Yıldırım ve İnce kaybederlerse

Demokratik parlamenter rejimin yerine tek adam rejimini getirmesi için AKP Genel Başkanlığı'na atanan Binali Yıldırım'ın elinde boş başbakanlık koltuğu kaldı.

Başbakanlık tarih olunca Binali Bey'e vefasızlık gösteren AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan onu Başkan Yardımcılığı ile görevlendirmek yerine tamamen bir protokol görevi olan TBMM Başkanlığı'na tayin etti.

O Meclis Başkanlığı ki yeni anayasa ile Cumhurbaşkanı'na vekalet etme görevi de yok edilmişti.

Erdoğan Yıldırım'a resmen vefasızlık etti…

Başbakanlığın muadili görev tek adam sisteminde Başkan Yardımcılığı idi ama o göreve her nedense layık görmedi.

Ama AKP'lilerin hepsinde olduğu gibi Binali Bey'de de "Reis'e yüzde yüz biat" ve tabii ki itaat esastı…

Binali Yıldırım, Erdoğan tarafından çeşitli görevlere atandı ama en önemli başarısı (!) "araç ve insan geçiş garantili" havaalanı, köprü ve yolları ihale modelini keşfetmesi oldu.

Geçen parasını ödedi, geçmeyenin parasını devlet yüklendi.

"Deli Dumrul modeli" denildi dünyada hiçbir ülkenin akıl edemediği (!) bu müthiş buluşa…

Binali Bey ulaştırma bakanlığı ve başbakanlığı döneminde kamuoyunun tanıdığı bir isim oldu ki Erdoğan kendisini İstanbul'a AKP'ye kazandırması için Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday yaptı.

Binali Yıldırım Meclis Başkanı olarak şimdi Melih Gökçek modeli ile İstanbul'a aday gösterilecek.

Şimdi Gökçek modelini anlatayım.

1991'de ANAP'tan Refah Partisi'ne geçen Melih Gökçek o yıl Ankara Milletvekili seçildi ve 1994 yerel seçiminde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na "Milletvekilliğinden istifa etmeden" aday oldu.

Yıllardır hiç kimsenin akıl edemediği bu siyasi boşluğu Anayasa ve yasalarda bulduğu için "Gökçek Modeli" denilmeye başlandı siyasi kulislerde.

Kaybetseydi milletvekilliği sürecekti, kazanınca milletvekilliğinden istifa etti. Eğer Meclis bu istifayı kabul etmeseydi Gökçek Belediye Başkanı olamayacaktı.

Binali Yıldırım işte bu Gökçek modeli ile İstanbul'a AKP adayı gösterilecek.

Ama arada püf noktası var.

Meclis Başkanı "tarafsız" kimliği taşıyor ki İstanbul'a aday olduğu zaman Meclis Başkanlığı'ndan istifa edecek ama milletvekilliği sürecek.

Peki, Binali Bey Belediye Başkanlığı seçimini kaybederse ne olacak?

Milletvekilliğine devam edecek ama Meclis Başkanlığı'na tekrar seçilecek mi?

Yukarıda dedim ya Erdoğan ne derse o olur ki yeniden Meclis Başkanı da seçilebilir.

Ancak ben olsam asla kabul etmem çünkü Milletvekili, Bakan, Başbakan, Meclis Başkanı olup pat diye belediye başkanlığına layık görülür de kaybederse bu siyasi itibarsızlık olur.

Muharrem İnce

Muharrem İnce, Genel Merkez'in Cumhurbaşkanı adayı olarak seçmesine itiraz etmedi ama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçmesine itiraz ediyor.

Muharrem İnce kararını 3-4 kez şöyle açıkladı.

"Teamül ya da ön seçim sandığı İstanbul'a konulmadan genel merkez adayı olmam"

Kemal Kılıçdaroğlu ise kararı illerin teşkilatlarına "Teşkilatlar ne derse o olur" diye bıraktı.

Diyelim ki CHP İstanbul Teşkilatları, "eğilim yoklaması" kararı aldılar.

Gürsel Tekin, Akif Hamzaçebi, Mustafa Sarıgül, Muharrem İnce ve isteyen diğer CHP'liler de aday oldular ve İnce kaybetti.

İstanbul'da eğilim yoklamasını kazanamayan Muharrem İnce 2023 ya da erken Cumhurbaşkanlığı seçiminde "adayım" diyebilir mi? CHP aday gösterebilir mi?

Hayır, İnce Cumhurbaşkanlığına adaylık hakkını da CHP Genel Başkanlık hakkını da kaybeder.

Eğilim yoklamasını ve İstanbul seçimini kazanırsa, CHP Genel Başkanlığına da, Cumhurbaşkanlığına da aday olabilir.

Demem o ki İnce, çok ince bir siyasi kumar oynuyor.

Binali Yıldırım da siyasi itibarını risk ediyor…

Yazarın Diğer Yazıları