Yaz Bekir Coşkun, ne olursun yaz
Duayen spor yazarı Metin Gören ağabeyim, Facebook hesabından günlük bir milyon tirajlı Günaydın Gazetesi''nin temsilciliğini yapan ve tedavisi sürdüğü için Sözcü''de ara sıra yazan Bekir Coşkun için şöyle yazdı:
O şimdi; rahatsız
O şimdi; sürekli yazamıyor
Biliyorum; içi içine sığmıyor
Biliyorum; yazmayı ne kadar özlediğini
Onunla birlikte;
Büyük patron, efsane Haldun Simavi''nin, efsane gazetesi Günaydın''ın Ankara Kalesi Komutanlarıydık...
Yılmadan yorulmadan...
Can Pulak''ın temsilci olduğu yıllardı
Bir milyon tiraj Ankara içi günde yüz bin satıyoruz
Can bey; odasına çağırdı;
"Bekir Coşkun''u alıyoruz ne dersin?"
Harika olur dedim.
Harika oldu.
Bir süre sonra temsilci oldu.
Eşsiz kalemini daha da güçlendirdi.
Ve Bekir Coşkun, aramıza katıldı ve efsane olarak fırladı, hak ettiği yere cuk oturdu.
Ha gayret kardeşim.
Dokuzuncu köyün muhtarı haber salmış.
"Daha yapılacak çok işimiz var" diyor.
Benden söylemesi.
Ve arkasından yorum yağmuru geldi:
Necdet Akın: Sevgili Bekir; hastalığa mahkûm değil; yazmaya hükümlüdür. Mutlaka klavyesinin başına geçecektir.
Erkan Özmen: Yaz Bekir kardeş yaz.
Ali Karakaya: Allah bağışlasın sağlıkla yazmaya devam etsin diliyoruz.
Süreyya Oral: Yazmak Bekir Coşkun''a çok yakışıyor.
Taner Turanlı: Özledik, hasret kaldık.
Hüseyin Ertaç: Geçmiş olsun Bekir abi.
Behzat Çınar: Demokrasi ve Memleket Sevdalısı. Ciddiyetiyle bütünleşmiş, gizli nüktedan. Kırılmaz ve satın alınmaz kalemimiz; Şifalar diliyorum, yüreğimiz seninle.
Faysal Geyik: İyileşecek inşallah, dualarımız onunla.
Suat Özer: Onunla birlikte Efsane Günaydın Ankara''da çalıştığım yıllar geldi gözümün önüne. Sonrasında onu takip etmeyi, okumayı, zaman zaman ziyaret etmeyi sürdürdüm. Azmi ve duruşu ile her daim verdiği demokrasi mücadelesi ve vatanseverliği yazılarındaki gülümseten ve düşündüren tespitlerini hepimiz özledik. İnanıyorum ki yakında yazmaya ve acı-tatlı düşündürmeye, gülümsetmeye devam edecek. Canına, yüreğine, sağlık diliyorum
Fikret Birol Uluer: Bekir beye iyileşmesi adına ailecek dua ediyoruz. Onun gibi insanlara günümüzde çok ihtiyacımız var.
Erol Al: Doğrudan ayrılmayan, eğilmeyen, yürekli gazeteci Bekir abimizin önderliğindeki ekibin bir parçası olmaktan gurur ve onur duyuyorum.
Neşet Özmen: Ha gayret Bekir Ağabey... Dualarımız hep seninle. Bekliyoruz, dön artık.
Kenan Seven: Sevgili Metin, Bekir bu hastalığı halledecek ve daha sonra yazılarına devam edecek.
Süleyman Ukav: Asker arkadaşım, onurlu meslektaşım, ava gidip can almadan dönen güzel yürekli adam, doğa dostu yürek, her gün okumadan güne başlayamadığım ender kalem. Çok özledik çok. Dualarımız seninle, yen şu hastalığı ve günümüzü aydınlat kardeşim. Tam da bugünlerde bekliyoruz.
Kemal Tatar: Bekir Coşkun; kalitenin, insanlığın, özgürlüğün adı ve adresi. Sağlık diliyoruz, yazılarını bekliyoruz.
Nihal Alp: Lütfen iyileş, iyileşiyor.
Oray Cumhur Türkoğlu: Bekir Bey geçmiş olsun.
Behçet Arkun: Allah, acil şifalar versin. Yaşaması lazım. İnşallah.
Bahattin Yaşar: Tez zamanda sağlığına kavuşmasını diliyorum.
Yüksel Kangal: Çok özledik... Muhtarın yardım çağrısına duyarsız kalmayacaktır. Buna gönülden inanıyorum. Hep birlikte bekliyoruz. Haydi Bekir''im.
Vural Koçer: Geçmiş olsun şifalar dilerim. Ben de çok özledim yazılarını.
Erol Nural: Bekir Coşkun''la birlikte çalışmadık ama o ve sen Günaydın''ı parlatırken, bendeniz de bir diğer dev Hürriyet''in Ankara bürosunda senin gibi spor muhabiri olarak çalışıyordum. Bekir Coşkun mutlaka iyileşecek. Çünkü yazılarını gerçekten çok özledik.
10 yıl birlikte çalıştığım Bekir ağabeyime çağrım:
Canım abim, gerçek özgür gazeteci, taşı, toprağı, kuşu, insanı seven ve değer veren adam gibi adam, dürüstlük abidesi, gazeteciliğin yazarlığın zirvesindeki kahramanım lütfen yaz, her gün yaz, bıkmadan usanmadan yaz. Yazdığın her gün biliyorum ki ömrüne ömür katacak... O yazıların melun hastalığın ilacı ve şifası olacak. Yazdıkça iyileşecek, iyileştikçe yazacaksın.
Usta bugün yazmaya başla ve bir daha sakın ara verme.
Ve diyorum ki istersen tek bir kelime ile istersen tek bir harf yazarak başla.
Çünkü arkası o bilgi darağacından her gün coşarak sel gibi akacak.
Haydi, daha fazla özletme bizi.
Değerli okurlarım,
Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel''i "askeri ve siyasi casusluk" diye gözaltına aldıran sonra da suç vasfını değiştirip "gizli bilgilerin ifşası" diye mahkemeye sevk eden savcıya sorayım:
- Gazetecilerin adları açıklandı da askerin kimliği neden rumuz olarak verildi?
- 2 gazeteci bu E.B. tarafından komploya düşürülmüş olabilir mi?
- Yayınlanan 2 haber varsa, dosyadaki gizlilik neden? Yazılar yalan ise neden tekzip edilmedi, sır varsa neden yayın yasağı konulmadı?
- Bu astsubay gizli bilgi verdi de meslektaşlarım yayınlamadıysa suçlu sadece bu E.B. değil mi?
Değerli okurlarım,
Müyesser Yıldız 24.12.2019 tarihli ODA TV yazısında Yunan Dışişleri Bakanı Dendias''ın Libya''da darbeci General Hafter''le görüştükten sonra Kahire''de yaptığı açıklama için bazı sorular soruyor.
Yunan dışişleri bakanının açıklamasını yazmak ve hükümete soru sormak ne zamandan beri suç oldu?
Yunanlı bakan neden yalanlanmadı?
Çünkü iki gazeteciye yönelik uygulama hukuki değil siyasidir.