2012 büyüme analizi
2012 yılı son çeyreğinde GSYH yüzde 1.4 oranında büyüdü. 2012 yılının tamamında ise yüzde 2.2 oranında büyüdü.
1) 2012 yılında yüzde 2.2 olan global büyüme oranını yüzde 1.2 olan nüfus artış oranına bölersek, fert başına büyüme oranı yüzde bire yakın çıkar. Bir toplumda refah artışını gösteren de fert başına büyüme oranıdır. Demek ki 2012 yılında toplumda refah artışı yaşanmadı.
2012 yılında ortalama fert başına gelir, 10.504 dolar oldu. 2008 yılında 10.438 dolar idi. Yani son 4 yılda dolar olarak fert başına gelirde önemli bir artış olmamıştır. Dolar olarak fert başına gelir, TL olarak hesaplanan fert başına gelirin ortalama dolar kuruna bölünmesi ile bulunuyor. 2012 yılında TL olarak fert başına hesaplanan gelir 18.927 liradır. Ancak TL de Merkez Bankası reel kur endeksine göre yüzde 20 değerlidir. Yani doların 2012 ortalama reel değeri 2.10 liradır. Bu durumda TL değerli olmasaydı 2012 yılında ortalama fert başına gelir 9012 dolar olurdu. Dolayısıyla Türkiye henüz on bin dolar seviyesini reel olarak yakalayamamıştır.
Kaldı ki; TÜİK milli gelir güncelleme çalışmalarıyla 576 milyar TL olan 2006 yılı GSYH’yı yüzde 31,6 artışla 758 milyar TL’ye revize etmişti. Yani GSYH bir gecede milli geliri tartışmalı olarak yüzde 31 arttı. Bu günkü fert başına gelir hesabında o günkü tartışmalı artışın da etkisini göz ardı etmemek gerekir.
2) Son yıllarda GSYH’da meydana gelen zikzaklı büyüme Hükümetin ve bazı çevrelerin Türkiye uçuyor sözünü desteklemiyor. Söz gelimi 2007 yılında 1998 sabit fiyatları ile GSYH 101.2 milyar TL idi. 2012 yılında 117.7 milyar TL oldu. Yani GSYH beş yılda yüzde 16.3 oranında arttı. Ortalama yılık artış yüzde 3.3 eder.. Oysa ki gelişmekte olan ülkelerde ortalama büyüme yüzde 5 dolayındadır.
3) 2012 yılında özel tüketim ve yatırımlarda düşme olmuştur. Özel tüketim harcamaları, devletin tüketim harcamaları, toplam yatırım harcamaları ve stok değişmeleri toplam talebi gösterir.
Yerleşik hane halklarının 2012 yılı tüketim harcamaları yüzde 0.7 geriledi. Bu gerilemede bankaların kredi limiti getirmesinin, MB munzam karşılıkları artırıp, kredi hacmini daraltmasının etkisi olmuştur. Devletin nihai tüketim harcamaları ise yüzde 7.1 oranında artmıştır. Hükümetin sosyal güvenlik harcamaları, sağlık harcamaları ile maaşlar konusunda kamu harcamalarını düşürme elastikiyeti sınırlıdır.
Toplam yatırımlarda yüzde 2.5 oranında, özel sektör yatırımlarında ise yüzde 4.5 oranında bir düşme olmuştur. Bu düşme bu sene ve gelecek seneki büyümeyi ve işsizliği de etkileyecektir.
İç talebin kısılması ile ihracatta yüzde 17.2 oranında bir büyüme sağlanmıştır.
4) Sektörler itibariyle bakarsak, imalat sanayii 1.9 büyüme ile ortalama büyüme oranının biraz altında büyümüştür. Tarım sektörü ise yüzde 3.5 büyüme oranı ile daha iyi büyümüştür. İnşaat sektöründe 0.6 büyüme oranı ve ticaret sektöründe ise sıfıra yakın yüzde 0.1 büyüme oranı, bu sektörlerde durgunluk yaşandığını göstermektedir.