Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavaş Gardaşım'dan Hızır Başkan'a...

70''li, 80''li yıllarda siyasi görüşleri farklı örgütler, köhne otogarlarda stant açarak, üniversiteye kayıt yaptırmak için gelen öğrencileri karşılarlardı. Minik tartışmalar, keskin bakışların gölgesinde kayda geçen olay çıkmazdı. Bekar öğrenci evlerindeki misafirlikten sonra çoğunluk, ranzalı devlet yurtlarına yerleştirilirdi. Yer bulamayanlar ucuz bodrum katları ve gecekondulara yerleştirilir, komşular siyasi tercihlerine bakmaksızın yüksek tahsil yapmakta olan bu memleketin çocuklarına sevgi, saygı gösterirken bazı günler yemeklerini paylaşırdı.

Siyasal İslamcıların yükselişi anında terminal, gar gibi otobüslerin inip-kalktığı mekanlarda vakıf ve cemaatler köşeleri tuttu. 1994''te RP''nin başta İstanbul ve Ankara''yı alması ile otogardaki öğrenci karşılama işinin önemli miktarına FETÖ hâkim oldu. Abi ve ablalar karşılar, belediye araçları ile cemaat evlerinde misafir edilirdi. FETÖ ve diğer cemaatler devlet yurtlarında henüz kontrolü sağlayamadıkları için öğrencileri yurtlardan uzak tutar evlere yerleştirerek "Kompartuman usulü istihbarat örgütlenmesi"ne dahil ediyorlardı. Devletin gözü önünde cereyan eden bu devşirme işi yıllarca tıkır tıkır işledi. İstihbarat uyudu. Esnaf ve iş adamlarının önce gönüllü bağışları daha sonra tehdit ve şantajlara kadar aldı yürüdü... Sol ve sağcılar nal toplarken, cemaat ciddi mesafe aldı. Devlet yurtlarında siyasi gruplar varlıklarını sürdürürken, özel ve vakıf yurtları ile evlerdeki Siyasal İslam hormonlu şekilde büyüdü. Hele AKP''nin iktidarı ile zirve yapan bu çalışma, özel üniversitelerin mantar gibi açılımı ile keşmekeş hale dönüştü. Cemaat bir nevi "iş ve işçi bulma kurumuna" dönüşmüş, diploma aldıktan sonra işsizlik tehlikesinden dolayı aileler mahkûm edildi bir nevi. Oysa başta FETÖ olmak üzere cemaatlerin ev ve yurtlarında ücretsiz barınma yoktu. Dershanelerden başlayan maddi sömürü, işe yerleştirme ile alınan maaşların yüzde 15 ile 20 arası "Himmet" adıyla gasp ediliyordu. Ve bu sistem 15 Temmuz''dan sonra yeraltında "Gaybubet evleri" olarak bilinen hücrelerde devam ediyor.

15 Temmuz hain kalkışmasından sonra mercek altına alınan "Yurt meselesi" üzerine hükümet hayali projeler ilan ederek, öğrencilerin modern, rahat tesislerde öğrenimlerini sürdürecekleri ilan edildi. Yandaş medyada maketler üzerinden, "3-5 yıldızlı otel konforunda bir milyon öğrenci için yeni yurt inşaatları yapıyoruz" üfürmeleri yapıldı. Cemaatlerden kalan yurt ve okullara KHK ile el konulup diğer cemaat ve vakıflara peşkeş çekildi. Gariban ailelerin zeki çocukları yeniden cemaat ve vakıfların kucağına itildi. Oysa Cumhurbaşkanlığına ait 13 uçaktan 2''si satılmış olsa yurt meselesi kökünden çözülebilirdi. Köprü ve otoyollarda geçmeyenden alınan paranın bir miktarı ile öğrencilerin derdi kalmazdı.

İsrafın göğe yükseldiği, fakirliğin tüm kesimleri etkilemesi ile muhalefet partileri çözüm yöntemleri hazırlarken, AKP "Yurt ve okul işi devletindir. Müsaade etmeyiz" resti çekti. Millet İttifakı''nın yöneticileri ve adayları, yurt ve barınma ihtiyaçlarına dair projelerini açıkladıklarında, hep bir ağızdan "Yetkiniz yok! Yaptırmayız..." dendi. Türkiye nüfusunun yarıdan fazlasını yönetmekte olan "Millet İttifakı Belediyeleri" görevi devralıp, icraat başlayınca, yasal yetkiler KHK ile gece yarısı ellerinden alınmaya başlandı. Doğal afetler ve salgın esnasında vatandaşlara yardım seferberliği başlatan belediyelerin kampanyaları yasaklandı. Toplanan paralara el konuldu. İki dönem Beypazarı Belediye Başkanlığı tecrübesi, hukukçu kimliği ile kısa sürede oluşturduğu çalışma ekibi ile "Yasaklar, yolsuzluk ve yoksulluğa" savaş açan Mansur Yavaş, beş maske dağıtmaktan aciz hükümete ders verircesine yaptığı hizmetlerle gönüllerde taht kurdu. Yandaşlara oluk oluk akıtılan rantın, yolsuzluğun ve israfın borularını tıkadı. Üstelik salgında gelirlerin yüzde 50''den fazlası eksilmişken "6 milyon tek yürek" kampanyası ile, "Ankara''da bir tek çocuk aç yatağa girmeyecek" demişti. İlklere, ilkelere imza atan Yavaş''ın "Sosyal belediyecilik" anlayışı bütün Türkiye''ye örnek oldu. Salgın önlemlerinin gevşetilmesi, okulların açılması ile yıllardır kangren olan "Yurt ve barınma" sorunu ile yeniden yüzleştik. Kiraların 3-4 kat artışı ile sokakta kalan öğrencilerimize Mansur Yavaş kucak açıp, belediyenin sosyal tesislerini, misafirhanelerini açtı. Yetmedi salgın yüzünden zor durumda olan otellerle anlaşmalar yaparak bu satırlar kaleme alındığında 5 bin öğrenciye barınma imkânı sağlandı. Müracaatlar devam ediyor. 6 bini geçti. 10 bini bulabilir. Millet İttifakı''nın diğer belediyeleri, hep örnek aldıkları Yavaş''ın izinden yürüyerek aynı yöntemle hizmete devam ediyor. AKP yöneticilerinin uykuları kaçtı. Zaten "Genç Kuşak"tan umudunu kesen Saray yönetiminin karşı hamleleri ters teptiği için sessizliklerini korurken Erdoğan, "Yurt sorunu yok, sol örgütlerin propagandası var" diyor. Seçim çalışmalarına "Yavaş Gardaşım, Yavaş" diye başlayan Mansur Yavaş, başta Ankara olmak üzere bütün Türkiye''nin bir nevi "Hızır"ı oldu. Tebrikler...

Yazarın Diğer Yazıları