Yolsuzluk ortamında kayıt dışılık önlenemez

Siyasi partilerin seçim programlarında ilk sırayı her zaman “kayıt dışı ekonominin önlenmesi” konusu almıştır. Çünkü kayıt dışı ekonomi hükümetlerin elini kolunu bağlar. Hükümetler etkili bir iktisat politikası uygulama imkânından yoksun olurlar. Ayrıca kayıt dışı ekonominin önemli ekonomik ve toplumsal maliyetleri vardır.
Orta vadeli planda da kayıt dışılığın önlenmesinin gereği vurgulanıyor.
Ne var ki, AKP iktidarında plandaki bu yaklaşım da bir slogandan öteye gidemez.
Kayıt dışı ekonomi üç kısma ayrılır...
Yer altı ekonomisi (uyuşturucu ticareti, kaçakçılık gibi)
Vergi kaçırma,
Kayıt dışı istihdam (kaçak işçi çalıştırmak veya düşük ücretten göstermek gibi)
Yer altı ekonomisini kayıt altına almak söz konusu değil. Devletin işi bu tür ekonomiyi ortadan kaldırmaktır.
Öte yandan Türkiye’de vergi kaçağı da yüksek boyutlardadır. Maliye Bakanlığı inceleme sonuçlarına göre, vergi kaçağının yüzde 40, yüzde 50 olduğu anlaşılıyor.
Resmi rakamlara göre kayıt dışı çalışanların oranı yüzde 45’tir.
1) Kayıt dışı iş yapanlar da herkes gibi devlet hizmetlerinden faydalanmaktadır. Ancak bunlar vergi vermiyorlar. Türkiye’de verginin üçte ikisini fakir-fukara veriyor. Bu şartlarda fakir-fukaradan kayıt dışı iş yapanlara devlet eliyle kaynak aktarılmış oluyor. Gelir dağılımı daha çok bozuluyor. Fakir ve yoksul sayısı artıyor.
2) Kayıt dışı iş yapanlar, diğer firmalara göre haksız rekabet yaratmış oluyorlar. Bu durum piyasayı bozuyor. Yatırımları engelliyor.
3) Kayıt dışılık belirsizliği ve riski artırıyor. Bu nedenlerle Türkiye’ye sıfırdan yatırım yapıp risk alacak ciddi yabancı sermaye gelmiyor.
4) Ekonominin kayıt dışında kalan kısmı kontrol edilemediği için istikrar programı yapma imkânı da kalmıyor.
Kayıt dışılığın önlenmesi için yolsuzlukların önlenmesi gerekiyor. Bu hükümetin yolsuzluğu önleme niyeti yoktur.
Her şeyden önce, artık iyice anlaşıldı ki, çalışanlar üzerindeki vergi ve prim yükü, yüzde 40 dolayında kaldığı sürece, istihdamda kayıt dışılık önlenemez. Çünkü yüzde 40 vergi ve prim yükü, vergi kaçırmaya değer bir orandır. Oysaki bu oranlar yüzde 25’e inerse, riske değmez. Kaçaklar azalır. Kaçak çalışan azaldığı için de, devletin vergi ve prim geliri artar.
İhale işi her zaman Türkiye’nin kanayan yarası olmuştur. İhale kanunu çıkarıldıktan bu güne kadar, 15- 20 defa değişti. Belediyelerin bir çok işi, ihale kanunu dışına çıkarıldı. Bu durum Avrupa Birliğinin hazırladığı, “Türkiye ilerleme raporlarında” da tenkit ediliyor.
Yetmedi, Başbakanlık dahil bir çok bakanlığın bazı işleri de ihale kanunu dışına çıkarıldı.
İhale kanunu dışına çıkarmak için bahane bulmak kolaydır. Ancak kanun dışında yapılan işlerin, yüzde 90’ı adam kayırmak veya kamu kaynaklarını keyfi kullanmak için yapılmıştır.
Eğer kamuda adam kayırma ve yolsuzluk varsa, ekonomide kayıt dışılığın önlenmesi nasıl mümkün olur?

Yazarın Diğer Yazıları