Yüksek verginin zararları
Son günlerde en çok duyduğumuz şey dizelle çalışan araçlarda kullanılan ‘10 numara yağ’.
Son bir ay içerisinde 10 numara yağı yakıt olarak kullandığı gerekçesiyle alev alıp yanan ve kaza yapan araç sayısı 10’a yakın.
Bunlar sadece basına yansıdığı için öğrenebildiğimiz. Bu konuda tutulmuş bir istatistik yok.
Nedir 10 numara yağ?
Volfran denen maddenin inceltilmiş motor yağına eklenmesi sonucu üretilen yakıttır. Mazota göre neredeyse yarı yarıya ucuz. Bugün bu yakıtı özellikle bazı şehirlerde toplu taşıma yapan özel halk otobüsleri yasak olmasına rağmen kullanmaktadır.
10 numara yağ kullanan bir halk otobüsünün ayda yakıttan 6 bin lira civarında tasarruf ettiği iddia ediliyor. 6 bin lira ciddi bir rakam. Tabii ki neye karşılık; hayata karşılık. 10 numara yağ kolay yanabilme özelliği nedeniyle zaman zaman, kullanılan araçlarda kazalara ve yangınlara neden olabilmekte. Sonuçta geçen ay halk otobüsünün yanması sonucu 3 vatandaş ölmüştü.
Özellikle halk otobüslerinin kaçak 10 numara yağ kullanmasının tek nedeni ucuz olmasıdır. Normal mazot fiyatının neredeyse benzin ile eşitlenmesi kullanıcıları yasak olmasına rağmen ucuza yöneltiyor.
Sigara ve alkolde de var
Bu sadece yakıtta olmuyor. Yüksek verginin olduğu her yerde karşımıza çıkıyor.
Sigara satışları düştü diye seviniyoruz. Aslında sigara satışlarının düşmediğini bizi yönetenler de biliyor ama gerçeği söylemiyorlar.
Türkiye’de sigara içenler azalmadı sadece resmi sigara satışları düştü. Yüksek vergilerle fiyatı 7 lirayı geçen sigaraların kaçağı neredeyse yarı fiyatına satılıyor. Daha önce bir iki yerde satılan kaçak sigarayı artık bırakın her köşe başında bulmayı neredeyse her sigara satıcısından satın alabilmek mümkün.
Özellikle mahalle aralarındaki büfe ve küçük bakkal tarzı iş yerlerinde bandrollü sigara satılmıyor tam tersi komşumuz çevre ülkelerden getirilen kaçak sigaralar satılıyor. Hani bir tabir vardır ya ‘Alan da memnun satan da’ diye, tam o hesap!..
Yine bir başka kaçak olayı, alkolde karşımıza çıkıyor!
Viski ve benzeri alkollü içeceklerde kaçak oranı ciddi anlamda yükselmiş durumda.
Cepte kaçak
Türkiye cep telefonu ithalatına yılda 1 milyar dolara yakın harcıyor. Bu rakam sadece yasal yollarla getirilen ve kaydettirilen telefonların oluşturduğu bir pazar. Bir de öyle bir pazar var ki bunun boyutunu devlet bile bilmiyor.
Örneğin yurt dışında bin lira olan akıllı cep telefonunun Türkiye’de satışı, vergilerle 2 bin lirayı buluyor. Aradaki bin liralık fark yurt dışından yasal olmayan yollarla getirilen cep telefonunda patlama yaşanmasına neden oluyor. IMEI numaraları kolaylıkla değiştirilebilen bu telefonlardan devletin kaybının çok ciddi olduğu tahmin ediliyor.
Neden oluyor?
Yurt dışından yasal olmayan yollarla getirilip ülkemizde satılan ürüne kaçak diyoruz.
Çünkü bundan devlet vergi almıyor. Devletin yurt içinde yasal olarak satılan bu ürünlerden son yıllarda aşırı derecede vergi alması, kaçağın daha da yaygınlaşmasına neden oluyor. Satılan her kaçak mal, ülkemizin biraz daha fakirleşmesine neden oluyor. Nitekim dünyada en fazla vergi alan ülkemizde geçenlerde Maliye Bakanı vergilerin yetmediğinden yakındı.
Kaçağı önlemenin ve vergi artışının tek yolu, yüksek vergileri makul seviyeye çekmektir.
Türkiye bunu yapmadığı sürece kaçak mallar cenneti olmaya devam edecektir.