ABD oyalamıyor; iktidar, Türkleri uyutmaya çalışıyor!
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ile varılan güvenli bölge mutabakatı ile ilgili olarak "Ön mutabakatın bir başlangıç olduğunu söyledik" dedi ve "Henüz daha detaylandırılması gereken birçok konu var. Buradaki amaç bir güvenli bölgenin oluşturulması ve Trump'ın da burada '20 mil sözü' vardır ve bu güvenli bölgeden de YPG ve PKK'lıların çıkartılmasıdır ancak o zaman güvenli bölge olabilir." diye konuştu.
Çavuşoğlu, "Maalesef Münbiç'te oyalamaya gittiler, sözlerini tutmadılar. Fırat'ın doğusundaki bölge terör yuvası oldu. Bunları görüşürken ABD bu teröristlere silah yardımını devam ettiriyor. Geçenlerde de yine tırlarca silahları getirdiler. Burada bir, samimi olmaları gerekiyor, iki, bir oyalama sürecinin Türkiye tarafından tolere edilmeyeceğini anlamaları gerekiyor." dedi.
***
Konunun uzmanı Abdullah Ağar ise Türkiye ile ABD arasında mutabakatın sağlandığı güvenli bölge planının, PKK/YPG'nin planının aynısı olduğunu ifade etti.
Ağar "Habertürk'ten Muharrem Sarıkaya'nın gündeme getirerek; 'ABD'nin Türkiye'ye dayattığı 3 bantlı plan' olarak tanımladığı, şu ana kadar tekzip edilmeyen ve güvenli bölgenin derinliğine, genişliğine, bileşenlerine, kurgusuna, meskûn mahallerin statüsüne ve yönetimine dair olası plan, YPG/PKK'nın; 'ABD'ye sundum' dediği planın neredeyse birebir aynısı!" dedi
Ağar, Fehim Taştekin'in BBC Türkçe'de manşetten yayınlanan YPG/PKK'nın Suriye'deki sözde komutanı ile röportajını hatırlattı.
***
Aslında biz James Jeffrey'in Ankara'ya PKK önerisini getirdiğini, uzlaşmaya varılmadan önce aynı kaynağa dayanarak gündeme getirmiştik.
2 Ağustos tarihli "Oslo'dan sonra şimdi de PYD açılımı!" başlıklı yazıda şu bilgileri vermiştik:
"Ankara'da garip işler dönüyor. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'nin, 22 Temmuz'da Ankara'da Milli Savunma Bakanlığı'nda yaptığı görüşmelerde 5 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge önerdiği basında çıkmıştı. Öneri, ABD'nin SDG dedikleri güçlerin komutanı Mazlum Kobani'ye ait çıktı.
Al Monitor-Türkiye'nin Nabzı bölümün yazarlarından Fehim Taştekin, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Kobani ile Haseke'deki karargâhında görüştüğünü yazdı.
Kobani, Taştekin'e Amerikalılar aracılığıyla Türkiye'den görüşme talep ettiklerini ve çözüm olarak beş kilometre derinliğinde bir güvenli bölge planı sunduklarını söyledi."
Kobani'nin önerileri kısaca şöyleydi:
* "Türkiye'nin istediği 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge olamaz. Ama beş kilometre olabilir.
* Halk Savunma Birlikleri (YPG) beş kilometrelik alandan çekilir. Bu alana yerel askeri meclis olarak oluşturulan güçler yerleşir.
* YPG beş kilometre içindeki ağır silahlarını çekebilir. Menzili Türkiye'ye ulaşan silahlar da çekilebilir. Hatta 20 kilometre menzilli silahlar da 20 kilometre uzağa indirilir.
* Buna karşılık Türkiye saldırmayacağını taahhüt eder.
* Bu alanda uluslararası gözlemciler yer alabilir.
* Türkiye uluslararası gözlemcilerin parçası olamaz. Uluslararası gücün tarafsız olması gerekir."
Mazlum Kobani bu önerileri, Jeffrey aracılığıyla sunduklarını da belirtmişti.
***
Fehim Taştekin'in SDG komutanı ile bu röportajını bile bile ABD ile PKK önerisi üzerinde uzlaşmaya varmak ne demek oluyor peki?
Şu demek:
İktidar bloğu, Türk kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor. Eldeki veriler, oyalamayı yapanın ABD veya PKK/PYD olmadığını gösteriyor. Zira ne yaptıklarını ve ne yapacaklarını açık açık söylüyorlar.
Mutabakattan önce, "getirilen öneri PKK önerisidir" diye adeta bağırdılar ama PKK önerisi yine de kabul edildi!
Bu durumda Türk kamuoyunu oyalayan, PKK metnine imza atanlar ve attıranlardır. Özetle, Türkleri uyutmaya çalışıyorlar!