Yolsuzluklar ekonomik krizi kriz yolsuzluğu tetikler

Merkezi Berlin’de bulunan Uluslararası Saydamlık Örgütü “Transparency International” ın 177 ülkeyi kapsayan ve “Yolsuzluk Algılama Endeksi” olarak açıklanan son yıllık raporuna göre Euro krizinde Yunanistan, 2012 yılında 94. sırada iken 2013 yılında 80. sıraya çıktı. Yani krizle beraber Yunanistan’da artan yolsuzluk, krizden sonra düşmeye başladı. Yine de bu ülke yolsuzluk konusunda Avrupa’nın en problemli ülkesi olarak görülüyor.
Yine son beş yılda büyük bir ekonomik kriz yaşayan İspanya ise yine son dönemde çıkan yolsuzluk olaylarının üzerine yeteri kadar gidilmemesi nedeni ile bir yıl içinde 30’uncu sıradan 40’ıncı sıraya çıktı.
Bu iki örnek, ekonomik krizlerde yolsuzluğun arttığını gösteriyor.
Ekonomik krizler, üreticide ve tüketicide paniğe yol açıyor. Gelecek korkusu fertlerde yolsuzluğun vicdani sorumluluğunu ve günah anlayışını azaltıyor..
Türkiye bu endekste 53 sıradadır...
Türkiye’nin 2014 sırası ne olur? Muhakkak ki bir gerileme olacaktır. Bunun bir nedeni ekonomik sorunların derinleşme olasılığıdır. Zira yolsuzluk iddiaları ve Hükümetin bu iddialara karşı panik içinde yasalar çıkarması ve tayinler yapması, dünya kamuoyunu ve uluslararası örgütleri de meşgul ediyor. Bu tartışmalar kötü giden makro göstergelerle birleşince ortaya çıkan konjonktür, Türkiye’de mevcut sıcak parayı ve Türkiye’ye gelen yabancı yatırım sermayesini ürküttü. Yerli ve yabancı sermayenin yatırım iştahını kapadı.
Dahası, uluslararası kurumlar, Türkiye’nin dış politikasına karşı peş peşe olumsuz raporlar yayınladı. O kadar ki Washington Demokrasi Vakfı Türkiye’yi teröre destek vermekle itham ediyor... Bunlardan bazıları:
* Türkiye, 2013 yılının ilk altı ayında Suriye’ye 47 ton silah gönderdi,
* Hamas’a finansal ve materyal destek sağlıyor,
* Başbakan’ın terörist gruplarla mali bağlantısı olan Yasin El Kadı ile yakın dostluğu var, şeklinde sıralanıyor.
Biz kabul eder veya etmeyiz. Başbakan bu politikaların kendi açısından doğru olduğunu savunabilir. Ancak gerçek olan yabancı sermayenin ve yabancı bankaların bu ilişkileri nasıl algılayacağıdır.
ABD’de bankalar eyaletler olarak organize olmuştur. New York bankalarına Musevi kesimi hakimdir. Türkiye için ambargo kararı verilmesi Türkiye’de ekonominin çökmesi demektir.
2007 Nisan ayında, İktisatlılar Vakfı “Yolsuzluğa Bakış” konulu bir kamuoyu araştırması yaptırmıştı. Bu araştırmada, çözülmesi gereken sorunlar nelerdir, sorusuna deneklerin yüzde 60’ı işsizlik, yoksulluk ve hayat pahalılığı şeklinde cevap vermişti.
Araştırmanın konusu olan yolsuzluğu ise aynı denekler önemsiz bulmuş ve yalnızca yüzde 8.9’u, yolsuzluğu çözülmesi gerek en önemli sorun olarak görmüştü.
Kamuoyu tarafından yolsuzluğun beşinci sırada bir sorun olarak görülmesi, yolsuzluğun halk nezdinde normalleştiğini de gösteriyor. 2007’den bu yana, toplum yolsuzluğu daha çok kanıksadı... Bu anlayışı “Deniz Feneri” gibi tartışmasız yolsuzluk örneklerine karşı, toplumun yeteri kadar tepki göstermemiş olmasından ve bugün de yolsuzluk tartışmaları karşındaki pasif tutumundan anlıyoruz.
Halkın, yolsuzluğa karşı duyarsız olmasının başta gelen nedeni, herkesin geçim ve yaşam derdine düşmesidir. 5 milyonu geçen işsiz sayısı yanında, çalışanlar açısından da özel sektörde ve devlette iş güvencesinin zayıf olmasıdır.
Gelecek korkusu, insanları sosyal olaylara karşı, yolsuzluğa karşı daha duyarsız yapıyor.
Öte yandan, halkta “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” gibi bir anlayış da mevcuttur. Bu anlamda yolsuzluğun toplumsal maliyetleri göz ardı edilmektedir.
Gerçekte ise yolsuzluk yılanı önce halkı sokmakta, haksız kazanç sahibi olanlar halkın cebinden çalmakta ve krizler de önce halkı vurmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları