Yükselen ekonomilerde sert düşüş
Spekülatif sermaye küreselleşmeyi kendine göre dizayn etti. Sıcak para olarak girdiği ülkelerde spekülatif kârlar sağladı. Bu ülkeler bol döviz serabına kapıldı. Kur baskısı ve cari açıkların bozucu etkisi , dış borçlanmaya yansıdı. Dış borçlanmanın etkisi uzun zamanda ortaya çıktığı için kimse işin farkına varmadı. Üretici memnun, çünkü düşük kurdan ithalat yaptı. Tüketici memnun, çünkü piyasa ucuz ithal malı cenneti oldu.
Türkiye 2012 yılına kadar bu serabı yaşadı.
Spekülatif sermaye yüksek kârdan heyecanlandı. Bu defa bu ülkeleri yükselen ekonomiler olarak ilan etti.
Öte yandan Finansal liberalizasyon, hükümetleri ya teslim aldı veya elini kolunu bağladı.
Finansal liberalizasyon ile Finansal araçların çeşitlenmesi ve sermaye denetimlerinin kaldırılması sonucunda bir para arzı tanımı yapmak oldukça zorlaştı. Aynı nedenle hükümetlerin makroekonomik denetim gücü azaldı.
Finansal liberalleşme ile birlikte faiz hadlerinin ve çeşitli mali varlık fiyatlarının gelecekte alacağı değerlere ilişkin belirsizliğin artması, borç verenler açısından bir risk faktörü oluşturdu.
Finansal liberalleşmenin yarattığı finansal varlıkların fiyatlarındaki uyumsuzluklar ve bunun kaynak dağılımındaki etkinliği azaltması, vadelerin kısalması ve spekülatif varlık alımı ve tüketim amacıyla aşırı borçlanma ve bunun neden olduğu sürdürülemez borç stokları, artan finansal kırılganlık ve azalan hane halkı tasarrufları ile, ticaret ve sanayinin ihtiyaçlarına uygun faiz haddi ve döviz kuru politikası, izlenmesi adeta imkansız hale geldi.
Öte yandan Finansal liberalizasyonla birlikte bankacılık sisteminin kırılganlığı da önemli ölçüde arttı. Faiz oranlarının aşırı ölçüde artan volatilitesi bankaları ciddi faiz riskleri ile karşı karşıya bıraktı.
2008-2009 krizi, para enjekte edilerek uyutuldu. Ancak makro dengeler üstüne kurulmayan bir denge olduğu için etkisi zayıflamaya başladı.
Son beş yıldır, yükselen ekonomiler düşmeye başladı. Hepsi zorda. Finansal liberalizasyon bu ülkelerin posalarını çıkardı. Arjantin IMF'nin kapısında. Çünkü bu ekonomiler yüksek dış açıklar verdi. İşsizlik arttı. Bu defa yükselen ülkeler, kırılgan ülkeler oldular. Bunların başında hep Türkiye geldi. O kadar ki beş sene önce BM bile Türkiye'yi en kırılgan ülke olarak ilan etti. Beş kırılgan ülke üç kırılgan ülke oldu. Tablo değişti..
Değişmeyen ve kırılgan olarak kalan tek ülke Türkiye oldu. Dahası bugün de dünyada bu ülkeler içinde en fazla cari açık Türkiye veriyor.
Cari açık veren ülkeler, ithalat yaptıkları ülkelerde istihdam yaratmış oldular. Kendi ülkelerinde işsizlik arttı. (Aşağıdaki tablo.)
Kur artışının temelinde geçmiş 15 yıllık yanlış yapılanma var. Papaz hikayesi bahane. Kırılgan bir ekonomi için her zaman bir papaz hikayesi olur.