Yargıtay'da çarpıcı dava Müebbet mi? Beraat mı?
FETÖ davalarının bugüne kadar en çarpıcı kararları, EDOK komutanlarından eski Korgeneral Metin İyidil hakkında verildi. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2017/517 numaralı kararında İyidil hakkında "Ağırlaştırılmış Müebbet" kararı verdi.
Avukatı temyiz etti. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi 2018/2370 sayılı kararında İyidil hakkında "Beraat" kararı verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu sözlerle beraat kararına tepki gösterdi:
"Yargı camiamız için gerçekten çok üzücü bir adım olmuştur.
İlginç olan şey şu kararı veren kişi veya kişilerin de FETÖ''cü olması bu işin nerelere vardığını gösteriyor.
Bunun arkasında daha ne gibi oyunlar olabileceğini de açık net gösteriyor.
Bir gerçek var ki hak sonunda yerini buluyor.
Müebbet hapse mahkûm olmuş bir kişiyi kalkıp hemen beraat ettirme ya da tahliyesini verme gibi bir yola bir mahkeme nasıl gidebiliyor?
Bu anlaşılabilir bir şey değil. Sağolsun Adalet Bakanlığımız ve savcılarımız bu noktada adımlarını attılar.
En kısa sürede yapılan operasyonda yakaladılar. Tekrar ceza uygulanmaya başladı. Şu an malum içeride."
Yazımda sordum:
Cumhurbaşkanının sözleri, Adalet Bakanının ve HSK''nın yaptıkları "yargıyı etkileme suçu" değil midir?
Değerli okurlarım,
Bir istinaf mahkemesi, "Beraat" kararı verdi, İyidil salıverildi, eşit seviyedeki diğer istinaf mahkemesi (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi) siyasi müdahale sonrası "tutuklama" kararı verdi.
Hukukçular şaştı kaldı…
"Beraat eden ama tutuklanan" tabiri ne acı ki Türk yargı tarihine "kara leke" olarak geçti
Çünkü hangi kararın doğru olduğuna, siyasiler değil yine yargı vermeliydi.
Ve bugün Yargıtay 16. Ceza Dairesinde Türk yargısının en önemli davalarından biri görülecek.
FETÖ dosyalarını "duruşma" yapmadan karara bağlayan Yargıtay, bugün ilk kez Metin İyidil davası için "duruşmalı yargılama" kararı çerçevesinde tarafların avukatlarını dinleyecek.
Özgür ve ilkeli gazeteci olarak Haldun İyidil''den gelen mesaja da yer vereyim:
"Sayın Orhan Bey,
Metin İyidil''in öz kardeşiyim.
Tüm deliller, tanıklar, bilgi ve belgeler lehine olmasına rağmen dilim varmıyor ama hapiste tutuluyor. 1. derece mahkeme ağırlaştırılmış müebbet verdi. İstinaf mahkemesi ise hakkındaki tüm suçlardan beraat verip tahliye etti. Ve bir gün içinde diğer bir istinaf mahkemesine tutuklattırıldı.
Şu bir gerçek Metin İyidil masum, suçsuz hatta darbeci hainlere karşı savaşan kahramandır. Aklanmasına rağmen kanunsuz olarak hapiste tutulmaktadır. Samimiyetime inanın; Metin paşa ağır şeker ve yüksek tansiyon hastası. Çok başarılı bir askerlik hayatı var. Bütün bu olanları gururuna yediremiyor.
Sizden istirham ediyorum. Bu konuyu detaylı incelemeniz. Ekte avukatı Sayın Abdullah Kaya''nın 20 soru 20 cevap yazısı vardır."
Değerli okurlarım,
Dosyayı elbette Yargıtay 16. Ceza Dairesi detaylı inceleyecek. Avukat Kaya''nın en kritik sorusu ve yanıtı da şöyle:
"Soru 6: İyidil''in FETÖ mensubu olduğuna dair bir MİT raporu var mı?
Yanıt: Yerel Mahkemenin gerekçeli kararının 364. sayfasında MİT Müsteşarlığı''nın belgesinde İyidil''e ait bilgi olduğu belirtildi. Ancak dava dosyasının 16. Klasör sayfa 17-18''deki söz konusu belgede ''İyidil''e FETÖ''cü'' denilmediği görüldü. Bu belgede sadece "…Metin İyidil hakkında, Paralel Devlet Yapılanması (PDY-PÖ) mensubu olduğuna dair iddiaların bulunduğu…"na dikkat çekildi. Bu bilgilerin de özellikle hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan, rastgele gönderilen ihbar maillerinden ya da beyanlardan oluştuğu net biçimde ortaya konuldu.
Eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcısı Hakim Ahmet Zeki Üçok ise hazırlık soruşturmasında verdiği ifadede, MİT''e bu bilgiyi gönderenin bizzat kendisi olduğunu açıkladı, daha sonra da İyidil ve Ercan Çorbacı hakkında yanıldığını MİT''e izah ettiğini belirtti. Nitekim istinaf incelemesini yapan Ankara BAM 20 CD''de bu hususu Gerekçeli Kararın da açıkça belirtti."
Değerli okurlarım,
Metin İyidil''i yolda görsem tanımam. Hakkında suçlu ya da suçsuz diye tek bir yorum yapmam.
- Yargının bağımsız karar vermesini savunurum,
- Yargıya siyasi müdahale yapılmasını şiddetle kınarım…
Ve Yargıtay Başkanı İsmail Hakkı Cirit''in İyidil kararları hakkındaki şu sözlerini yargı bağımsızlığının olmazsa olmazı kabul ederim.
6 Mart 1868 tarihinde "Divan-ı Ahkâm-ı Adliye" adıyla kurulan Adalet''in 152 yıllık çınarı Yargıtay''ın bağımsızlığının vazgeçilemez şeref ve namus sözü sayarım:
"Yargıda aynı konuda bu kadar farklı değerlendirme olabilir mi? Olmaması lazım.
Beraat kararı veren mahkeme başkanı ve üyelerini kararın arkasından görevden alan HSK''nın bu tavrı da yanlış.
O zaman yargı bağımsızlığına gölge düşüyor.
Bana, siyasi partilerden, sivil toplum kuruluşlarından bazı davalarla ilgili not gelir.
Benim yaptığım tek şey, o kağıtları yırtıp çöpe atmaktır."