Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

24 Haziran seçimlerini okumak -3-

c. Gerek Kumpas Davaları sonucu ve gerekse FTÖ Darbe Girişimi istismar edilerek yapılan tasfiyelerle TSK'nın laiklik bağlamında Türk siyaseti üzerinde yaratmış olduğu vesayet kırılmış olduğundan, cemaatlerin camilerde ve tarikat yuvalarında AKP lehinde açık açık çalışabilmeleri,

d. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, güvenlik güçlerinin (asker, jandarma ve polis) vasıtasıyla başarıyla engellenen PKK vesayetinin yerine, AKP vesayetinin yerleştirilmiş olması,

e. 2017 Referandumunda -yasalara aykırı olarak- YSK tarafından geçerli sayılan mühürsüz oy pusulaları ve zarflar, yasa değişikliği yapılarak yasal hale getirilmiş ve sandıkların birleştirilmesi/taşınabilmesi olanaklı kılınmıştır. Böylece, muhalefetin etkin sandık kontrolü yapamadığı yerlerde (Doğu ve Güneydoğu kırsalında 20 bin sandıktan söz ediliyor) "oylarla oynanabilme" olanağı sağlanması,

f. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü yoluyla kayıtlar ile oynanarak özellikle metropol varoşlarında "çifte oylu" seçmenler yaratma olanağına sahip olunmasıdır.

6- Yukarılarda belirtilen AKP olumsuzluklarında baş aktör olmasına ve AKP'nin eğitimli kesiminde güven yitirmesine neden olan uygulama ve davranışlarına (lüks ve şatafat düşkünlüğü, ülke için en yaşamsal konularda sıkça aldatılmış olması, politikadaki zikzakları ve U dönüşleri, çelişkili demeçleri, başka iktidarların eserlerini üstlenmesi, vb.) rağmen, RTE'nin beklentilerden daha az oy kaybının nedenlerinin -yukarılarda AKP için ifade edilenlere ek olarak- şunlar olduğunu değerlendiriyorum:

a. Bilindiği gibi, dinci-kinci olmayı esas alan ve kendi şeyhlerini/önderlerini Peygamberimizin günümüzdeki vekili gibi gören cemaatlerde bireysel irade ya da sorgulama yoktur; her ne halt işlerse işlesin, ne kadar olumsuzluk yaratırsa yaratsın, şeyhe/öndere biat esastır. Bu bağlamda müritler, bütün olumsuz icraatlarına rağmen RTE'ye oy vermekten vazgeçmemişlerdir.

b. RTE'nin, eğitimsiz/düşük eğitimli kişilerin iç dünyasındaki "karizmatik lider" değer yargılarına uygun söylem ve eylemleri (Özellikle, dincilerin Hristiyan Batı dünyasına olumsuz bakışı dikkate alınarak çekilmiş Eyyyyyyy'ler), egoları/gururları okşanan bu kitlede coşku ile karşılanmıştır.

c. Yandaş medya aracılığıyla yapılan yoğun ve çok başarılı propagandayla: Türkiye'yi kıskanan ve güçlenmesini istemeyen dış güçlerin terörü desteklediği ve ekonomide yapay olumsuzluklar yarattıkları; bu yüzden de ülkemizin varolma (beka) sorunu yaşadığını, adeta bir kurtuluş savaşı verilmekte olduğu; bu sorunu aşabilmenin ancak RTE gibi güçlü ve deneyimli bir lider ile olanaklı olabileceği (bunun için en iyi örneklerin, Batı dünyasına kafa tutuşları, FETÖ darbe girişimi karşısındaki ve Fırat Kalkanı/Zeytin Dalı operasyonlarındaki basiretli ve kararlı duruşu olduğu); bunu gören Batı dünyasının yeni (?) Türkiye'nin mimarı RTE'yi alaşağı etmek istediği, vb. bağlamdaki algılar AKP seçmenine şırıngalanmıştır. (Çok uzun yıllardan beri zaman zaman yapılan "yurt dışı sıcak takip operasyonları"dan anlamlı bir farkı olmayan bu operasyonların, Çanakkale Muharebelerine eşdeğer bir önem atfedildiğini de anımsamak gerekir.)

SONUÇ:

a. Herhangi bir demokratik ülkede bırakın seçim kaybetmeye, neredeyse tarihten silinmeye yol açabilecek beceriksizlik ve yetersizliklerine rağmen (DSP, ANAP, DYP, DP örneklerine dikkat!), AKP/RTE, sadece 10 puanlık bir oy kaybı ile seçimin kazananı olmuşlardır. Bu kazanımda; cemaatlerin mürit karakteri, devletin/kamunun tüm olanaklarının ve başta TRT olmak üzere yandaş medyanın fütursuzca kullanılması, güvenlik güçlerinin varoşlarda ve kırsaldaki vesayeti, Diyanet İşleri Başkanlığı taşra teşkilatının hutbe ve vaaz gücünün kullanılması, seçmen profiline uygun temalar seçilmesi (millet kıraathaneleri gibi) ve CHP'nin karşı propaganda da etkisizliği ve aymazlığıdır.

b. AKP/RTE'nin kemik oyları sadece müritlerdir. Bunlar dışındaki AKP seçmeninin, mevcut ekonomik durum daha da kötüye giderse, özellikle hayat pahalılığı daha da artarsa (ki görünen odur), inandırıcı ve güçlü bir görünüm veren başka bir partiye oy verebileceğini değerlendiriyorum. Ayrıca, istatistiklere göre AKP'nin aldığı oyun %71'inin parti vaatleriyle değil de RTE'nin karizmatik kimliği nedeniyle olduğu dikkate alındığında, AKP'nin siyaseten güçlü varlığını sürdürebilmesi, ancak RTE ile birlikte olanaklı olduğu açıktır. (ANAP/Turgut Özal örneğine dikkat!)

Yazarın Diğer Yazıları