Ya Venezuela halkı?
Venezuela ekonomisi iflas etti. Hiper enflasyon yaşanıyor. Ülkenin dış borç tahvilleri çöp seviyesine düştü. Elektrik kesintileri, gıda ve ilaç kıtlığı nedeniyle milyonlarca Venezuelalı ülkesini terk etti. Halk her gün sokaklarda ve Maduro tarafından şiddet görüyor. İnsanlar ölüyor. Ülkede 6 yıldır insanlık dramı yaşanıyor. Bu şartlar altında ister hükümet etmek imkânsızdır. Hükümetin ülkeyi yönetemediği için gitmesi gerekirdi. Ancak gitmiyor. Zira mesele halkın sorunu değil, sağ -sol ve ABD yandaşları ve karşıtları sorununa dönüştü.
Bizim medya da olaylara, Venezuela halkının çektiği eziyet doğrultusunda değil, sağ ve sol düşünce doğrultusunda veya ABD' nin yaptıkları açısından bakıyor.
Birlieşmiş Milletler Venezuela halkı için çözüm üretemiyor. Zira ABD ve Rusya engelliyor.
Aslında darbe girişiminde ABD taraf tutması halkın lehine olmadı. Maduro'nun iktidarını uzattı. Çünkü ABD kime karşı olursa, ister başkan ister diktatör olsun, o ülke veya lider dünya kamu oyunda prim yapıyor.
Aslında Venezuela'yı popülizm bu hale getirdi. Önceki Devlet başkanı Chavez kendi propagandasını yaparken "Mücadele Chavez yanlıları ile karşıtları arasında değildir. Vatanseverlerle, vatan düşmanları arasındadır" demişti.
Venezuela'nın 2018 yılı nüfusu 32 milyondur. Toplam seçmen sayısı 18.5 milyondur. 2018 Mayıs başkanlık seçimlerinde bu seçmenlerin yüzde 54'ü, yani 10 milyonu seçimi protesto etti ve katılmadı. Seçime toplam seçmen sayısının yüzde 46'sı, 8.5 milyon seçmen katıldı. Bunların yüzde 67.7'si yani 5.8 milyonu Maduro'ya oy verdi. Maduro'nun aldığı oy sayısını toplam seçmen sayısına oranlarsak yüzde 31.1 ediyor.
Öte yandan Parlamento seçimlerinde, Maduro'ya karşı olan siyasetçilerden oluşan MUD, oyların yüzde 55'ini aldı ve üç yerli temsilci ile birlikte toplam 167 sandalyenin 112'sini kazandı. Maduro'nun ''Birleşik Sosyalist Partisi '' ise 55 sandalye ile tarihinin en ağır yenilgisini aldı.
Yeni seçilen parlamento erken seçim için anayasal süreç başlattı. Fakat Maduro gerek meclis kararını ve gerekse halkın topladığı 4 milyon imzayı reddetti. Bu defa meclis Maduro için azil kararı çıkardı. Ancak üyeleri Maduro tarafından seçilen Anayasa Mahkemesi bu talebi anayasaya aykırı bularak reddetti.
iktidarlarını sürdürebilmek ve güç sahibi olarak kalmak için Venezuela'da Chavez ve arkasından Maduro her zaman devleti kullanmıştır.
Maduro sol düşünceli ve ABD karşıtı bir politika uyguluyor diye anti demokratik tutumunu inkar mı edelim?
Nihayet 23 Ocak 2019'da, Venezuela Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaidó, Mayıs 2018'de yapılan başkanlık seçimlerinin geçersiz olduğunu öne sürdü ve Anayasaya göre kendisini ülkenin "geçici devlet başkanı" ilan etti.
Venezuela'da istikrarın şifresi ve halkın kurtuluşu yalnızca demokrasiye geçiş ile mümkün olacaktır. Halkın demokrasi talebi de bu nedenlerledir.
Venezuela da popülizm gerçeği, dünyaya ders olmalıdır. Ne yazık ki dünyada popülizm devam ediyor. Söz gelimi; Viktor Mihaly Orban, 2010 yılından beri Macaristan Başbakanı olarak görev yapmaktadır. 8 Nisan 2018 seçimlerini de kazandı.
Macaristan'da Viktor Urban, önce devlet memurları yasasını değiştirdi. Tarafsız memurları tasfiye ederek, devlete kendi memurunu yerleştirdi. Açıkça da yargı bağımsızlığı istemediğini söylüyor.
Polonya'da Adalet ve Hukuk Partisi, yargı bağımsızlığı diyerek mevcut mahkeme sistemini değiştirdi. Yeni hakimler atadı. Sistemde etkisiz olduğu alanlarda parti, yargıyı felç edecek önlemler aldı.
Parti lideri Jaroslaw Kaczynski, Polonya'yı daha otoriter bir yola sokacak yeni düzenlemeler yaptı. Gizli servisi kontrolüne aldı. Kamu televizyonu ve radyosu politize etti. Medyayı baskı altında tutarak millî çıkarlar adı altında parti çıkarlarına zarar verecek yayınları yasakladı.
İşin özetini Freedom House 2017 İnsan hakları ve siyasi özgürlükler raporu başlığında veriliyor: "Popülistler ve Otokratlar: Küresel Demokrasiye Karşı Çifte Tehdit"tir.