Vergi mükellefinin kafası karışıyor
2015 bütçesinde bütçe harcamaları yüzde 5.5 oranında artıyor... Ancak vergi gelirlerinin yüzde onun üstünde, bazı vergilerin, söz gelimi ithalde alınan KDV’nin ise daha fazla artması öngörülüyor. Yani rantların vergilendirilmesi gibi yeni vergiler yoktur. Yalnızca “Mevcut vergilerin artırılması hedefleniyor” , başka bir ifade ile kümesteki kazların daha fazla yolunması düşünülüyor. Vergilemede herkesin bildiği bir söz var... “Kazı bağırtmadan yolacaksın.” Bu söz aynı zamanda vergi psikolojisinin de alt yapısını oluşturuyor.
Anayasamıza göre vatandaşın vergi ödevi var... Buna karşılık devletin de kamu hizmeti yapmak ödevi var... Falan verg,i falan hizmetin karşılığı değildir... Harçlar ise bir hizmet karşılığıdır... Genel anlamda toplum vergi verir... Devlet de topladığı vergi ile hizmet yapar...
Etkin vergilemenin ilk şartı, vatandaşta vergi bilinci oluşturmaktır. Vergi bilinci de vergi mükellefinin kamu hizmetlerinin kendisi için vazgeçilmez olduğu gerçeğini iyi bilmesi ve yapılan hizmetin doğru yapıldığına inanması ile mümkün olur.
Ödenen vergi ile yararlanılan hizmet arasında bir orantı veya bir bağlantı yoktur. Aynı şekilde herkes kamu hizmetinden aynı oranda faydalanamaz... Hiç vergi ödemeyen de vergi ödeyen de kamu hizmetlerinden aynı oranda faydalanır.
Genelde tüketim vergileri gibi dolaylı vergileri zengin fakir herkes ve aynı oranda öder. Ancak vergi ödemekle yükümlü olanlardan bazılarına devlet, ödedikleri verginin üstünde maddi destek veya imkan sağlar.
Temel hedef, devletin kamu hizmetlerini aksatmadan ve doğru yapmasıdır. Ne var ki vergi verenlerin kamu hizmetleri konusunda sürekli olarak kafası karışıyor...Çünkü, gerekçesi ne olursa olsun devlet, kara yolu dışında alt yapı yapmıyor... Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayamıyor, vatandaş hastane kapılarında saat beşlerde kuyruğa giriyor. Herhangi bir cerrahi müdahale için altı ay sonrasına gün veriliyor. Bilgi çağında öğretmensiz okul veya okulsuz köy bulunuyor. Her belediye, önce asfalt döküyor, sonra kırıp elektrik geçiriyor, sonra kırıp doğal gaz geçiriyor. Aynı sokağın kaldırımlarını da her sene bir defa değiştiriyor.
Bu tablonun tam adı, “Kamu hizmetleri etkin yapılmıyor”dur.
Vergi bir yüktür... Kimse güle oynaya vergi vermez... Bu yüzden vatandaşa verdiği vergiye karşılık kamu hizmetlerinin yapıldığını iyi anlatmak veya göstermek gerekir... Tersine, verdiği vergi ile hizmet yapılmıyorsa vergi mükellefi vergiye karşı tepki duyacaktır... Vergiye karşı direnç gösterecektir.
Vergi mükellefi “Ben ayağımı yorganıma göre uzatıyorum... Devlet de aynısını yapsaydı... Harcamaları daha ölçülü ve daha etkin kullansaydı” şeklinde düşünür.
Eğer devleti yönetenler, kamu harcamalarını etkin bir şekilde kullanmamış, ödenen vergilerden siyasi arpalıklar oluşturmuşsa ve hiç kimse de bunun hesabını vermiyorsa, başka bir ifade ile ’yapanın yanına kâr kalıyorsa’o zaman vergi mükellefi, “yeni ödeyeceğim vergiler de aynı şekilde kullanılacaktır” diyecektir. Vergi vermek için eli cebine gitmeyecek ve sonuçta vergi kayıp ve kaçağı artacaktır.
Öte yandan kamuda yolsuzluk söylentileri ve tartışmaları da vergi mükellefini olumsuz etkileyecektir. Vergi mükellefi verdiği vergilerin çar-çur edildiğini, amaç dışı kullanıldığını düşünecek ve vergi kaçağı artacaktır.