Yeni sistemin muhalefeti
16 Nisan'da Başkanlığa onay verdi Millet
24 Haziran'da kararını teyit etti Millet
Şimdi ne yapmalı muhalefet?
Demokratik Parlamenter Rejime dönmeyi artık akıllarından dahi geçirmemeliler.
Bu yeni sistemi milletin lehine kullanmak istiyorlarsa AKP dışındaki tüm partiler Meclis'te iş birliği yapmalıdır.
Yargının bağımsızlığı için yapılacak yasal düzenlemelerde iş birliği şarttır.
Meclis'in gücünün sıfırlanmaması için AKP dışındaki partiler güç birliği yapmalıdır.
Tek adam yönetiminin hatalarına karşı Meclis'in denetim ve kontrol gücü aktif şekilde sağlanmalıdır.
Meclis Başkanlığı çok önemli bir görevdir, MHP aday çıkarmayacağını peşinen ilan etmiştir.
Muhalefet ise bu ön kararı kırmak için bir MHP milletvekilini aday gösterip destekleyebilir.
Meclis komisyonlarında AKP'nin hakimiyet kurmaması için tüm partiler etkin iş birliği yapmalı ve komisyonların başkanlıkları ve üye durumu partilerin milletvekili sayılarına göre dağıtılmalıdır.
Meclis Başkanvekilleri sayısı 4, ancak grup kuran parti sayısı 5'tir.
Acilen yapılacak iç tüzük değişikliği ile 5 partinin de Meclis Başkanvekili çıkarması sağlanmalıdır.
Cumhurbaşkanı adayı olmayan ancak parti genel başkanı olan Meral Akşener ve Selahattin Demirtaş'ın partileri grup kurma hakkı kazanmıştır.
Ancak bu iki isim milletvekili olmadıkları için Meclis Grup Başkanı olamayacaktır ki, yapılacak iç tüzük değişikliğinde bu sorunu da çözecek hukuki adım atılmalıdır.
Yeni Anayasa'da önemli bir çelişki de vardır.
Bu da hem "taraflı" hem de "tarafsız" cumhurbaşkanı olma çelişkisidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 Temmuz'da Meclis Genel Kurulu'nda göreve başlamak için yemin edecektir ki bu yemin metninde 16 Nisan anayasa değişikliğinde unutulan, "tarafsız" olma hükmü vardır.
Erdoğan AKP Genel Başkanı olarak şu sözlerle cumhurbaşkanlığı yemini edecek:
"Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim."
16 Nisan anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanına partili olma imkanı da tanınmıştır.
Bu yemini edecek kişi AKP Genel Başkanı'dır ve görevini tarafsızlıkla yerine getireceğine "namusum ve şerefim üzerine and içerim." şeklinde yemin edecektir
Temel fıkrası gibi değil mi?
Sadece bu hüküm bile yapılan anayasa değişikliğinin acemiliğini ortaya koymaktadır.
İşte bu yüzden yapılacak değişiklik ile tarafsızlık ilkesi benimsenecek ise partili olma hükmü, tersi olacak ise tarafsız kelimesi anayasadan çıkarılmalıdır.
9 Temmuz'da bu yemini edecek olan Erdoğan'ın AKP Genel Başkanlığı'ndan istifa etmesi ve 5 yıl boyunca partisi ile ilişkisini kesmesi düşünülebilir mi?
Bence Erdoğan asla bu adımı atmaz.
Meclis'te bulunan partiler cumhurbaşkanlığı yeminindeki bu tarafsızlık ilkesini çıkartırlar mı? Hiç sanmam.
Konumuza devam edecek olursak; 600 milletvekili ve 5 parti ile görev yapacak Meclis'te tüm milletvekillerine başarılar diliyorum.
Muhalefet partilerini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin denetimi ve çıkarılacak yasalarda çok dikkatli ve aktif olmaya davet ediyorum.
Özellikle Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılacak Kanun Hükmünde Kararnamelerin Meclis'te yasa ile değiştirilmesi konusunda gerekli hukuki adımları atmaları çok önemlidir.
Bu nedenle muhalefet partileri her meslek için uzmanlardan oluşan danışmanlar ordusu kurmalı, çıkarılacak yasalara karşı hazırlıklı olmalıdırlar.
Sonuç olarak yepyeni bir tek adam rejimi, 9 Temmuz'dan itibaren Türkiye Cumhuriyeti devletinin yapılandırılmasını sağlayacaktır.
Bu yeni dönemde hükümette yer alacak kişilere "Bakan" mı, "Sekreter" mi denecek "Bakanlık" yerine ise "Sekretarya" ya da "Ofis" gibi bir adlar mı verilecektir?
Ve tabii Başkan Yardımcıları sayısı, Bakan sayısı ve milletvekili olmayan bakan atamalarında kişiler bakalım nasıl seçilecektir.
Yeni Hükümette mesleki kariyer mi yoksa siyasi menfaat mi ağır basacak göreceğiz.