Zam, "zoom", bommmm!!!

17 Haziran 1972 günü beş hırsız ABD'nin başkentindeki Watergate iş merkezindeki bir büroya girerken polis tarafından yakalanmıştı...
Söz konusu binada ABD'nin o zamanki ana muhalefet partisi Demokratik Parti'nin "Demokratik Ulusal Komite" (DNC) genel merkezi de olduğu için polisin kuşkusu başka yönlere kaymıştı...

Çünkü faillerin tutuklanmasından kısa bir süre sonra, ABD basını zanlıların üzerinde bulunan paralarla ABD Başkanı Nixon'un seçim kampanyası komitesi tarafından kullanılan bir rüşvet fonu arasındaki bağlantıdan da söz etmişti...
Soruşturma derinleşince hırsızların Nixon'ın partisi olan Cumhuriyetçi Parti ile bağlantılı oldukları ve Demokratik Parti'nin telefonlarını gizlice dinlemek üzere mikrofonlar yerleştirmek için binaya girdikleri ortaya çıkmıştı...
Skandal tüm dünyayı sarsarken, soruşturmayı örtbasla suçlanan ve Beyaz Saray'daki ses kayıtlarını Adalet Bakanlığı’na vermemekle direnen Başkan Nixon 9 Ağustos 1974'te görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı...
Evet; "durup dururken Watergate Skandalını neden gündeme getirdin" diye sormayın...
Çünkü CHP'deki iç savaşta ortaya çıkan bir video konferansın sızdırılması skandalı dünkü bazı gazeteler tarafından (dünyayı sarsan gizli belgelerin yayımlandığı) Wikileaks skandalına vurgu yapılarak "CHPleaks" diye tanımlanınca, aklıma ilk önce ABD'deki Watergate Skandalı geldi...


CHP, savaş, deşifre...

Watergate Skandalı'nda olduğu gibi dünya siyaseti rakip partilerin birbirini dinleme faaliyetlerine alışmış olabilir ama, Türkiye'de bir parti içerisindeki muhalif kavgada dinleme, deşifre skandalı pek görülmemişti...
Hele de genel başkana FETÖ'cüler tarafından kurulan kaset tuzağı sonrası, içine FETÖ'cülerin de sızdığı CHP gibi bir partide, bir belediye başkanıyla milletvekilleri arasındaki video konferansın gizlice kaydedilip YouTube üzerinden sızdırılması sadece utanç verici bir siyasi skandal değil, aynı zamanda (enerji tüketen) pervasızca bir kavganın dışa vurumudur...
Çünkü Ekrem İmamoğlu ile daha düne kadar Kılıçdaroğlu'nun dizinin dibinden ayrılmayan milletvekilleri ile eski parti yöneticilerinin, CHP'nin kurultaya götürülmesi ve Parti Meclisi'nin olağanüstü toplanması için Zoom üzerinden yaptıkları video toplantısının bir bölümünün deşifre edilmesi yalnızca parti içerisindeki liderlik mücadelesinin amansız boyutlara geldiğini göstermiyor, siyaset savaşlarındaki pervasızlıkların geçmişteki kaset ve kumpas rezaletlerinden ders almadığını da ortaya koyuyor...
Ancak CHP'de, geçmişte genel başkana laf kondurmayan, hatta partideki vahim gidişatı eleştirenlere muhalif gözüyle bakan gafil siyaset cambazlarının son haftalarda en keskin Kılıçdaroğlu karşıtı olmaları ve bu uğurda açık-gizli toplantılar yapmaları sadece CHP'deki iç savaşın belediye başkanları, örgütler ve milletvekilleri hattında acımasız hale geldiğini göstermiyor, bir başka büyük gaflet çıkmazını, hatta kaçınılmaz erozyon tehlikesini de açığa çıkartıyor...

Büyük kavganın bombaları!!!

