Yasağa rağmen 69 bin test nasıl yapıldı?
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'nın bilimsel açıklamalarına tüm Türk milleti gibi ben de çok önem veriyorum. 30 Büyükşehir ve Zonguldak'ta 10 Nisan gecesi 24.00'de başlayan ve 12 Nisan gecesi 24.00'de biten "sokağa çıkma yasağı" olan 2 günde toplam 68 bin 890 kişiye nasıl koronavirüs testi yapıldı anlayamadım.
Sağlık Bakanlığının resmi web sitesinden ve Bakan Koca'nın Twitter açıklamalarından aldığım 2 tablo şöyle:
Görüldüğü gibi;
- 11 Nisan 2020 tarihinde Test Sayısı: 33.170 kişi,
- 12 Nisan 2020 tarihinde Test Sayısı: 35.720 kişi,
Öncelikle elbette yüksek test sayısını alkışlıyorum.
Ama işte bu kahrolası gazetecilik merakım yok mu hemen depreşiyor.
Bakan Doktor Koca'ya soruyorum;
- Yaklaşık 70 bin kişiyi hangi illerde hangi hastanelerde teste aldınız?
- Sokağa çıkmanın yasak olduğu illerde bu kadar çok insanı hastanelere ambulanslarla mı aldınız?
- Nöbetlerinden çıkan veya nöbete giden hemşirelerimiz ve sağlık personelimiz evlerine ulaşmak için araç bulamazken, yaklaşık 69 bin insan hastanelere nasıl ulaştı?
- Yoksa vatandaşların evlerinde mi testler yapıldı?
Değerli okurlarım,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifa olayına da değinmemek olmaz.
Soylu'nun istifası başkent siyasi kulislerinde yaşandıktan sonra çeşitli yorumlar yapıldı medyada.
Farklı bir bakış açısı ile değerlendirmek gerekir.
Birincisi Soylu'nun tavrı.
İstifa eden bir bakanın düşünüp taşınıp karar vermiş olması gerekir.
His durumu ya da hırsı aklının önüne geçmemeli.
Soylu'nun terörle mücadeledeki başarısına gölge düşürdüğü siyasi yorumlar da var elbette.
Hata yaptığını ikrar etmesi elbette önemli bir meziyet ama istifa edip sonra da göreve devam etmesi bence daha büyük bir hata.
Güvenirliğini kaybetmesine yol açacaktır.
İkincisi ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tavrıdır.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından gelen mesajları sunayım, sonra değerlendireyim:
"T.C. İletişim Başkanlığı
- İçişleri Bakanımızın istifası kabul edilmemiştir, kendisi görevine devam edecektir.
- İçişleri Bakanımız, bir ayı aşkın süredir yürüttüğü başarılı çalışmalarıyla, bu süreçte ülkemizde kamu güvenliği konusunda hiçbir sıkıntı çekilmemesini temin etmiştir.
- Sayın Bakanımız istifa talebini Sayın Cumhurbaşkanımıza sunmuş, Cumhurbaşkanımız bu talebi uygun bulmadığını kendisine ifade etmiştir.
- Bir makam sahibinin istifasını sunması kendi takdiridir, fakat nihai karar Sayın Cumhurbaşkanımıza aittir.
- 15 Temmuz darbe girişiminin hemen arkasından İçişleri Bakanlığı görevine getirilen Sayın Süleyman Soylu, bugüne kadar başarılı çalışmalarıyla milletimizin takdirini kazanmıştır."
Değerli okurlarım,
Bakanın istifasını kabul etmediğini neden Cumhurbaşkanı Erdoğan şahsen açıklamadı?
Neden İletişim Başkanlığı açıkladı?
İstifa tek taraflı bir karar ve irade açıklama yöntemidir.
Peki, "… Fakat nihai karar Sayın Cumhurbaşkanımıza aittir…." ifadesi ne demektir?
Böyle bir zihniyet nasıl olabilir?
Bakanlar, cumhurbaşkanının esiri mi, kulu, kölesi mi ki azat etme ya istifayı kabul etmeme yetkisi bulunsun?
- Bu nasıl demokrasi?
- Bu nasıl zihniyet?
- Bu nasıl devlet yönetimi?
- Bu nasıl hukuk?
Değerli okurlarım,
Süleyman Soylu'nun durumuna dönelim.
Bundan sonra yapacağı hiçbir siyasi açıklama değer taşımayacak, inandırıcı olmayacak, güvenilir olmayacak…
Bir siyasetçi için kuşku yok ki en önemli değer itibarıdır…
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine dönecek olursak.
Tek adam rejiminin bakanlarına bakış açısını ortaya koyan bu tablo, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş, yaşanmamıştır.
Aklınıza milletvekilinin istifasının kabulü ancak TBMM genel kurulunda oylanıp kabul edilmesi sonucunda gerçekleşir hükmü gelmiş olabilir.
Ya da bu yorumları işitmiş olabilirsiniz.
Bu hukuki durum milletin seçtiği bir milletvekilinin, millet iradesine karşı yapılan bir irade olması nedeniyle çok özel bir durumdur.
Milletvekilleri seçimle gelirler.
Bakanlar ise 16 Nisan referandumu sonrası Cumhurbaşkanı tarafından atanırlar.
Seçilmiş insanlar değildirler.
Sonuç olarak demem o ki;
Metal yorgunluğu AKP'yi de, Cumhurbaşkanı Hükümetini de fena halde sardı…
Devlet Bahçeli, Erdoğan'a "İstifayı engelle" dedi ve istifa kabul edilmediyse bu da Erdoğan'ın, "Reis" tavrına leke düşürür…
Ayrıca istifa sonrası yapılması gereken şuydu.
Erdoğan kendisi görüşür ve Soylu da istifasını geri aldığını açıklardı.
Bir diğer önemli gelişme ise Soylu'nun istifası ile birlikte AKP'lilerden dalga dalga yayılan şu görüş oldu:
- Berat Albayrak, Hazine ve Maliye Bakanlığından alınacak ve Erdoğan kabinede revizyon yapacak…
Reis zor hatta çok zor durumda…