Yeni bir sol siyaset mi? Kişiler mi? İlkeler mi?
Siyaset Türkiye’de ne acı ki günlük kararlarla gündem yaratılarak yürütülür ki siyasetçiler de gazeteciler de genelde bu rüzgârla ne geçmişi anımsar, ne geleceğe bakar.
Buna günü kurtarmak denir.
2018’de CHP Parti Meclisi Üyesi Ankara eski Milletvekili Yıldırım Kaya bir rapor yazdı:
-CHP’de Değişim çağrısı yapmak mı? Yoksa önce Dönüşüm mü?
Gelin bugün CHP’de başlayan dönüşüm ve değişimin 5 yıl önce nasıl öngörüldüğünü Kaya’nın görüşlerinden okuyalım:
“CHP’nin ihtiyacı seçimli kurultay mı?
Yeni bir sol siyaset mi? Kişiler mi? İlkeler mi?
Türkiye'de sol siyaset ve mücadele olanakları
AKP 2002’de iktidara geldiğinde, tam anlamıyla yerleşmeyen parlamenter sistemi rayından çıkartarak, yeni bir yola soktu.
Yürütme organı, yasamanın denetiminden çıkartıldı.
Bağımsız olması gereken yargı da yürütme organının denetimine sokuldu.
Yargı bağımsızlığını kaybederken, TBMM’de devre dışı kaldı.
Keskin bir dönüşle antidemokratik bir yönetim anlayışıyla yüz yüze kaldık…
Türkiye solunun en büyük problemi örgütlü hareket edememesi, kendi içinde kendi kendine propaganda yapması ve içe dönük olmasıdır…
Bizim artık yeni bir mücadele anlayışını önümüze koymamız gerek.
Bilinçli bir örgütlenme seferberliği başlatmalıyız.
Türkiye devrimcilerinin görevidir. Çünkü huzurun, adaletin, barışın, demokrasinin yolu örgütlü toplumdan geçer.
-Bizleri ayrıştıran değil birleştiren politikalar geliştirmeliyiz.
-Siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda örgütlülüğü hayata geçirmeliyiz.
-Yaşama ortak olarak, yan yana durarak, omuz omuza olduğumuzu hissettirerek, önderlik etmeden yatay örgütlenmeyi hayata geçirmeliyiz.
-Halkın temel ihtiyaç ve sorunlarının çözümü için, ayrım yapmadan tüm yurttaşlarla ilişki kurmalıyız.
-Hedefimiz, mevcut örgütlü yapıları ele geçirmek olmamalı.
-Kadın çalışması, gençlik çalışması, meslek edindirme kursları kurulmasına destek olmalıyız, teşvik etmeliyiz.
- Kent Konseyleri aracılığı ile yöre dernekleri, sendika, meslek örgütleri vd… ile genel örgütlenmeyi hayata geçirmeliyiz.
-Sendikalar, odalar, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve yöre dernekleri ile sistematik ilişkiler kurmalıyız. Çalışmalarına katılarak, birlikte faaliyet yürütmeliyiz.
-Her il, ilçe ve köyde; kadın emeğini değerlendirme birimleri kurulmalı, şiddette uğrayan kadınlara hukuki destek sağlanmalı, yoksul ve kimsesiz çocuklara/kız çocuklarına destek birimleri oluşturulmalıdır.
-Gençler, gençlerle iletişime geçmeli; işyeri gençlik meclisleri, köy gençlik meclisleri, liseli gençlik meclisleri, üniversiteli gençlik meclisleri kurulmalıdır.
-Üretici ve tüketici örgütlenmesi için destek olmalıyız. Gıda bankaları, halk butikler, kooperatifler, birlikler kurulmalı. Hizmet ve afetlere karşı semt, mahalle, sokak örgütlenmesi… Engelli, yaşlı, kadın ve genç meclisleri ve kent konseyleri kurulmalıdır.
Umutsuz değiliz!
Kazanacağımızı biliyoruz.
Aydınlık bir gelecekten, eşitlikten, özgürlükten, adaletten, demokrasiden yana olanların, savaşa karşı olanların tükenmez gücü ve umudu var!
Gelecek bizden yana…”