Genel başkan koltuğuna oturduğu 13 yıl öncesinden bu yana 12 seçim yenilgisi yaşayan Kılıçdaroğlu, bir dönem dizinin dibinden ayrılmayan yağdanlık siyasetinin kendisine yönelik başkaldırısıyla uğraşırken, partinin belediye başkanlarından milletvekillerine kadar tüm yapısının koltuk, liderlik ve kurultay savaşlarına girişmesi siyasetteki çıkmazların sinsice ve bencilce derinleştirildiğini de gösteriyor...
Kimse "nedir bu çıkmaz" diye sormasın... İşte daha 14-28 Mayıs’ta 20 yıllık AKP iktidarı karşısında bir kez daha yenilgi yaşayan beceriksiz ana muhalefet, sanki 2024'ün Mart ayında yerel seçim olmayacakmış gibi, tabandan tavana kadar tüm enerjisini koltuk-iktidar savaşlarına yönlendirmiş ki, eyvah eyvah...
Ancak Ekrem İmamoğlu da, "parti ile ilgili en az 200 toplantı yaptık" şeklindeki açıklamasıyla bu enerjinin ne kadar iç mücadeleye yoğunlaştığını açıklamışken, AKP'nin ise cumhurbaşkanlığı mücadelesi biter bitmez yerel seçimlere odaklanmasından zerre kadar ders alınmadığı da ortaya çıkıyor...
Amerika'da FETÖ'nün kurmayları ile fotoğraf çektirenlerin (!) milletvekili yapılması, yüzde bir oyu olmayan 4 partiye ayrılan kontenjanların erozyon yaratması, FETÖ'ye saygılarını sunanların halen Meclis grubunda danışman olması ve cemaatin Abant toplantılarının müdavimi bir zatın 7 kez vekil (!!!) olması yetmezmiş gibi, akrabalarını da belediye başkanı yapması CHP tabanında zaten erozyon ve infial yaratmışken, ana muhalefet unsurları iç kavgayla asırlık partiyi tüketmekten hiç kaçınmıyorlar...
İstifa etmemekte direnen Kılıçdaroğlu ile CHP'de iktidar kavgasına girişenlerin 2024 yılının Mart ayında yaşanacak olası yenilginin ayak seslerini duymaması skandaldan da öte bir siyaset aymazlığıdır ki, olası bir hezimet pervasızlığın suratına ağır bir şamar olarak dönerse kimse şaşmasın...
Evet; CHP içerisindeki koltuk-kurultay savaşları İmamoğlu ile milletvekilleri arasındaki zoom toplantısının deşifre edilmesi kadar pervasızlaşmışsa, ana muhalefetteki hezimet erozyonu (belediyeleri de kaybetmesi halinde) CHP'nin baraj altında kalacağı tehlikesiyle daha da büyüyecek...
Peki; bu yazıya niçin mi "Zam, zoom, bombaaa" diye başlık attık?..
Çünkü Türkiye KDV ile kanunsuz MTV artışı, yakıta yapılan zamlar ve dövizin fırlamasıyla zirveye çıkan hayat pahalılığıyla mücadele ederken, milyonlar açlık sınırında infial halindeyken, Türkiye'ye umut olması gereken ana muhalefet zoom skandalılarıyla meşgul oluyor, taban ve zaman kaybediyor, pervasız siyaset halk arasındaki tepkiyi, vahim yılgınlığı ve erozyonu hiç de görmüyor...
CHP'de zoom toplantıları gizlice kaydedilip yayımlanabiliyorsa, kurultay ve liderlik kavgasında (birilerini bertaraf etmek için) kirli çamaşırlar(!) ilginç bağlantılar ve sarsıcı icraatlar da deşifre edilirse, kimse sakın ola şaşmasın!..
İşte acımasızca pervasızlaşan iç mücadele "boommm" diye patlayacak yeni kavgalar ve skandallarla 2024 seçimini hezimete sürüklerse, tabandan-tavana kimse ah vah da etmesin...

Yazarın Diğer Yazıları