Vicdanlarınız hiç sızlamıyor mu?
Tam 8 gün önce 15 Ekim 2022''de Bartın Amasra''da Türkiye Taşkömürü Kurumu''na ait maden ocağında patlama meydana geldi.
41 maden işçisi maalesef hayatını kaybetti…
AKP''li Recep Tayyip Erdoğan dedi ki;
-"41 madencimiz şehit oldu. Şehitlerimizin emanetlerine sahip çıkmak boynumuzun borcudur…"
"Şehit" diyerek isyanı bastırma kurnazlığının mucidi Recep Tayyip Erdoğan''dır…
"Kader Planı" diye haşa Allah''ı sorumlu gösteren kurnazlığının mucidi Recep Tayyip Erdoğan''dır…
Patlama olur olmaz hatta aradan 8 gün geçmesine rağmen tek bir bakanı, tek bir üst düzey sorumluyu görevinden almayan kurnazlığının mucidi Recep Tayyip Erdoğan''dır…
-Nedir bu kurnazlıkların amacı?
Devlet kurumlarında müfettişlik yapanların kurduğu, "Devlet Denetim Elemanları Derneği" DENETDER''in başkanlığını yapan Fazlı Köksal gönderdiği mesajda şunları söylüyor:
"Orhan Bey;
Amasra Soruşturmasında hâlâ uygulanmayan görevden uzaklaştırma tedbiri ile ilgili düşüncelerimi aşağıda bilginize sunuyorum. Yazılarınızda değerlendirebilirsiniz.
İdari soruşturmalarda kullanılan bir tedbir vardır;
-Görevden Uzaklaştırma…
Vardı desek daha doğru olur herhalde…
Görevden uzaklaştırmaya;
- Zimmet, ihtilas, rüşvet gibi durumlarda yolsuzluğun devam etmemesi için, şüphelilere karşı,
- Delil karartma şüphesi olan her durumda,
- Yolsuzluk, can kaybına neden olan iş kazası gibi durumlarda, yönetici konumundakilerin ihmali olma ihtimali varsa, o yöneticilerin astlarına baskı yaparak gerçek dışı ifade vermelerini engellemek, ifade vereceklerde "çekinecek bir şey yok" algısı yaratmak için bir tedbir olarak başvurulurdu...
Bilinmesini isterim ki, görevden uzaklaştırma;
-Görevden çıkarma değildir…
-Disiplin cezası değildir…
Yalnızca soruşturmanın sağlıklı yapılması için başvurulan, ilgilinin soruşturma süresince görevde bulunmasının sakıncalarını önlemek için başvurulan hukuki bir yöntemdir.
Amasra felaketi ile ilgili soruşturmada;
-Hem yöneticilerin delilleri karartma şüphesi vardır,
-Hem de ifade verecekleri yönlendirme ihtimali vardır…
Amasra felaketi ile ilgili olarak; başta Müessese Müdürü olmak üzere, yetkili üst düzey bürokratlar görevden uzaklaştırmadan yapılacak bir soruşturmada bütün delillere ulaşılabileceğine, ifadelerin sağlıklı ve doğru olduğuna 40 yıl bilfiil müfettişlik yapmış birisi olarak inanmam mümkün değildir.
Dolayısıyla görevden uzaklaştırmalar yapılmadan gerçekleşecek bir soruşturma beni ve soruşturma yöntemini bilenleri tatmin etmez…"
Değerli okurlarım,
Araştırma yapmakla görevlendirilen 6 savcı ile uzmanların çalışmaları sürerken Erdoğan dedi ki;
-"Madendeki gaz izleme sensörleri 24 saat süreyle çalışmakta, oran belirli bir değerin üzerine çıktığında sesli ve ışıklı alarm vermektedir.
Kömür ocaklarında havadaki metan seviyesi yüzde 1 oranına çıktığında patlatmalar durdurulmakta, yüzde 1,5 oranına çıktığında enerji kesilmekte, yüzde 2 oranına çıktığında ise personel tahliye edilmektedir.
Metan gazının patlaması için ise havadaki oranının en az yüzde 5 ve daha üzeri olması gerekmektedir.
Amasra''daki ocakta yaşanan kaza öncesi kayıtlara göre, saat 18.05''te havadaki metan gazı oranının yüzde 1,5 seviyesine çıkması sebebiyle ocaktaki elektrik kesilmiştir.
Maalesef saat 18.09''dan sonrasına ilişkin kayıt mevcut değildir.
Kömür ocağımızda tüm önlemlere ve sistemlere rağmen nasıl olup da patlama yaşandığını henüz bilmiyoruz.
Kurumlarımız ve uzmanlarımız çalışmalarını tamamladıktan sonra bunu öğrenebileceğiz.
Patlamayla ilgili kesin rapor çıkana kadar söylenen her şey spekülasyondan ibaret kalacaktır.
Bize düşen, bu rapor önümüze gelene kadar yapabileceklerimize bakmaktır."
Haydaaa…
Birincisi;
Erdoğan''ın bu sözlerinin aksine tek bir savcı ya da müfettiş aksine bir rapor yazabilir mi?
İkincisi;
Erdoğan''ın, "18.09''dan sonrasına ilişkin kayıt mevcut değildir" sözlerinin aksine tek bir savcı ya da müfettiş, bu kayıtları ortaya çıkarabilir mi?
Üçüncüsü;
18.09''dan sonrasına ilişkin kayıtlar nasıl, neden, niçin, kim ya da kimler tarafından yok edildi?
İşte duayen müfettiş Fazlı Köksal''ın ifadesi de tam bu noktada büyük önem kazanıyor.
-Neden patlama olur olmaz tüm yetkililer görevden uzaklaştırılmadı, gözaltına alınmadı?
41 işçimizin grizu faciasına kurban olmasının nedeni anlaşılan o ki "18.09''dan sonrasına ilişkin kayıtlarda" gizlidir.
Dördüncüsü;
Savcılar ya da müfettişler AKP''li Erdoğan''ın, "Kader Planı" sözlerinin aksine teknik bir sorun veya bir ihmal ortaya çıkarabilirler mi?
Beşincisi;
Savcılar ya da müfettişler tek bir bakan ya da üst düzey yetkiliyi sorumlu gösterebilirler mi?
Değerli okurlarım,
Madem, Erdoğan görevlerinden affetmiyor…
O halde iş ve işçi güvenliğinden sorumlu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile maden işletmelerinden sorumlu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına diyorum ki;
-Vicdanlarınız hiç sızlamıyor mu?
-Beceriksizliğiniz ortada iken neden istifa etmiyorsunuz?
-Bu görevlere layık değilsiniz…
41 işçimizin hayatının kaybetmesinin hesabını bu dünyada vermekten korunacaksınız ama bilin ki;
-Allah kul hakkını affetmez…