Yatırımcı hakkını arıyor
Nurgül Akın ev hanımı bir borsa yatırımcısı. Yaklaşık 1 yıl önce Ak Yatırım’ın önerisiyle 7 lira civarından Koza hisse senedi alıyor.
Ak Yatırım’ın araştırma bölümü Koza Anadolu Metal şirketi ile ilgili olumlu bir rapor yayınlıyor. Bu raporda şirketin 11.6 milyar dolarlık bir rezervi bulduğunu ve şirket hisse senedini olumlu etkileyeceğini anlatır. Nurgül Akın, bu rapora dayanarak Ak Yatırım aracılığı ile Koza hisse senedi alır. Aldıktan sonra hisse senedi düşmeye başlar.
Düştükçe düşer. Nurgül Akın panik olur ve Ak Yatırım’a hissenin neden düştüğünü sorar. Ak Yatırım panik olmaması gerektiğini, düşüşün altın fiyatlarından kaynaklandığını öne sürer. Sonunda hisse senedi 2.2 liraya kadar düşer. Nurgül Hanım’ın parası 3’te iki buharlaşır, yok olur. Bu ve buna benzer yüzlerce örnek yaşandı borsada. Aracı kuruluşlar yüzlerce rapor yayınladı. Ancak borsa tarihinde ilk kez bir yatırımcı, aracı kurumun önerisiyle zarar ettiği için hakkını aramaya başladı. Başbakanlık dahil SPK, BİST ve daha bir çok kuruluşa başvurarak hakkını arıyor.
Nurgül Akın’ın gerekçesi haklı ya da haksız olabilir ama yatırımcı açısından oldukça önemli bir gelişme. Çünkü Türk borsasının bugün yaşadığı en büyük sorun güvendir. Yatırımcı sayısının son 10 yılda neredeyse dörtte üç düşmesinin tek nedeni borsanın güvensiz oluşudur. Manipülatörlerin operasyon adı altında yatırımcıyı -argo tabirle-tokatlaması, patronların şirketin içini boşaltması nedeniyle borsadan men edilmesinin faturası ağır oldu. Tüm bu faturayı hep yatırımcı ödedi. Yatırımcı hep zararı sineye çekti ve kendi köşesine çekilerek sustu. İlk kez bir yatırımcı bu kadar ciddi bir hak arayışına girdi. Sermaye Piyasası Kurulu’nun Nurgül Akın’ın bu şikayetini çok iyi incelemesi gerek. Çünkü bu borsa için aynı zamanda bir milat olabilir. Bugüne kadar hep sessizliği ile bilinen Türk yatırımcısının hakkını araması bundan sonra yatırımcıyı yolunacak kaz olarak görecekler için büyük bir gözdağı olabilir.
Rapor enflasyonu
Borsanın en önemli sorunlarından biri de aslında şirketlerin yayınladığı raporlar. Bu raporların yeterince sağlıklı bir analizle yapılmaması yatırımcının mağduriyetine neden olabiliyor. SPK, nasıl bir borsa oyuncusunun yaptığı her işlemi inceleyip manipülasyon var mı yok mu araştırıyorsa, kuruluşların yayınladığı raporları da aynı mantık ile incelemek zorunda. Yani borsada manipülasyonun sadece al sat yapmakla olmadığı bir bilinen gerçek. SPK’nın özellikle bazı yabancı kuruluşların yayınladığı şirket raporlarını mercek altına alması lazım. Şirket raporu çıkmadan bir iki gün hatta bir kaç hafta önce hani kişiler alım yapmış ve rapor yayınlandıktan sonra bu hesaplar satış yapmış mı bunu incelemeli. Borsada yıllardır bu sorun baş ağrıtıyor. SPK’da gerçekten yeni bir dönem açan Başkan Vahdettin Ertaş bu konuya mutlaka el atmalı. Son dönemde şirket, patronların keyfi hareketlerine son vermesi ile yatırımcıların büyük takdirini toplayan genç başkanın, şirket raporları konusunda da önemli bir adımı yine piyasanın geleceği açısından büyük bir hizmet yapacağı bir gerçek.
İşte bu nedenle Nurgül Akın’ın hak arayışı küçük bir adım olabilir ama sermaye piyasalarının geleceği açısından büyük önem taşıyor.