Yeni faizlerin etkisi ne olur?

Merkez Bankası gösterge faizini yüzde 19.75'ten yüzde 16.30'a düşürdüğü gün döviz kurlarında da bir düşme oldu. Kamuoyunda en fazla tartışılan konular; faizlerin düşmesinin neden kurları etkilemediği ve bundan sonra ne olacağı konularıdır.

Önceki gün; cuma günü, Dolar ve Euro kurunda ve altın fiyatlarında artış vardı. Faiz oranlarında yatay seyir vardı.

Bu yazımda konuyu iki kısımda analiz etmeye çalışacağım… Bir… MB' nın faizi düşürmesi neden kurları etkilemedi? İki… Bundan sonra ne olur? Riskler nelerdir?..

Bir… Kurlar neden etkilenmedi?

1- TL zaten düşük, kur zaten yüksektir. 12 Eylül günü, Merkez Bankası TÜFE bazlı reel kur endeksine göre TL'nin değeri yüzde 25 daha düşüktür. TL'nin düşük değerde olması TL'de daha fazla değer kaybını engelliyor.

2- Reel faiz yüksek idi. MB gösterge faizi yüzde 19.75 iken, Ağustos yıllık TÜFE oranı yüzde 15.01 ve MB anketlerine göre eylülden eylüle beklenen yıllık enflasyon tahmini yüzde 12.21'dir.

Bu şartlarda reel faiz yüksektir. Yüksek reel faiz, diğer ekonomik ve siyasi gelişmeleri veri kabul edersek, yabancı sermaye çeker ve fakat aynı zamanda yatırımları da engeller. Üretimde finansman maliyetini artırır. Borçla finanse edilen Kamu hizmetlerinin maliyeti artar. Bu nedenle reel ve gerçekçi bir faiz dengesi tutturmak önemlidir.

Bu şartlarda piyasalar faiz indirimine ikna oldu. İnandı. Kur tepkisi vermedi.

Parantez içinde söylemek gerekirse, bana göre reel faiz en az yüzde 5 olmalıdır. Çünkü Uluslararası piyasalarda Türkiye'nin 5 yıllık tahvillerinin iflas risk primi 400 baz puandır. Doğal olarak Türkiye'de reel faiz oranı en az 4 puan ve artı birkaç puan olmalıdır. Yani en az yüzde 5 reel faiz olmalıdır.

3- AB Merkez Bankasının kararı etkili oldu. Avrupa Merkez Bankası (ECB) yüzde 0 olan faiz oranında herhangi bir değişikliğe gitmedi ve marjinal faiz oranı yüzde 0,25 olarak sabit kaldı. Buna karşılık yüzde eksi 0,40 olan mevduat faizini, 10 baz puan indirerek yüzde eksi 0,50 ye düşürdü. Ayrıca Kasım'dan itibaren her ay 20 milyar Euro tahvil alacağını açıkladı. Bu nedenle Euro değeri düştü.

4- Döviz talebi düştü. 2018 ikinci çeyreğine göre 2019 İkinci çeyreğinde ithalat yüzde 16.9 oranında geriledi. İthalatın gerilemesi döviz talebini düşürdü.

İki… Riskler nedir?

5- Merkez Bankası, enflasyon hesabını her zaman yanlı ve yanlış yapıyor. Enflasyonu her zaman kısa vadeli ve yalnızca talep cephesinden yorumluyor. Gerçekte ise enflasyonun temel nedeni arz-talep dengesinin bozulmasıdır. Son dönemlerde talep düşüktür ve fakat üretimde de düşme var. GSYH üç çeyrektir küçülüyor. Yani mal ve hizmet arzı da daralıyor.

Dahası Türkiye de toplam talebin enflasyona etkisi sınırlıdır. Zira yapısal sorunlardan kaynaklanan kronik enflasyon var. Geçen sene de kur şokundan maliyet enflasyonu yaşadık.

Geçen sene eylül ve ekim aylarında aylık enflasyonda şok artışlar yaşandı. Bu sene aynı aylar daha düşük çıkacak. Bu nedenle ekim ayında enflasyonun yüzde 10'a gerilemesi beklenir. Ne var ki geçen sene Kasım aralıkta ta da aylık enflasyon eksi olmuştu. Bu şartlarda Kasım ve Aralık aylarında yeniden artacak ve yüzde 13 dolayında gerçekleşecek. Sonrasında ise siyasi ve stratejik riskler var .

Enflasyonda belirsizlik ve MB'nın yanlış yorumu, faizlerinde oynak olmasına neden oluyor.

Faizlerin oynak olması, Devlet İç Borçlanma senetlerini elde tutma riskini artırır; yatırım planlaması - fizibilite yapmayı zorlaştırır; yatırımları caydırır. GSYH'da büyümeyi negatif etkiler.

6- İktidar reel faiz hesabı yapmıyor. Gerçekte eksi reel faiz, tüketim - tasarruf - yatırım dengelerini bozar. Borç verenden borç alana haksız kaynak transferine neden olur.

Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da MB'na müdahale olacağı anlaşılıyor. Söz gelimi MB'nın 12 Eylül faiz kararını sayın Cumhurbaşkanı öncesinde, 5 Eylül günü açıkladı ve "Merkez Bankası PPK Eylül Toplantısı İle Faizler Düşecek'' dedi.

Bir ülkede Merkez Bankası bağımsız olmayabilir. İktisadi ajanlar buna göre karar verirler. Ancak bağımsız Merkez Bankası deyipte, kararlara müdahale edersek, güven sorunu yaratmış oluruz. İstikrarı bozmuş oluruz.

Yazarın Diğer Yazıları