24 Haziran seçimlerini okumak -1-
24 Haziran seçimlerinin dumanı halen tütüyor. Sebep ve sonuç ilişkileri ile ilgili sağlıklı bir değerlendirme yapılmış değil. KONDA'nın 100 sayfalık analizi kıymetli olmakla birlikte detaylarla dolu. Bugüne kadar en detaylı yorumu, benim fikir babam, Komutanım, gönüllerin gerçek anlamdaki Genelkurmay Başkanı emekli general Hasan Peker Günal yaptı. İzin alarak değerli okuyucularımızla paylaşıyorum.
Bütün hayvanlar eşittir.
Ama bazı hayvanlar ötekilerden daha eşittir.
(George Orwell; Hayvan Çiftliği.)
24 Haziran seçiminin sonuçlarını ayrıntılı irdeleyerek, ülkeyi düştüğü bataktan kurtarabileceği umudunu taşıdığım siyasi partiler ve üyeleri/sempatizanları açısından geleceğe yönelik çıkarımlar elde edebilmek amacıyla bir süre izin istemiştim. İrdelememi tamamladım; sonuçlarını aşağıda açıklıyorum. Ama önce, sosyo-politik konularda bir bilim adamı olmadığımı; bu konulardaki okumalarımı ve güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgileri çok uzun yıllara dayalı deneyimlerimi de içeren akıl ve mantık süzgecinden geçirerek TARTIŞILABİLİR bir takım sonuçlara ulaştığımı ifade etmek isterim.
Önce, rakamlara ve ayrıntılara fazla boğmadan, birkaç bölüm halinde, seçimin matematiksel ve politik bir değerlendirmesini yapacağım; ardından da demokrasi açısından felsefi bir yaklaşım sunacağım.
AKP/R.Tayyip Erdoğan (RTE):
1- AKP, bir önceki milletvekili seçimine (2015) göre oy bazında 7 puan, milletvekili sayısı bazında 8,6 puan gerilemesine ve meclis çoğunluğunu kaybetmesine rağmen, %42,5 gibi yüksek bir oranla seçimden birinci parti olarak çıktı. Bu gerilemenin, hüsrana uğradığı 15 Haziran 2016'dan sonra yapılan 1 Kasım 2016 erken seçiminde -çoğunluğu MHP'den olmak üzere- diğer partilerden kerhen aldığı emanet oyların asli partilerine geri dönüşünden ve CHP'nin "İYİ Parti'nin seçime girmesini ve HDP'nin barajı aşmasını sağlayan" politik manevralarından kaynaklandığını değerlendiriyorum. (Bazılarınca, darbe girişimi sonrası yürütülen operasyonlar sonucu Gülen Cemaatinin oylarının kaybını da bu gerilemede önemli bir rol oynadığını savlasalar da; bana göre, esas itibariyle bürokrasi ve siyaset alanında örgütlenmiş olan Gülen Cemaatinin halk nezdindeki mürit sayısı çok azdır ve seçimler üzerindeki etkisi fazla olmamıştır.)
2- RTE, aday çıkarmayan MHP'nin en az 10 puanlık ilave desteğine rağmen, bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde (2014) AKP seçmeninden aldığı oyun neredeyse aynısını (%52,6) elde edebilmiştir. Bu rakamlar onun, AKP nezdindeki oyunun 10 puan azaldığını; MHP desteği olmasaydı ilk turda cumhurbaşkanı seçilememiş olacağını göstermektedir.
3- AKP/RTE'nin Seçmen Profili:
Genellikle birbiriyle iç içe giren 3 ana kitleden oluşmaktadır (Seçime katkılarının önem ve öncelik derecesine göre):
a. AKP/RTE'nin en kemik seçmeni, sayıları küçüklü büyüklü 30 kadar olan din odaklı sünni cemaatler/tarikatlardır. Son yıllara kadar mürit sayıları toplamda 2,5-3 milyonu aşmayan, laiklik başta olmak üzere Atatürk devrimlerini lanetleyen, çağdaşlaşmayı küfür sayan, Arap kültürlü ve şeriat yanlısı bu cemaatlerden en büyükleri ve en etkilileri; İsmail Ağa, Süleymancılar, Menzilciler ve İskender Paşa cemaatleridir. Ancak son yıllarda, giderek bütün cemaatleri bünyesine katan ya da kanatlarının altına alan, hepsinden büyük yeni bir cemaat daha oluşmuş durumdadır: Şeriat değilse bile din merkezli bir devlet yönetimini esas alan TAYYİBİLER. 16 yıldır devlet eliyle süregelen bilinçli bir imam hatip okulu ve cami eğitimi sonucu oluşan cemaat benzeri bu yapının müritlerinin sayısının 4,5-5 milyonu (seçmenlerin neredeyse %20-25'i) bulduğunu değerlendiriyorum.
b. AKP/RTE'nin ikinci büyük seçmen kitlesi, yoksullardır. Devlet/kamu kurumlarınca doğrudan, Kamu İhale Yasasının adamına göre sürekli değiştirilerek (186 kez) ihale bahşedilen müteahhitlerce dolaylı olarak yoksul halka yapılan AKP vurgulu yiyecek, giyecek ve nakdi yardımlar 14 milyon (hatta bazı istatistiklere göre 16 milyon) insana ulaşmaktadır. Kadın seçmenlerin neredeyse yarısının AKP'ye (%60'ının RTE'ye) oy vermiş olmaları, evlerine erzak yardımı giren kadınların AKP'ye şükranlarının bir ifadesi olduğunu değerlendiriyorum. (Diğer partiler de sosyal yardımların süreceğini, hatta bazı ilaveler vaat etseler de, halk eldeki bir kuşu, ağaçtaki olası kuşlara yeğlemiştir.)
c. AKP/RTE'nin üçüncü büyük seçmen kitlesi, nüfusumuzun ne yazık ki büyük çoğunluğunu (2/3'ünü) oluşturan "eğitimsiz (okul eğitimi almamış) ve düşük eğitimli (azami ilköğretim mezunu)" insanlarımızdır. Eğitimsiz/düşük eğitimli kişilerin yarısının AKP'ye, %60'ının RTE'ye oy vermesi, eğitim seviyesi yükseldikçe AKP oylarının azalması, yüksek okul mezunlarında %20'ye kadar gerilemesi bunun en çarpıcı göstergesidir. (AKP/RTE'nin aldığı toplam oyun %75-78'inin bu kitleden gelmiş olduğuna dikkatinizi çekerim.) (Devam edecek)