Yönünü Arayan Türkiye ve Lozan...

"Zayıf ekonomiden güçlü diplomasi çıkmaz", "Bağımlı ekonomi ile bağımsız siyaset yapılamaz" diyor Barış Doster, "Dış politikada hamaset hezimet getirir" diyor.

İyi diyor öyle değil mi? Bunlar doğru sözler, büyük sözler, bir değerli bilim insanının, bir iyi gazetecinin sözleri çünkü.

Peki başka neler diyor, onlara da bakalım:

-NATO'culuğun sonu FETÖ'cülüktür. Türkiye NATO'nun maliyetini neden tartışmıyor? NATO ile Gümrük Birliği'nin maliyeti ne?

-Türkiye Atlantik cephesinden kopabilir mi?

-Şanghay İşbirliği Örgütü, AB ve NATO'nun yerini tutar mı? Rusya Türkiye'ye ne kadar güveniyor?

-Türkiye'nin Avrasya'ya yönelmesi bu kafayla imkânsız.

-Türkiye, Irak bağlamında izlediği siyasetle Türkmenleri mezhep üzerinden böldü.

-Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verilirken Türkiye beyin göçü veriyor.

-Hangi Türkiye model olabilir?

-Neo Osmanlıcılık dışa değil, içe dönüktü.

-ABD, Arap coğrafyasında bir Atatürk olmamasını nasıl kullanıyor?

-İslam Dünyasının ekonomik durumu: Toplam nüfusları 1,5 milyarı bulan, bu nüfusun yarısından fazlası gençlerden oluşan 57 İslam ülkesinin üretim kapasitesi, tek başına Almanya'nın üretim ve dış ticaretine ulaşamıyor. Dünyada altın rezervinin yüzde 15'i, petrol rezervinin yüzde 65'i, doğal gaz rezervinin yüzde 60'ı İslam ülkelerinde; buna karşılık dünyanın toplam ticaretinin sadece yüzde 15'ine sahipler. Gıda ve tarımda geriler. Su kaynakları açısından yoksullar. Bu ülkelerin 24 tanesi yüksek dış borçlu. En az gelişmiş ülkeler arasındalar. 15 tanesi zengin, onların da tek gelir kaynağı enerji ihracı.

-Bölge merkezli ittifak olmadan Kürt koridoru engellenemez.

Barış Doster dostumun, "Yönünü Arayan Türkiye" adlı kitabından seçtim bu tespitleri (Halk Kitabevi Yayını). Atatürk'ün görüşleri ve ışığı da var elbette bu kitapta, "Ben siyasal sorunları da askeri durumlar gibi harita üzerinde incelerim" sözü yer alıyor bu kitapta. "Mali egemenlik yoksa millî egemenlik olmaz" sözü de... Ve sonra bu sözler ışığında çözümü de veriyor değerli Doster: Cumhuriyet Devrimi Programı.

Lozan'a kafayı takanlara...

Lord Curzon, kapitülasyonlar ve Osmanlı Borçları (Düyun-ı Umumiye) konularında anlaşmazlık doruğa çıkınca bir akşam yanında ABD temsilcisi Chaild varken İnönü'ye şunları söyler:

"Tüm dediklerimizi, makul ve haklı olduğuna bakmaksızın reddediyorsunuz. En nihayet şu kanaate vardık ki; ne reddediyorsanız hepsini cebimize atıyoruz. Memleketiniz haraptır, imar etmeyecek misiniz? Bunun için paraya ihtiyacınız olacak, parayı nereden bulacaksınız? Para bugün dünyada bir bende var, bir de yanımdakinde. Unutmayın ne reddederseniz hepsi cebimdedir... Para kimsede yok, ancak biz verebiliriz... İhtiyaç sebebiyle yarın karşımıza gelip diz çöktüğünüz zaman, bugün reddettiklerinizi cebimizden birer birer çıkarıp size göstereceğiz."

Yanıtı şu olur İsmet Paşa'nın:

"Bunları behemehal alacağız. Biz bunları alalım; siz şimdi verin, sonra gelirsek, istediğinizi yapın."

Lozan'a hezimet diyen iz'an yoksunlarına kapitülasyonlarla ilgili 28. maddesini bir sunayım. Kapitülasyonlar iktisadi esaret zincirimizdi, işte bu madde ile kırdık onları:

"Antlaşmayı yapan yüksek taraflar, Türkiye'de kapitülasyonların tümü ile kaldırılmasını, her biri kendisi ile ilgili olarak kabul ettiklerini açıklarlar."

Yazarın Diğer Yazıları