Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Halil Kağan ÖYKEN
Halil Kağan ÖYKEN
Çalışma Gündemi

1 Ocak 2025 tarihinden sonra emekli olacakları kötü bir sürpriz mi bekliyor?

01 Ocak 2025 tarihinden sonra emeklilik başvurusu yapanlar için 2024 Ocak ayı %49,25 ve Temmuz ayında %24,73 maaş zam oranları bağlanacak emekli aylığı hesabında kullanılmayacak. Bunun yerine 2025 yılı başvurularında, 2024 güncelleme katsayısı ile güncellenecek. Bu durumda 2025 yılı emekli aylıklarında 2024 yılına göre yaklaşık %30 daha düşük hesaplanacak. Şayet orta vadeli programdaki enflasyon hedefi gerçekleşmez ve 2024 yılı için daha yüksek bir enflasyon ile karşılaşsak bile açıklanması beklenen enflasyon rakamları her iki aylık arasındaki farkı bir nebze azaltsa da ortadan kaldırmaya yetmeyecek. Kamuda çalışan 4/a (SSK) sigortalılık statüsüne tabi olanlar için ise 14 Ocak tarihi milat olacak.

Söz konusu farkın ortadan kaldırılacağı yönünde çalışma yapıldığına yönelik kamuoyuna bilgiler yansımıştı. Çalışma yapılması ve farkın 2024 yılı güncelleme katsayısında yapılacak bir iyileştirme ile çözülmesi de doğaldı. Nitekim böyle bir düzenleme yapılmadığında:

1-Emeklilik koşullarını sağlamış ya da sağlamakta olan emekli adayları 31/12/2024 tarihine kadar emeklilik dilekçesini vermiş olacaklar. Bugünden yıl sonuna kadar aradaki farkın giderilmediği her bir gün emeklilik başvurusu katlayarak artacaktır. Yaklaşık 5 milyon EYT’linin büyük bir oranı emekli olurlarken yaklaşık 2 milyon sigortalı, emeklilik için gün sayıyor ya da koşulları oluştuğu hâlde belirli nedenlerle çalışma hayatında emekli olmadan kalmaya devam ediyorlar. Emekli olanların ise neredeyse yarısı aylıkları kesilmeden sosyal güvenlik destek primine tabi olarak iş hayatlarını sürdürüyorlar. Şayet yaklaşık %30 düşüşü ortadan kaldıracak bir düzenleme yapılmazsa; emekli olacakları aşikâr. Böylece yeni bir emeklilik furyası ile karşı karşıya kalacağımız da aşikâr. Çokça şikâyet edilen emekli aylıklarının bütçeye getirdiği yükün artacağı da aşikâr.

2-Konuya geriye çekilip bir kez daha baktığımızda; sırf yasalarda yer alan teknik hesaplamalar nedeniyle sadece emeklilik başvuru tarihine göre aynı kişiye 2025 yılında emekli olursan, 2024 yılında emekli olmana göre %30 daha düşük maaş alacaksın demek, zor anlatılacak bir konu. Bu durumda kişilerde adalet duygusu zedeleneceği gibi devletin kurumlarına olan güvende de sarsılma olacaktır.

3-2024 yılı güncelleme katsayısında yapılması beklenen düzenlemenin yasalaşmaması durumunda;2025 yılında ve ilerleyen dönemde emekli olacakların aylıkları olumsuz etkilenecek. Bu da hoşnutsuz kümenin sanılandan daha büyük olduğunu ortaya koyacaktır.

4-Özel sektör ise 2023 yılında EYT ile yaşanan şokun bir benzeri ile karşı karşıya kalacaklardır. Şayet düzenleme gelmezse emeklilik koşullarını sağlayan ya da borçlanmalar yoluyla sağlayabilecek sigortalılarının emekliliği ve kıdem tazminatı yükü ile karşı karşıya kalacaklardır.

2025 yılında emekli olacakların aylıklarında yaklaşık yüzde 30 düşüşü engelleyen bir düzenleme yapmamak konusunda emin miyiz?

Yüzde 30 düşüşü telafi edecek düzenleme beklenirken bu defa kamuoyuna yapılan açıklamalarda düzenlemelerin sisteme zarar verdiği ve bütünlüğü korumanın gerekliliği yönünde bilgiler yansıdı. Aslına bakılırsa beklenen düzenleme sisteme zarar vermek bir yana sistemin getirdiği çarpık sonucu ortadan kaldıracaktır. Şüphesiz bu kadar önemli bir konu tüm boyutları ile başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunda masaya yatırılmıştır.

