23 Haziran provası
İYİ Partili adayın kazanması üzerine AK Parti'nin itirazıyla yenilenen Kırıkkale/Keskin seçimlerini yerinde izleyen avukatlardan dinledim:
- AK Partili sandık görevlileri açıktan oy kullandırdılar.
- TRT kamerasını sandığın bulunduğu yere soktular.
- Sandığa seçmenle birlikte girmeye çalıştılar.
- Seçmen kağıtlarını dağıtan muhtarlardan biri, AK Parti militanı gibi, oy kullanmaya gelenleri "ampule bas, ampule bas" diye yönlendirdi.
- AK Partili sandık görevlisi, pusulayı işaret ederek verdi diye yumruklu kavga çıktı; AK Partili görevli masaları yumrukladı, sandık kurulu başkanına küfür etti ve fiziki saldırıda bulundu. Dışarıda bekleyen AK Partili grup da gelip saldırıya katıldı. Polis uzun süre müdahale etmedi, gecikti.
- AK Partili yönetici ve görevliler, usulsüz oy kullandırma işlemlerine göz yummayan sandık başkanlarına sık sık "Sen PKK'lısın, sen FETÖ'cüsün, seni gebertirim, burada yaşatmam" diye iftira, hakaret ve tehditlerde bulundu.
- AK Parti il başkanı ve AK Parti'nin belediye başkan adayı oy kullanılan salondaki herkesi dışarıya çıkarmaya kalkıştı.
- AK Parti İl Başkanı, sandık kurulu başkanlarına talimatlar vermeye kalkıştı.
Seçimi izleyenlerin anlattığına göre eğer seçim hakimi gelip de "Devleti ayaklar altına aldıramazsınız. Tutanak tutacaksınız." iradesi ortaya koymasa, ağır baskı altındaki sandık kurulu başkanları tutanak da tutmayacaktı.
Ayrıca, aktarıldığına göre bunca olaya rağmen polis gözaltı yapmadı.
Sadece 24 sandığın bulunduğu Keskin'de, Hakim, Savcı ve Vali Yardımcısı'nın herhangi bir partinin elamanı gibi davranmama iradesine rağmen bütün bunları yapanlar, düşünün İstanbul'da, il-ilçe başkanı gibi çalışan bürokratların da desteğiyle neler yapmazlar! Neler yapacaklar!
KAZANIRKEN BİLE KAYBEDİYORLAR
Ve milli vicdan sahnede…
Yenilenen seçimlerin en net sonucu Millet İttifakı'nın yükselişine karşın Cumhur İttifakı'nın hezimete sürüklendiği… O kadar ki, kazanırken bile kaybediyorlar.
Misal, 31 Mart'ta ayrı adaylarla girdikleri seçimde AK Parti ve MHP oylarının toplamı yüzde 65'i bulurken, 2 Haziran'da yenilenen seçimde iki partinin oylarının toplamı yüzde 59'da kaldı. Buna karşılık Millet İttifakı oy oranını yüzde 34 küsurlardan yüzde 41'e yükseltmeyi başardı.
Yusufeli'de 31 Mart'ta yüzde 43 alan Millet İttifakı destekli CHP adayı, 2 Haziran'da oy oranını yüzde 46'nın üzerine çıkardı.
Aynı şekilde Honaz'da da Millet İttifakı'nın CHP'li adayının oy oranı yüzde 49'lardan yüzde 60'lara çıktı.
"MESELE"MİZ
Tatilcilere bugünkü kitap tavsiyesi; Mesele.
Ötüken Yayınevi, Dündar Taşer'in 1969-1972 yıllarında Devlet gazetesinde aynı başlıkla yayınlanan yazılarından oluşan kitabı yeniden bastı. Okuyanda, güneş çarpmasına benzer bir etki yarattığı için günün anlam ve önemine en uygunu bu diye düşündüm.
Hele bir okuyun da;
"Kendi memesini emen inek gibi" kendini tüketmemek, üreterek büyümek, büyütmek üzere yola çıkıp da, nasıl, memleketin ineğini birkaç metrekare çayıra çimene, memleketi de bir çift inek memesine, bir kilo yerli ete, bir bardak "köy sütü"ne muhtaç hale getirenlerle "aynı yolda yürümeye başladınız" bir düşünün bakalım.
"Türk'e zarar vermeyene müsamaha, Türk'e fayda verene himaye" felsefesiyle bir araya gelip de, nasıl, "Türk"ü vatanın taşından, toprağından silenlerin arasına karıştınız bir sorun kendinize, sorgulayın bakalım.
"Kader köprüsünden beraber geçmiş, şeref ve nikbeti birlikte tatmış kimseler" olarak, nasıl "aranızdaki bağları evvela gevşetip, sonra da koparmak isteyenler"in, "tek düşmanı Türklük, tek usulü yalan, tek gayesi menfaat" olanların oyununa geldiniz, şöyle en feveranlısından "tek zaafınız olan saflığınız"a yanın bakalım.
"Millet mefhumunun ne olduğuyla değil de, gafil bir hırsla, meselenin iktidar ekseriyettir, ekseriyet sayıdır, sayı parmaktır, parmak parmak oynatmakla sağlanır" kısmıyla ilgili olanları eleştire eleştire, nasıl onların "ekseriyet" sağlamak üzere ihtiyaç duyduğu, "kullanıp atmalık parmaklar" haline dönüştünüz; aynaya bakın da görün bakalım.
Neticede "bayram"; gün, yeni kırgınlıklar, küskünlükler yaratmak değil var olanları telafi günü, uzatmayacağım.
Şevket Bülent Yahnici'nin kitabı takdimindeki, "Akıl, mantık, izan tutulması yaşadığımız şu günlerde umarım ki, Mesele bir nebze de olsa bazı şeyleri yeniden düşünmemize ve muhasebe yapmamıza vesile olur" dileğini paylaşarak noktalayacağım.
"Mesele, Taşer'den yadigârdır, Taşer'in mirasıdır."
Tekraren okunmalı; "nereden nereye"yle yüzleşmekten kaçınılmamalıdır.