Yavuzlar ölüyor...
12 Eylül öncesinin idealist gençlerinin ortak sloganıydı. Ülkücü gençler şehidlerini salavat getirerek omuzlarda taşır, duvarlara o gün toprağa verdikleri arkadaşlarının adını yazarak “Şehitler ölmez...” derlerdi. Kürt faşizmi tuzağına düşmek üzere olduklarını henüz kavrayamamış solcu gençler de aynı yöntemi izlerdi. Bir tek islami ritüelleri reddeder, materyalist felsefenin gereği ölümsüzlüğün mücadele yöntemini ön plana çıkarırlardı. Ama öldüler... Üç-beş sembol isim dışında binlercesi unutuldu... Ülkücülerden ve devrimcilerden toprağa verilmiş beş bin vatan evladı bugün yaşasa müsteşar, bakan gibi ülkenin kilit noktalarında olacaklar, memleketin bölünme tehlikesine karşı belki de omuz omuza mücadele vereceklerdi. İdam sehpasında “Yaşasın Kürt halklarının özgürlük mücadelesi” diye slogan atan Deniz Gezmiş’i çoktan dışlamış olacaklardı. Kimbilir “romantik devrimci” diye yutturulan Deniz Gezmiş ve bazı arkadaşları bugünlerde Kandil’deki ceviz ağacı altında Türkiye’yi vurma planlarını yapıyor olacaktı. Dursun Önkuzu, Yusuf İmamoğlu, Ercüment Yahnici ve Erdem Arabacı gibi devrin ülkücü gençlik önderleri de saçları sakalları ağarmış vaziyette Kocatepe Camii avlusunda şehit Binbaşı Yavuz Başayar’ın aziz naaşı önünde “Yavuzlar ölmez” sloganı atarken dua edeceklerdi.
Dünden bugüne nostalji tünelinde yolculuk yapmaya niyetim yok. Yandaş gazetelerle beraber, terör örgütüne temenna çakanların “Yavuzlar ölmez” başlığını okuyunca tansiyonum had safhaya fırladı... Önce bu pazar yirmi yıldır Yenimahallede yaptığımız menemen iftarı geldi aklıma. (Pazar günü Yenimahalle polis karakolu önünde parktayız) Tam alnının ortasından vurulan Yavuz Turan’ı düşündüm. Yeni terlemekte olan bıyıklarını fotoğrafında kara kalem ile boyayıp şehidler tablosuna kendi eliyle astığını hatırladım. Oğlum’da adını yaşattığım Erdem Arabacı Gazi Üniversitesinden mezun olalı üç gün olmuştu ve kadir gecesi kahramanca gidişini düşündüm. O gece seslerimiz kısılıncaya kadar bağırmıştık. “Yavuzlar ölmez” diye gözyaşları dökmüştük. Yavuz Turan Ankara-Karşıyaka mezarlığında, Erdem Arabacı Düzce’de yatıyor. Unutmamak için ettiğimiz yeminlere rağmen çoğunluğumuz yıldönümlerini bile hatırlamıyor. Gazetemizde her gün yayınlanmakta olan şehidler albümü olmasa isimlerini bile unutmuş olacağız yitik kuşağımızın. Gazete manşetlerinde “Yavuzlar ölmez” parolası ile uçaklarımızın Kandil’i bombaladığı haberine iç geçirdim. Bizim kuşakta akşamları başını yastığa koyup da kendi vuruluşunu, cenazesini hayal etmeyen yoktu. “Yavuzlar ölmez” sloganı ile beni toprağa verdikleri gün intikamımın alınacağından emin olduğum için huzur ile yatacağımı bilirdim. Kanımın yerde kalmayacağına iman ederdim. Ama son yıllarda “Kanı yerde kalmayacak....” sözlerini günü kurtarmak için atılan hamasi nutuk olarak addediyorum. “Yavuzlar ölmez” vatandaşın biriken öfkesini dindirmek, hava operasyonunun zafer olarak haberleştirilmesini de gazetemizin manşetinde olduğu gibi “gaz alma operasyonu” olarak addediyorum. “Kimin gazını kimler için alıyorsunuz ulan! Cenaze protokolündeki kara gözlüklüler diye haykırmak istiyorum.
İngilizler geçen hafta bazı kentleri yakıp yağmalayanları tek tek yakalayıp bir hafta içinde muhakemelerini sonuçlandırdı. Facebook’ta yani sanal âlemde isyan çağrısı yapan iki genci anında dört yıl hapis ile cezalandırdı. Bizde ise hayali dört yıldır içeride... Askere, polise saldıranların yanağı okşanıyor. Katiller Habur’da törenle karşılanıyor. Terörle mücadelenin efsane ismi Engin Alan Paşa milletvekili seçilmesine rağmen hapiste tutulurken, teröristleri korumak için emniyet müdürünü tokatlayan sözde vekil demokrasi adına bölücülük tohumları saçmaya devam ediyor.
Hedefte Suriye olduğu için Çukurca’daki pusunun ardında Suriye aranıyor. Neymiş efendim PKK’nın şahin kanadından “Dr. Bahoz Erdal” kod adlı Fehman Hüseyin emir vermiş. Yani Öcalan, Karayılan vs. masum, Fehman Hüseyin katil öyle mi? Üstelik Fehman Suriyeli.. İstihbarat zafiyeti vs. Bu sütunlardan iki defa yazdım. Mahkemede Albay Cemal Temizöz defalarca haykırdı. Fehman Hüseyin Suriyeli değil Cizreli’dir... Ailesinin büyük bir bölümü Cizre’de ikamet etmektedir. Amcaoğlu KCK davasının avukatlarından, yeğenleri PKK’nın siyasi kanadı olan partinin resmi yöneticisi. Kimse kimseyi kandırmasın.
Binbaşı Yavuz Başayar bizim mahallemizin çocuğu, Ankara-Demetevler’den yani. Kırk kilometre uzaklıktaki Kazan ilçesinin İbis köyündendi babası. Yazları köyde, kışları bizim semtte kalırlardı. Onu Kocatepe’den uğurlarken “Yavuzlar ölmez” e takılıp kaldım. Yavuzlarla beraber Mehmetler ölürken devlet seyrediyor. Bundan öncekiler gibi Yavuzlar da unutulacak... Üç-beş gün sonra paçavralarını sallayıp, devlete meydan okumaya devam edecekler.
Yavuzlar ölüyor beyler!.. Yavuzca davranmadığınız sürece ölmeye devam edecekler...