Welcome Biden! (09 Mart 2021)
Bundan bir buçuk yıl kadar önce, Kasım 2019'da, Amerikan New York Times gazetesi, Irak'ta görev yapan İranlı istihbaratçıların yazışmalarını yayınladı.
Irak'ın, İran'ın ülkesindeki faaliyetlerinden rahatsızlığı üzerine kurgulanan ve 700 sayfa "belge"yle desteklenen habere göre, İran, ileride kendi toprak bütünlüğünü de tehdit edebileceği endişesiyle bir "Irak Kürdistanı(!)" kurulmasına karşıydı.
Bu, burada dursun.
***
Iraklı Şiilerin dini lideri konumundaki Ayetullah Seyyid Ali Sistani, Orta Doğu'nun "özgül ağırlığa" sahip aktörlerinden biri.
Aslen İsfahanlı.
Ulema geleneğinden gelen bir ailede yetişmiş; babası da, dedesi de kendi dönemlerinin önemli/etkili alimleri.
Coğrafyadaki çoğu emsal ve selefinin aksine, "görünürde" siyasete karışmıyor, bulaşmıyor. Amerikan işgali sonrası oluşan yeni rejimin başına geçmesi istenmişti; kabul etmedi.
Topluluk önüne çıkmıyor. Hemen hiç kimseyle görüşmüyor; adeta inzivada yaşıyor. O denli ki; İran'dan ziyaretine gelen önemli Şii temsilcilerden, Iraklı yetkililere kadar birçok kişiyi -tabiri caizse- tekraren kapısından çevirdi. (2013 yılında, Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi'nin görüşme talebini de reddetmişti.)
***
Bu kadar ruhani yaşayan Sistani'nin, cismani varlığına tanık olma bahtiyarlığına erişen az sayıdaki faniden biri, Şii liderin Necef'teki evinde ağırladığı Papa Francesco oldu bildiğiniz gibi.
Tesadüftür belki; daha önce de BM Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis-Plasschaert aynı bahtiyarlığa erişmişti.
Keza, evvelce BM Genel Sekreteri'nden de "işgal sonrası yönetimin Iraklılara devri" konusunda "etkin rol almasını" istemişti.
***
"Iraklılar" demişken, "Iraklılık(!)" kimliğini savunan biri Sistani.
Körfez Savaşı'ndan sonra Geçici Koalisyon Yönetimi'ne "uzlaşma" çağrısı yaptı.
ABD işgaline direnen ve işgalcilere karşı fiilen çatışan Şii lider Mukteda es-Sadr'la "ateşkes" için "arabuluculuk" yaptı. O dönem direnişi desteklemediği ve Amerikan askerlerine çekilme çağrısı yapmadığı için çok eleştirildi.
Irak'ın, Suudi Arabistan'la yakınlaşmasına çalıştı.
Suriye'de taraf yahut müdahil olmadı.
İran'ın ABD ve Arap komplosu dediği ve Trump'ın yeni üs kurma, asker sayısını artırma isteklerini reddeden, Çin ve Rusya'yla ilişkilerini güçlendiren, Suriye'ye sınır kapısı açan ve İran'la "özel ilişkileri" bulunduğu iddia edilen Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi'nin istifasının istendiği gösterilere destek verdi.
Yine İran'ın aksine, Irak'ın kuzeyindeki referandumda "halkın kendi kaderini tayin hakkı"na saygı gösterilmesini istedi.
(Tam bu noktada en başa bıraktığım nota dönebilirsiniz. Bir de üzerine, Papa'nın Mesut Barzani'yi Vatikan'da ağırladığını hatırlarsanız tadından yenmez!)
***
Sözün özü;
Hemen her kritik anda, geleneksel "Amerikan emperyalizminin desteklediği Sünni hilaline karşı, ambargoya uğrayan, direnen, daha bölgesel, alternatif ittifaklar üreten Şii yayı" kategorizasyonunun tersine bir tavır sergileyen Sistani'yle Papa'yı yan yana görmeye hiç şaşırmadım da...
Mekke ve Medine'den sonra Müslüman dünyasının en kutsal kenti sayılan Necef'teki tarihî yapılara asılan o devasa "Welcome Pope" afişleri var ya Ulus gazetesinin Amerikan savaş gemisini coşkuyla ülkemize buyur ettiği o meşhur "Welcome Missouri" manşeti hortlamış gibi içimi ürpertti.
Ha, "kahraman Coni"ler onuruna TEKEL'ine özel "Missouri" sigarası ürettiren, PTT'sine pul bastıranlar, ha Papa ile Sistani'nin buluştuğu günü "Hoşgörü ve Birlikte Yaşam Günü" ilan edenler.
Barzani'ye, "Sayın Başkan, müsterih olun. İkimizin de ömrü Kürt devletini görmeye yetecektir" sözü veren yeni Amerikan Başkanı'nın, demokrasi, hoşgörü, barış getirme operasyonunun, velhasıl, "Welcome Biden"ın fragmanını izlediniz sayın seyirciler.