Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Adnan İSLAMOĞULLARI
Adnan İSLAMOĞULLARI

Vicdan şaklabanlığı

“Asgari ücretin daha yeni bin liraya çıktığı bir ülkede siyasetçi 700 bin liralık saat alamaz kardeşim... Diğer bir arkadaşımızın Kur’an-ı Kerim’in bir sûresiyle ilgili açıklamasının hâlâ milletvekillerinin içerisinde sızı olduğunu biliyorum...” buyurmuş Mehmet Ali Şahin...
Ve bu sözleriyle gündeme oturmuş... Manşetlerde boy boy yer almış...
Bir nevi vicdanının sesi olmuş AKP’nin... Bir nevi itirafçısı olmuş AKP’nin...
Ne zaman etmiş bu lafı Mehmet Ali Şahin?
22 Ocak 2015 tarihinde...
Peki bahse konu 700 bin liralık saat ve bahse konu ‘Bakara-Makara’ hadisesi ne zaman açığa çıkmış ve yargının konusu olmuş?
17 Aralık 2013 tarihinde...
Arada ne kadar zaman var?
25 ay... 600 gün... 14.400 saat... 864.000 dakika...
Peki... Arada neler olmuş?
Hadiseler açığa çıkmış... Hayır.. Hadiseler açığa falan çıkmamış, patlamış bir lağım kapağından yayılan pislik ülkeye yayılmış... Yolsuzluk devasa boyutlarıyla yargıya taşınmış...
“Evdeki paraları sıfırlayın” tapeleri, ’Bakara-Makara’ tapeleri ve daha yüzlerce tape hakkında Adli Tıp Kurumu ’gerçektir’ raporu vermiş...
Savcılar açığa alınmış...
Hâkimler hallaç pamuğu gibi atılmış, sürülmüş...
Mahkemelerin yetkileri elinden alınmış...
Soruşturmayı yürüten emniyet mensupları görevlerinden alınmış... Haklarında soruşturmalar açılmış... Yüzlercesi yandaş medyanın ‘büyük operasyon’ manşetleriyle yargının önüne çıkartılmış, ezici bir çoğunluğu serbest bırakılmış...
Medyaya ‘takrir-i sükûn’ kanunlarından çok daha büyük bir baskı uygulanmış...
Kitap yüklü bir hamal yolsuzluk fetvaları vermiş...
Konunun sosyal medyada yazılıp çizilmesinden rahatsız olan Diyânet İşleri hutbelerini sosyal medyada yazılıp çizilenlere ayırmış, bunun gıybet olduğunu irad etmiş...
Yolsuzluk dosyaları Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan komisyona gelmiş...
Komisyon altı ay üzerinde çalışmış...
Altı ayın sonunda TBMM komisyonu yolsuzlukla suçlanan Bakanların ‘Yüce Divan’a sevkine gerek görmemiş’ ve tapelerin imha edilmesini istemiş, komisyon üyeleri her birisi ayrı ayrı açıklama yapmışlar...
Yolsuzlukla suçlanan Bakanlar itiraf etseler bile suçlu olabileceklerine inanmayacağını ifade eden komisyon üyelerini bile görmüş Türkiye...
Ve nihayet dört Bakanın Yüce Divan’a sevki için TBMM Genel Kurulu’nda gizli oylama yapılmış...
‘Bakara-Makara’ kasetinin faili Egemen Bağış, ‘bahşişi peşin verir edasıyla’ yüzüne kondurduğu müstehzi tebessümüyle oy kullanırken çekilmiş fotoğrafıyla medyada yer almış...
Ve TBMM’deki gizli oylamada da bu dört bakan ‘Yüce Divan’a gitmekten AKP’nin oylarıyla kurtarılmış...
“Hece hece montajlanarak kurgulandığını söyledikleri bu kasetlerden neden bu kadar korktuklarını izah edecek bir tek AKP’li var mıdır acaba bu ülkede?” sorusu kalmış geriye...
Ve Mehmet Ali Şahin’in manşetlere oturan, “Asgari ücretin daha yeni bin liraya çıktığı bir ülkede siyasetçi 700 bin liralık saat alamaz kardeşim... Diğer bir arkadaşımızın Kur’an-ı Kerim’in bir sûresiyle ilgili açıklamasının hâlâ milletvekillerinin içerisinde sızı olduğunu biliyorum...” açıklaması...
25 ay... 600 gün... 14.400 saat... 864.000 dakika susan Mehmet Ali Şahin’de zerre miktar vicdan ve adalet duygusu varsa eğer, bu kadar zaman neden sustuğunu ve kendi oyunu açıklaması gerekir...
Aksi takdirde yaptığı açıklama vicdanın sesi değil, bir vicdan şaklabanlığından öte bir şey değildir...

Yazarın Diğer Yazıları