türk hava sahası ihlallerinin bir kısmı;
*21 Ağustos 2015'te, Yunanistan Savunma Bakanı Kammenos ve Kara Kuvvetleri Komutanı Tellidis'i taşıyan askeri helikopter, İzmir/Koyun, Aydın/Bulamaç ve Muğla/Kalolimnoz Adası bölgesinde Türk hava sahasını 2-3 mil ihlal etti ve Türk topraklarına indi.
*08 Aralık 2015'te, Yunan Savunma Bakanı Kammenos ve Kara Kuvvetleri Komutanı Tellidis ile Hollandalı Bakanları taşıyan askeri helikopter, Türk hava sahasını 2-3 mil ihlal etti ve Aydın/Bulamaç ve Aydın/Eşek Adası'na indi.
*23 Aralık 2015'te, Yunan Savunma Bakanı Kammenos ve Kara Kuvvetleri Komutanı Tellidis'i taşıyan askeri helikopter, Türk hava sahasını 3 mil ihlal etti ve İzmir/Koyun Adası'na indi.
Davutoğlu'nun, hava sahamızı ve kara sularımızı ihlal eden Yunanistan'a önleme yapması için TSK'ya Hükümet direktifi vermediğini hatırlatan Yalım sözlerini şöyle sürdürüyor;
"Türk hava sahasını ihlalleri ile Yunan Sahil Güvenlik botlarının Türk karasuyu ihlalleri, Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde yayımlanmıyor. Böylece Davutoğlu, Yunanistan'ın, Türk toprakları, Türk hava sahası ve Türk karasuları üzerindeki egemenliğini zımnen tanımış oluyor. Davutoğlu, Türk Ceza Kanunu Madde 302'de tanımlanan vatana ihanet ve Terörle Mücadele Kanunu Madde 3'te tanımlanan terör suçunu işliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı konuşmanın bir bölümünde tek bayrak ve tek devlet vurgusu yaptı. Hâlbuki devletin birliği ve tekliği ortadan kalkmış, otorite Yunanistan ile paylaşılarak, Türkiye'nin batısında ikili devlet düzenine geçilmiştir.
Erdoğan, 16 ada ve 1 kayalığı Yunanistan'a alenen vererek vatan topraklarını böldü ve bayrağımıza eş olarak Türk topraklarına Yunan bayrağı dikildi. Erdoğan da vatana ihanet ve terör suçu işledi."
Tüm bunları Yalım'dan dinledikten sonra hatırıma, "gevrek" zirvesinde Ahmet Hoca'nın Çipras'a "değerli dostum İzmir'deki Başbakanlık ofisini istediği zaman kullanabilir" sözleri geldi.
Her şey ne kadar yerli yerine oturuyor. Değil mi?..
Eh o zaman!.. Pavlopulos'a da Beştepe sarayını verin. AB'den 10 milyar Euro kaparsınız. Belki!..