Yine Fatiha bilmeyenler şehit oluyor!
Son 1 yılda tam 19 büyük patlama yaşandı bu ülkede... Yüzlerce insanımız hayatını kaybetti, sakat kalanlar, dehşeti yaşayanlar, eksik kalan aileler de cabası... İstihbarat hak getire!
Sakın kimse sesini çıkarmasın, sakın hesap sorulması gerekenlerden hesap sormayın... En ufak bir eleştiride bile bulunmayın. Yoksa bir anda "hain" ilan ederler sizi...
"Şehit var, neyi konuşuyorsun sen?" diye saldırmaya bile kalkarlar...
Halbuki şehit her zaman bizim şehidimiz, acı her zaman bizim acımız oldu.
Yas tutmayı da sizden çok iyi bildik, çünkü Türk töresinde, kültüründe yas kültürü vardı, ama sizin "liberal" kültürünüzde neyin kültürü var, biz çok iyi biliyoruz!
"Valilerimize talimat verdik, 'teröristlere müdahale edilmesin' diye. Ancak örgüt bizim iyi niyetimizi suistimal etti, her yere, şehirlere, evlere bombalar yığdı" diyenler, bir numaralı vatansever oldu.
Daha düne kadar Türk bayrağını değiştirelim diyenler, şimdi milliyetçileri manipüle etmeye kalkıyor.
Yetmiyor bir de üzerine, (şehitlerinin bedenleri bile birleştirilmeden) "Türkiye ne zaman büyük bir adım atsa hemen (Başkanlık sistemi) akabinde dış güçler devreye giriyor" diyerek başkanlık propagandası yapıyor!
Sizlerin iki yüzlü, hamaset ve kutuplaştırmaktan başka bir işe yaramayan siyasetinizden de yalanlarınızdan da bıktık...
Memlekette ne birliktelik duygusu ne de ortak acı bıraktınız.
En ufak eleştiriye bile tahammülünüz yok, sokakta bomba korkusu, evimizde ve iş yerimizde iktidar baskısını yaşamaktan ömrümüzden ömür gidiyor.
Televizyondaki her altyazı geçişinde yerimizden hopluyoruz.
O bombaların başlıca sebebi olan 'Çözüm Süreci'ni unutturup işi sulandırıyorsunuz.
Ama unutturmayacağız... 'Çözüm Süreci'nde özel harekatçıları, milliyetçileri, vatanseverleri nasıl tasfiye edip yerlerine FETÖ'cüleri yerleştirdiğinizi, PKK terörünü nasıl normalleştirdiğinizi, Oslo'da yapılan görüşmelerde "Metropollere nasıl bombalar yığdığınızı iyi biliyoruz" diyerek kahkaha attığınızı unutmadık, unutturmayacağız.
Dolmabahçe'de PKK'lılar ile imzaladığınız protokolleri, attığınız manşetleri unutmayacağız.
Üniversitelerde "Kampüste terör var" diyen evlatlarımız PKK tarafından katledilirken, bırakın taziyeyi; sadece bir sokağa isminin verilmesi talebi karşısında "O şehit değil" diye resmi açıklamalar yapmanızı unutmayacağız.
Çözüm sürecinde 1993 yılında silahsız 33 askerin şehit edilmesini bile dış güçlere, Türkiye'nin gelişmesini istemeyen odaklara bağlayanlar, hele sizi hiç unutturmayacağız!
***
Kadir Yıldırım... 41 yaşında aslan gibi... Mutlu bir yuvası, güzeller güzeli 2 evladı vardı...
Terörün en azgın olduğu yerlerde gönüllü olarak mücadelesini verdi... Doğu, Güneydoğu demeden görevden göreve koştu.
Şehit Ömer Halisdemir'in mezarının başında gözyaşı döktü... Makamında şehit edilen Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk'ün ardından "Allah bize de şehitlik nasip etsin" dedi...
Çözüm sürecinde şehirlere yığılan bombaların patlatılmasıyla neye uğradığını bilmeden İstanbul'un göbeğinde şehit düştü... Geride gözü yaşlı ailesini bıraktı...
Şehit oğlunun, cenaze töreninde yanına gelen Erdoğan'a öyle bir bakışı var ki ne satırlar ne cümleler yeter anlatmaya...
Daha önce ayaklar altına alınan milliyetçiler için "Bunlar Fatiha bile bilmezler" diyerek hakaret ediyordunuz ya... İşte iyi bakın bu şehide... Ayaklar altına aldığınız milliyetçilerden, Fatiha bilmeyen ülkücülerden biriydi O... Tıpkı binlerce şehit, gazi gibi...
Makamların en yücesi size nasip oldu Kadir Ağabey...
Gözün sakın arkada kalmasın Ağabey... Güzeller güzeli bir kız çocuğu, aslan gibi bir erkek evlat, bıraktın bu vatana...
Sizler düşerken toprağa, ezanlar daha bir gür okunuyor Anadolu'nun dört bir yanından, Bayraklar şehitler için dalgalanırken, bir ölürken, bin diriliyoruz...