Yeni bir dünya
Pandemi sonrası Dünya da ve Türkiye'de iktisadi gidişatı farklı değerlendirenler var. İktisadi gidişatın doğru tahmini ve analizi, ancak ve ancak tarafsız bir gözle yapılabilir. İdeolojik düşünenler, iktidar veya muhalefet yanlısı militanlar, siyasi iktidardan beklentisi olanlar, doğru tespit ve doğru tahmin yapamazlar. Bu durumda bazıları siyasi iktidara yaranmak için hem hükümeti yanıltıyor hem de vatandaşı yanıltıyorlar.
Dünyada Pandemi sonrasını felaket olarak görenler var... Ekonomist Nouriel Roubini, "Dünyada üç hafta içinde ekonomilerin her alanında serbest düşüş yaşandı. En az 10 yıl sürecek küresel bir depresyon yaşanacak. Ekonomi toparlansa dahi çok düşük seviyelerde kalacak." diyor.
Muhtemelen Roubini, 2009 krizini tahmin ettiği için, yıldız olma sendromu yaşıyor. Ancak 2009 krizini herkes tahmin etmişti.
Dünyada on yıl sürecek bir durgunluk yaşanmaz. Zira 10 yıl durgunluk yaşanması için iktisadi ajanların bu kadar uzun süre pasif kalması gerekir. Bu da hayatın normal akışına aykırıdır. Dahası iktisadi altyapı ve şartlarda eski krizlere göre değişmiştir. Artık dünyamızda politikalar daha kapsayıcı, daha hızlı ve daha pratiktir.
Aslına bakarsak, küreselleşme sürecine hakim olan yeni liberal politikalar 30 yıllık ömrünü bitirdi. Küreselleşmeden önce de aynısı olmuştu. Kamu mali politikalarını ve devlet- piyasa optimal dengesini öne çıkaran Keynesgil politikalar da, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, ikinci petrol krizine kadar 28 yıl sürmüştü.
Pandemi olmasaydı da küreselleşme dibe vuracaktı. Pandemi, dibe vuruşu hızlandırdı. Dipten çıkışta daha hızlı olacaktır. Zira dünyada küresel politikalarda değişiklik olacağı kaçınılmazdır. Söz gelimi dünya yeni bir para sistemi arayışı içine girecektir. Dolarizasyon gibi çift para tuzağında olan ülkeleri bu tuzaktan kurtaracak ve rezerv olacak daha güvenli yeni bir uluslararası para sistemi gelecektir. Aynı şekilde dış ticarette korumacılık gelmez ve fakat bizim gibi uzun yıllar cari açık veren ülkeler, gümrük düzenlemeleri yapmak ve kur politikasını değiştirmek zorunda kalacaktır.
Spekülatif sermaye hareketleri, küreselleşmenin baş belası oldu. Doğrudan yatırımların teşvik edileceği ve spekülatif sermayenin kontrol edileceği bir çıkış gerekiyor. Çin sermaye birikimini tamamladı. Yabancı sermayeye eskisi kadar yüz vermiyor. Dahası Çin Merkez ve yerel yönetimler yabancı sermaye için mülkiyet endişesi yaratacak kararlar alıyor. Geçenlerde Çin'in güneyinde iki bölge yönetimi pandemi nedeni ile gerekirse mülkiyete el konulabileceği kararı almıştı.
Çin'den yabancı yatırım sermayesi çıkışı olacaktır. Çin'den çıkan yabancı sermaye daha çok Hindistan'a gider. Türkiye olarak eğer, hukuk, demokrasi ve ekonomi alanında inandırıcı kararlar alır ve güven ortamı oluşturursak doğrudan yabancı yatırım sermayesi çekebiliriz.
Pandemi sonrasında ekonominin hareketlenmesi, ekonomi yönetiminin başarısına bağlıdır. Genç, dinamik ve müteşebbis ruhlu bir insan kapasitesine sahibiz. Başarının ilk şartı da ekonomi yönetiminin bu gücü harekete geçirmesidir. Yatırım kararları için siyasi iktidarın yerli sermayede ayırım yapmaması gerekir. Hükümet; üretici ve tüketici üstünde güven oluşturmalıdır. Bunun yolu da algı yaratmak değil, doğruları paylaşmaktır.
NOT: Önceki günkü ''Bu Pazar seçim olsa'' başlıklı yazımda, Haziran 2018 genel seçimlerinde MHP'nin aldığı oy sehven yüzde 10 olarak yazılmıştır. Fahrettin Yokuş'un hatırlattığı gibi bu oran yüzde 11.1 olacaktır. Düzeltirim.