16 yıldır iktidar kim?
Yetkiyse yetki, tek başına iktidarsa tek başına iktidar, kararsa karar hepsi on altı yıldır bir kişinin iki dudağı arasındadır.
Süreç başlayacak diyor başlıyor. Sona erecek diyor sona eriyor. Suriye ile ortak bakanlar kurulu toplanacak diyor toplanıyor. Suriye'ye müdahale edilecek diyor ediliyor. "BOP Eş başkanı oldum" diyor, oluyor.
Kısacası Türkiye'de o, on altı yıldır ne istiyorsa o oluyor!
İktidar değil çelişkiler cumhuriyeti
Çözüm süreci diyor sonu hüsranla bitiyor. Neden olarak terör örgütünü suçluyor. İktidar terör örgütünün işinin istikrarsızlık çıkarmak ve sabotaj yapmak olduğunun farkında bile değil.
FETÖ'yle 17/25 Aralık'a kadar birlikte hareket ediyor. Mezardakileri birlikte çıkararak kendisine oy devşiriyorlar, FETÖ'nün açtığı davalarda birlikte savcılık yapıyorlar. FETÖ'yü başta TSK olmak üzere her yere sızdırıyorlar. Sonra FETÖ, CIA'nın yönlendirmesiyle Türkiye'de iç savaş çıkarmak için darbe yapmaya kalkışıyor "Yandım Allah" diye bağırıyorlar.
Anadolu'da "Hem kel hem fodul" sözü bu tür durumlar için söylenir.
İktidar kendi verdiği kararların sonucu olumlu olursa kendine, olumsuz gidiyorsa CEHAPE ve muhalefete suçu yüklüyor.
PKK ile İmralı/Kandil/Habur/Oslo süreçlerini planlayıp yürütürken "baldıran zehri" içecek kadar kararlı sözler eden de "Bu iş silahla olmaz... kırk yıldır silahla çözülmedi. Yeni bir barış süreci başlatacağız" diyerek sürecin sonunda silaha başvuran da aynı iktidar.
Kıbrıs'ta Annan Planı, Ermenistan ile Zürih Protokolleri, ABD ile stratejik müttefiklik, Rusya'nın uçağını düşürmede Rusya ile Soçi ve Astana Süreci başlatan da aynı iktidar.
AKP Türkiye'de iktidar mıdır, bostan korkuluğu mudur ya da çelişkiler cumhuriyeti midir? Henüz anlaşılmış değildir.
Yandaş zihniyet şöyle düşünüyor: Terörün nedeni PKK ve dış düşmanlar. Darbenin nedeni 'FETÖ ve muhalefet'. Doların yükselişinin nedeni 'dış mihrakların Türkiye'ye operasyon çekmesidir'.
Bu zihniyete göre terörden, FETÖ'den, ekonomideki kötü gidişten, faizin artmasından, enflasyonun coşmasından iktidar hariç herkes sorumludur.
Doların önlenemez yükselişi!
Dolar kuru, enflasyon, faiz, istihdam, yatırım, tasarruf gibi kavramlar iç ve dış mihraklardan çok ekonomiyle ilgilidir. Alınan ya da alınmayan kararlar, yapılan ya da yapılmayan yatırımlar, üretilen ya da üretilmeyen mallar, desteklenen ya da desteklenmeyen üreticiler, değerlendirilen ya da değerlendirilmeyen değerler sonucunda dolar iner ya da çıkar.
Türkiye'deki iktidarın zora girmesini isteyenler her zaman vardır, bundan sonra da olacaktır. Siz dile kolay on altı yıldır iktidarsınız bu süreçte sağlam ve güçlü bir ekonomik yapı kurabilmişseniz ancak o zaman onların saldırılarını boşa çıkarabilirsiniz!
Siz eğitimi kaliteli hale getirdiniz, adil ve şeffaf bir hukukla güvenilir bir ortam sağladınız, parayı betona değil de bilime, teknolojiye, katma değeri yüksek ürünlere yatırdınız da ekonomi canlanmadı mı?
Siz ülkeyi üretim değil ticaret ve tüketim toplumuna çevirmişseniz dış müdahaleler karşısında savunmasız kalırsınız.
'Üretme tüket, ihraç etme ithal et, icat etme taklit' et zihniyetinin Türkiye'yi getireceği yer burasıdır.
Bundan altı ay önce üç lira olan dolar beş liraya dayanmış Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Döviz kurunda üstesinden gelemeyeceğimiz bir sorun yoktur" diyor.
Gerekçe olarak da 'sorun sistemin işlememesinden kaynaklanıyor. Karar mekanizmalarında bir aksama var. Öncelikle bunun giderilmesi gerekiyor' diyor.
Tamam da on altı yıldır sistemi inşa eden de karar mekanizmalarının başındakileri oraya atayan da siz değil de CEHAPE'mi?
İktidar ekonomideki kötü gidişten hep başkalarını sorumlu tutarak işin içinden sıyrılmanın yolunu arıyor.
Millet ise 16 yıldır Türkiye'de iktidar kim(?) diye merak ediyor.