Aylıklarda yaşanacak %30 düşüşten kaçmak için ne kadar sigortalının erken emekli olacağı, ne kadar aylığın erken ödenmeye başlanacağı, bütçeye fazladan ne kadar yük getireceği ve gelecek yıllarda ne kadar sayıda potansiyel emeklinin ne oranda zarar göreceğine dair hesaplanmalar, verilecek kararlarda fayda sağlayacaktır. Bunun yanı sıra işveren temsilcileri ile de firmaların karşılaşacağı kıdem tazminatı yükü ve işgücü boşluğunun değerlendirilmesi gerekmektedir.

2025 yılında emekli olacakların aylıklarında yaklaşık yüzde 30 düşüşü engelleyen bir düzenleme yapılmaması durumunda bu köşede yayınlanan 31 Ağustos 2024 tarihli “Emekli aylıklarında 2025 yılında yaşanacak %35 düşüşten kaçış yolu var mı?” yazısını okumanızı öneririm.

Öğretmenlik Meslek Kanunu yasalaştı

Öğretmenlik meslek yasasının Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabulü ile öğretmenlik mesleğinde üç kademeden oluşan kariyer basamakları belirlenmiş oldu. Buna göre öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olarak ünvanlar oluşturuldu. Söz konusu ünvanlara belirli koşullar çerçevesinde ulaşmak olanaklı olacak.

Uzman öğretmenlik için en az on yıl öğretmenlik hizmeti şartı bulunuyor. Başöğretmenlik için ise 10 yıl uzman öğretmenlikte geçen hizmet süresi şartı aranacak. Bunun yanı sıra uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik için düzenlenecek eğitimlerin başarı ile tamamlanması da gerekli. Diğer taraftan her iki ünvana gelmek için de öğretmenin kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almamış olması gerekmektedir. Şayet kademe ilerlemesinin durdurulması cezası özlük dosyasından silinmiş ise söz konusu iki ünvana başvuru yapılmasında bir engel görülmeyecektir.

Hâlihazırda görevde bulunan öğretmen ve uzman öğretmenler için; öğretmenlikte ve/veya uzman öğretmenlikte yirmi yıllık çalışma süresi bulunanlar doğrudan başöğretmen unvanı için başvuru yapabilecekler. Öğretmenin bulunduğu dereceye göre değişmekle birlikte başöğretmenlik unvanı ile birlikte maaşlarına başöğretmenlik tazminatı (10.348,87 TL.) eklenecektir.

Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarının tecil uygulamasında değişikliğe gidildi

Sosyal Güvenlik Kurumu, Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun uyarınca borçların tecilinde (ertelenmesinde) uygulama değişikliğine gitmiştir. Bu kapsamda:

a-Yeni tecil işlemlerinde, talep tarihi öncesinde; mücbir sebep nedeniyle ertelenen alacaklarının 6183 sayılı Kanunun 48’inci maddesinin altıncı fıkrasına göre yapılan tecil işlemleri ile özel kanunlardan yararlanmak amacıyla bozulmuş olan tecil işlemlerinin bozulmuş olup olmadığına bakılmayacaktır.

b-Hâlihazırda tecil taleplerinde; talep tarihinden önce, talebin reddi için gereken bozulan tecil sayısı üç olarak uygulanmaktadır. Bu uygulamada 01 Ocak 2025 tarihinden sonra üç yerine iki bozma işlemi talebin reddi için yeterli olacaktır. Bozma işlemi sayısına ilişkin uygulamada; ünite ve borçlu baz alınacaktır. Tecil sürerken yapılandırmadan yararlanmak için yapılan başvurular hariç tutulmuştur.

Diğer bir anlatımla 1 Ocak 2025 sonrasında talepte bulunulan yıl ve öncesi iki takvim yılı içinde; iki defa bozma işleminin mevcut olması tecil talebini engelleyecektir. Tecil talebinin kabulü için söz konusu borcun ödenmesi gerekmektedir. Ödenen borçlar, bozma işlemi olarak sayılmayacaktır.

Sorularınız için e-posta adresi: hkaganoyken@gmail.com

Yazarın Diğer Yazıları