4 fotoğraf karesi ile Türkiye gerçeği...

Sabah güne başlarken ilk işimiz akan sıcak haberleri ve gazeteleri ciddi bir şekilde taramaktır. Gazeteciliğin ilk dakika işidir bu. Haber sitelerini dolaşıyorum, son dakika haberi, kırmızı renkte uyarıcısı ile yanıp sönüyor. Genelkurmay Başkanlığı açıklama yapmış, Fırat Kalkanı operasyonunda yine 1 askerimiz şehit düşmüş, yine çok sayıda yaralılarımız var. Bir haftayı büyük acıyla bitirirken yeni haftaya yine büyük acıyla başlıyoruz...

Dakikalar geçiyor.. Haber sitelerine, bir fotoğraf ve altına da satır sayısı az ama yürekleri dağlayan yeni bir haber düşüyor.

Önce fotoğraf karesine bakıyorum. Mütevazi bir Anadolu evinin kapısı.Önünde bir kuyruk var. Karenin her detayından sıkıntı fışkırıyor. Fotoğraf altı haberi okuyorum;

"Fırat Kalkanı Harekatı'nda El Bab bölgesinde Türk askerlerine yapılan bombalı araçlı saldırı sonucu uzman onbaşı Fatih Olcay şehit oldu, 9 asker yaralandı. Şehit haberini vermek için Afyonkarahisar'daki baba evine giden yetkililere baba Ramazan Olcay 'Fatih mi Ferhat mı şehit oldu' sorusunu sordu."

Biri Silopi'de diğeri El Bab'da vatan görevini yapan iki aslanın babası kapıyı açar açmaz anlamış evinin önündeki kuyruğun ne olduğunu. Garip ana "guzum guzum" diye feryat edip yere düşerken tek şey sorabilmiş acılı baba ; "Fatih mi Ferhat mı?"...

Fatih mi Ferhat mı..Fatih mi Ferhat mı... Fatih mi Ferhat mı...

Boğazım boğum boğum,sanki ben de o kuyruktaydım..Sanki ben de o garip ananın "guzum guzum" diye yere düşüşünü görmüşüm.Kulaklarım çınlıyor, beynim uğulduyor...Yazı işlerini arayıp "benden bugün yazı beklemeyin" dememe ramak kalmış, sinir içinde haber sitelerini dolaşıyorum. Bir Türkiye karesi daha düşüyor önüme. Yine bir kuyruk karesi!...Fotoğrafın üstünde kocaman bir üst başlık;

"Duyan belgeleri tamamlayıp kapıya dayandı"

Sanırsınız ki, topyekun seferberlik çağrısının ardından, vatandaş askerlik şubelerine koşuyor,önünde uzun kuyruklar oluşturuyor. Ama öyle değil !..Bu Türkiye'nin başka acı bir gerçeği. Her sandık dönemimin klasiği de diyebilirsiniz. "İstikrar için " (!) vatandaşı cebinden,midesinden mahkum etme gerçeği. Yoksulluğa mahkum et sonra da sadaka ekonomisine bağla gerçeğinin referandum versiyonu!.. Fotoğraf altındaki haberin gerisi de ; "o para için uzun kuyruklar oluştu. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının 50 bin TL faizsiz kredi başvurusunun ilk gününde uzun kuyruklar oluştu" diye devam ediyor.

Kızmayın ne olur bana!..Eleştirim, 50 bin liralık o kredi için kapılarda bekleyen vatandaşlara değil.Yağmalanan Türkiye'de o para, yurdum insanına analarının ak sütü gibi helal olsun. Bu satırları kaleme almaktaki tek amacım, vatanım da yaşanan acı gerçekleri derin kırılmalarıyla birlikte ortaya koymak. Memleket büyükleri en yüksek perdeden teröristlere hönkürürken, aslında lafın,sözün bittiği noktada birazcık da olsa iğneyi kendimize batırmak.

Bakın herhalde şu fotoğrafı hiç unutmamışınızdır...

Bizlerin, " Habur rezaleti" dediğimiz o gün. Çözüm süreçcilerinin bayram havası içinde teröristleri otobüs üstünde yurda soktuğu, çadır mahkemelerinde, kahpelerin temize çıkması için iliştirilmiş yargı mensuplarının akıl verdikleri ve o doğrultuda ifadelerin alındığı o gün!.. Hani hatırlar mısınız?.. Otobüsle,alkışlarla kahpelerin Türkiye'ye buyur edildiği gün yüzlerce şerefli Türk subayı PKK'yla ve terörle mücadele ettikleri için o kahpelerin isteği ve verdikleri liste doğrultusunda "faili meçhul" suçlamalarıyla kodese tıkılıyordu. O hain süreç devam ederken önümüze gelen her sandıkta bankadan kredi almak için,TOKİ'den kelepir ev kapmak için kaymakamlardan yeşil kart alabilmek için kuyruklarda bekletiliyorduk. İstikrarın devamı için!..

Sonra bir de baktık ki; pürüzler çıkmış,büyük menfaat kavgaları sonucu ittifaklar bozulmuş. Yeni bir hukuki (!) ittifak kurulmuş. Ve, bir başka otobüs gerçeği ile şok olmuşuz...

Habur'daki otobüsten Kayseri'deki otobüse...

Fatih mi Ferhat mı..Fatih mi Ferhat mı... Fatih mi Ferhat mı...

Bu son satırlara da kızarsanız da kızın be kardeşim!..

Fatih mi Ferhat mı...

Yoksa, cebiniz ve mideniz mi...

Yoksa hepsi birden mi?..

İsterseniz yukarıdaki 4 karenin sıralamasını kendinize göre değiştirin ve kararınız verin!..Hukukileştirme süreci bugün Anayasa komisyonunda başlıyor!..

Yazarın Diğer Yazıları