Yolsuzluk bozar

Türkiye 2021 Yolsuzluk Algı Endeksi''nde son 2 yılda 10 basamak geriledi. 180 ülke arasında 96. sıraya düştü.

Türkiye''de hukukun üstünlüğünde geri düşmesi, sivil toplum ve basın üzerindeki baskılar ile siyasetin finansmanına dair şeffaflık ölçümleri ve karar alma süreçlerinin kapsayıcılık ve katılımcılık düzeyine yönelik araştırmalar, 2021 Yolsuzluk Algı Endeksi sonuçları ile örtüşmektedir.

Yolsuzluk algı endeksi 2018 yılı endeksini; dünyada yolsuzluğun en az olduğu 20 ülke ile ve dünyada yolsuzluğun en çok olduğu 20 ülkeyi, Freedom House Demokratik özgürlük puanlarına ve Fert başına GSYH büyüklüklerine göre sıraladım. Aşağıdaki sonuçlar çıktı.

* Dünyada yolsuzluğun en az olduğu 20 ülkeden 18''i, insan hakları ve demokratik özgürlükler açısından özgür ülke statüsündedir. Ayrıca yolsuzluğun en az olduğu 20 ülkede ortalama fert başına gelir 58 bin 73 dolardır.

Demek ki fert başına geliri yüksek ve aynı zamanda demokratik olan ülkelerde yolsuzluk daha azdır.

* Dünyada yolsuzluğun en çok olduğu 20 ülke içinde ise tersine, hiç özgür ülke yoktur. 18 ülke özgür olmayan statüdedir, 2 ülke de kısmen özgür statüdedir. Ayrıca bu 20 ülkede ortalama fert başına gelir 2 bin 903 dolardır.

Demek ki insan hakları ve siyasi özgürlüklerin olmadığı ve fert başına gelirin düşük olduğu ülkelerde yolsuzluk daha fazladır.

Otokratik ve totaliter rejimlerde her şey kapalı kapılar ardında yapılmaktadır. Bu nedenle demokratik ve açık olmayan idareler yolsuzluğa daha müsaittir. Ne var ki, otokraside ve dikta rejimlerinde, bu güne kadar yolsuzluk yapıp da yanına kâr kalan kimse olmamıştır.

* Yolsuzluk, haksız rekabet yaratır. Piyasa ve fiyat düzenini bozar.

* Yolsuzluk, siyasette yozlaşma yaratır ve sistemin çalışmasını engeller.

* Yolsuzluk, hükümetlere olan güven kaybına neden olur, sermaye hareketlerini ve yatırımları engeller.

Çaldı, ama yaptı anlayışı, iktisatta da Corruption teori (yolsuzluk teorisi ) olarak geçer. Bu teoriye göre, yolsuzluk yapsa da iş yapan siyasetçiyi toplumun hoş görme eğilimi vardır. "Çaldı, ama iş yaptı...", "Hırsızsa bizim hırsızımız", ''''Devlet malı deniz, yemeyen domuz'''' gibi sözlerin bizim toplum tarafından benimsenmiş olması, aynı zamanda neden Türkiye''de siyasette yozlaşma olduğunu da gösteriyor.

Yolsuzluk siyasette haksız rekabet yaratıyor. Sıfır servetle siyasete başlayıp da sonra servetinin hesabını bilmeyenler, siyasi arenada namuslulardan daha başarılı oldukları sürece, yolsuzluğu önlemek imkânı olmayacaktır. Önce siyasette yolsuzluğun önünü kesmek gerekir. Bu da toplumun eğitim, kültür ve bilinç düzeyini yükseltmekle olur. Eğitim ve kültür düzeyi yüksek olan toplumlarda, yolsuzluğa karşı toplumsal tepkiler daha yüksektir.

Günümüzde birçok gelişmekte olan ve demokratik olmayan ülkelerde hükümetler kamu imkânlarını seçim popülizmi için kullanıyorlar. Bu da bir yolsuzluktur

Yolsuzluğa göz yuman bir toplum, aynı zamanda o yolsuzluğa iştirak etmiş demektir. Yolsuzluğu bildiği halde ses çıkarmayan, neme lazım diyenler de o yolsuzluğun tüm günahlarını yükleniyor demektir. Bu gibiler topluma karşı, daha da önemlisi aynı zamanda ailesine ve çocuklarına karşı olan görev ve sorumluluklarını ihmal etmiş oluyorlar. Çünkü yolsuzluk toplumun ortak malı olan kamu kaynaklarının çar-çur edilmesidir. Bundan hepimiz, bugün ve yarın, zarar görürüz.

Yolsuzluğun panzehiri; demokrasi, kurumsal devlet ve devlette şeffaf yönetim, denetim ve özel sektörde kurumsallaşmadır.

Yazarın Diğer Yazıları