Dünyada rekabetin gelişime katkı sağlamadığını savunacak bir aklın olmadığını düşünüyorum. Şayet bu hususu örneklersek; Airbus/Boeing rekabetinin uçak teknolojisine katkısı... Ya da Tesla'dan sonra klasik otomobil üreticisi firmaların elektrikli araç üretimine yaptıkları yatırım ve bu husustaki rekabet yarışı, bu tezi kuvvetlendiren enstrümanlar olarak apaçık ortadadır. Bu rekabet ya da yarış sayesinde de toplum, kurum ve bireyler ilerleme kaydeder. Kalite ve medeniyette yükselirken, mutlulukta buna paralel artar. Bu yapılırken dikkat edilecek en önemli husus, aşırı korumacı regülasyonların bu gelişime mani olmasını engellemektir. Bu gerçek ve mantalite ile bir süre önce Türkiye'de uygulamaya konulan yabancı oyuncu transferine ilk başlarda fazla karşı çıkılmadı. Ancak gördük ki, Türk futboluna bugünkü sistemi getirenler o tarihte, herhangi bir imalatı gerçekleştirecek bir mühendis hassasiyeti ile hareket etmemişler. Ne mi demek istiyorum? Biliyorsunuz mühendislikte ana kural; imal edileceğin tasarlamadan önce hangi amaç ve ihtiyaca cevap vereceğinin hesaplanmasıdır.
***
Bu gerçekten yola çıktığımızda sözde kaliteyi artırmak gayesi ile getirilen bu 'orantısız yabancı oyuncu!' transferinin öncesinde bir hesabın yapılmadığı açıkça görülmektedir. 'Ben yaptım' oldu edası ile amaçsız ve plansız yabancı oyuncu transferinin kulüplerimize ve futbolcumuza faydasından çok zararı ortadadır. An itibarı ile ülkemizde kafi miktarda yıldız futbolcu yetişmediği ve bu hususun da Türk futboluna zarar verdiğini tüm futbol kamuoyu görmektedir. Bu nedenle ve ivedilikle Türkiye'deki amatör profesyonel tüm futbol kulüplerinin bir röntgeninin çekilmesi... Yabancı oyuncu transferinin bir kritere bağlanması... İhtiyaç ve rahatsızlıklarının belirlenmesi... Bu arızaların nasıl nerede ve kiminle ortadan kaldırılacağının planlanması… Ve tabii ki finansmanının belirlenmesi... Bunun da Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) denetiminde amatör federasyon koordinasyonu ile gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtmek isterim. TFF detay ve teferruatla uğraşmak yerine bu işlemi hemen başlatmalı ve futbolumuzun sırtından bu kamburu almalıdır.
Futbolcu fabrikası
Birkaç gün önce A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş'in futbol akademileri ve futbolcu fabrikası kurulması ile ilgili röportajına şahit olup fevkalade memnun oldum. Oldum olmasına da belirtmek isterim ki, Şenol hoca akademiler bünyesinde futbolcu fabrikalarının kurulmasını sadece istemekle yetinemez. Zira Türk milli takımının başına bugün görevlendirilen ve getirilen kendisidir. Makamı sadece tavsiye değil start verme makamıdır. Adı geçen nedenle daha önce Yıldırım Demirören Bey'in başkanlığında Fatih Terim tarafından yürütülmesi gereken bu görev esnasında yapılmayanların belli ki Şenol hoca önem ve ehemmiyetini kavramış ve bunun yapılmasını istemektedir. Ancak, görevlerde bulunan insanlar istek ve temenni belirtmekten çok icraata geçmek ya da düğmeye basmakla yükümlüdür. O nedenle çok ciddi bir istikbal projesi omuzlarında bulunan Şenol Güneş, farkında olduğu bu hususu TFF başkanına ısrar etmeli, ardından da teklif eden, ısrar eden, uygulayan ve uygulatan olarak kahraman olmalıdır.
