ABD ve AKP’nin işbirliği esasları!
Devlet kurumlarının tabelalarından Türkiye Cumhuriyeti ibaresinin kaldırılması, Tayyip Erdoğan’ın ABD ve AB desteğiyle sadece rejimi değil, devletin adını da değiştirme girişimi içinde olduğuna dair tespitleri teyit ediyor.
Yeni Anayasa yapabilirlerse, “Türk” kavramı yerine “Türkiyeli” kavramını yerleştirdikten sonra orada duracaklar mı? İlk fırsatta devletin adını da değiştirmeyecekler mi?
***
Bu konuda elimde üç önemli veri var.
Birincisi 1896 tarihli Amerika Kongresi kararı.. Bu gizli karara göre Hıristiyan yerleşimi yoğunlaştırılarak Türkiye eyaletlere bölünecek ve Amerika’dan atanacak bir Hıristiyan’ın İstanbul Federe Devleti’nin ve toplamda Türkiye Birleşik Devletleri’’nin başına geçmesi sağlanacaktı..
Nüfus yapısının değiştirilebilmesi için Türkiye’nin işgal edilmesi gerekiyordu ki ABD ve İngiltere desteğiyle bu da yapıldı.. Sonuçta geldikleri gibi gittiler.
Bu defa, önce ekonomiyi, sonra medyayı, süreç içinde de siyaseti ele geçirerek, Türk Milleti’nin “dinlerarası diyalog” gibi programlarla kendi dininden uzaklaştırılması sağlanmak isteniyor. Hıristiyan nüfusu da Kültür Bakanı Ömer Çelik’in Türkiye’den giden Ermenilerin, Rumların torunlarını yeniden eski topraklarına çağırması veya Abdullah Gül’ün “vatandaşlık satalım” önerisindeki gibi çeşitli formüllerle temin edecekleri anlaşılıyor.
***
İkinci önemli veri Korkut Özal’ın açıkladığı Turgut Özal politikalarıdır. 2008’in Kasım ayında Korkut Özal, Ali Kırca’nın Siyaset Meydanı programında, ağabeyi Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı iken kendisine Türkiye’nin adının “Anadolu Cumhuriyeti” olarak değiştirilmesinden söz ettiğini açıklamıştı!
Gazeteci Nazif Okumuş, “Sayın Bakan, söyledikleriniz kayda giriyor” diye uyardığı halde Korkut Özal, artık bütün bildiklerini söylemek istiyordu ki daha başka açıklamalarda da bulunmuştu.
Ali Kırca, “Siz Kürt müsünüz?” diye sorunca, Korkut Özal, Malatya’nın karışık bir etnik yapıya sahip olduğunu, yüzde 40’ının Ermeni olduğunu, annesinin Osmanlı aşiretinden geldiğini, babasının karışık olduğunu söylemişti! Malatya’da tehcirden önceki Ermeni nüfusunu mu kastettiği anlaşılamamıştı ama Korkut Özal, çok frensiz konuşuyordu.
Altemur Kılıç da Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı iken kendisine bir harita göstererek Türkiye ile Irak’ın kuzeyinin bir konfederasyonda birleşebileceğini söylediğini açıklamıştı.
***
Üçüncü önemli veri ise 1996 yılında Talabani’nin “En Büyük hayalim, İstanbul’un başkent olduğu bir Orta Doğu Birleşik Devletleri kurulmasıdır” sözleri ile ortaya çıkan ve sonra adı “Büyük Orta Doğu Projesi” olarak konulan tasarımdır. Bu konuda önemli adımlar atılmış, NATO toplantılarında projenin haritasında Türkiye’yi de bölünmüş olarak gösteren BOP haritası Türk subaylarının gözünün içine sokulmuştur! Bu projenin eş başkanlığına Amerikan Başkanı tarafından Tayyip Erdoğan atanmıştır! “Yeni Osmanlıcılık” diye Türk halkına yutturmaya çalıştıkları son proje budur..
Projenin başarılı olması için AKP iktidarının da devam etmesi gerekiyor. Bu sebeple, terörü Suriye ve İran’a kaydırarak AKP’nin Türk Anayasası’nı değiştirecek halk desteğini bulmasını sağlamaya çalışıyorlar. İlk hedefleri, PKK’yı Suriye’ye saldırtarak, İsrail güdümlü Kürt devletinin denize ulaşması..
Açılım süreci veya barış dedikleri, Büyük Orta Doğu Projesi’nin bir uygulamasıdır. ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin Türkiye’ye iki ay içinde üçüncü defa gelişinin sebebi de budur. Adam neredeyse Türkiye İşleri Bakanı oldu..