Vatandaşın özeli bankaya veriliyor
Bir banka genel müdürünün evinde kutu kutu milyonlarca dolar çıkıyor ve basın bunu haber yapıyor.
BDDK basını uyarıyor:
Bankaların şan, şöhret ve sermayelerine zarar verici nitelikte haber yapmak suçtur!
Bankalarla ilgili asla olumsuz haber yapamazsınız. Eğer yaparsanız 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 74. Maddesine göre suç içler ve hapse atılırsınız. Bu yasaya göre değil bir banka personelinin hırsızlığını veya usulsüzlüğünü yazmak, tuvaleti bile pis diyemezsiniz. Derseniz 3 yıl gider paşa paşa hapis yatarsınız.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın kan emiciler olarak nitelendirdiği bankalar yine T.C. yasalarına göre akıl almaz bir şekilde korunuyor.
Böyle bir yasa sadece Türkiye’de var! Bankalar sadece hakkında olumsuz haber yaptırmamakla korunmuyor. Vatandaşın özel ve gizli bilgileri de bankanın emrine verilerek korunuyor.
Merkez Bankası’ndan iki yılı aşan çalışma sonunda bankaların yönetiminde olan Kredi Kayıt Bürosu’na (KKB) geçen vatandaşın bireysel kredi ve kredi kartı bilgileri, bankaların kullanımında bilginin gizliliği ilkesi dikkate alınarak sınırlı erişim getirilmediği için kötü amaçlı bilgi soygunu tehdidi altında bulunuyor.
Amerikan sistemi örnek alınarak yaz aylarında uygulamaya başlanan KKB bireysel kredi ve risk raporlarına bir banka çalışanı, kişinin T.C. kimlik numarasına ulaşabildiği için bütün kredi ve kredi kartı bilgilerine, ayrıca bankalar tarafından sisteme kayıtlı hale getirildiğinde alınan ev adresinden nüfus kaydı bilgisine, medeni haline kadar tüm kişisel bilgilerine ulaşabiliyor. Bankalar her ne kadar ‘biz bu kullanımda kendi bünyemizde vatandaşı koruyoruz. Yetkili çalışan dışında kimse bu bilgilere ulaşamaz’ dese de eğer bir bankada işbirliği yapacağınız personel varsa KKB’nin bankaları riskten korumak için geniş bir kullanım yetkisiyle sektör oyuncularının hizmetine sunduğu müşteri bilgileri, büyük bir bilginin kötü amaçlı kullanımın tehdidi altında bulunuyor.
Eğer sistem bu haliyle devam ederse, Türkiye bankalar aracılığıyla kart ve kredi bilgileri suç ve soygunlarının işlendiği ülke haline gelecek.
ABD’de vatandaşın sosyal güvenlik numarasıyla yapılan ödeme sorgulaması, Türkiye’de yeni başlatılan sistemle hiç bir güvenlik kısıtlaması konmadan tek yanlı olarak bankaların kullanımına veriliyor. Bankacılık sistemine avantaj ve imtiyaz tanınarak açılan risk sorgulama sistemindeki yetkinin ABD’de FBI tarafından bile mahkeme kararı ile kullanıldığı biliniyor.
Bir banka personelinin tek tuşla gördüğü vatandaşın bilgileri arasında; kişinin telefon numarası, adres bilgileri, kaç kredi kartı olduğu ve ne kadar limiti olduğu, en son ne kadar harcama yaptığı ve medeni durumu bulunmakta.
Adresinize gelen bir kargo için bile verdiğiniz T.C. numaranız ve bilgilerinizle bir banka personeli tarafından özel bilgilere ulaşılması aynı zamanda büyük bir güvenlik tehdidi oluşturuyor. Türkiye gibi kan davalarının olduğu bir ülkede vatandaşın bilgilerinin bankaların emrine verilmiş olması büyük bir tehdit. Sorun burada başlıyor. Burada yer alan tüm bilgilere bankalar çok rahat ulaşıyor. Bankada görevli sıradan bir elemanın sizin T.C. kimlik ve doğum tarihinizi bilerek ulaşabileceği özel bilgileriniz büyük risk oluşturuyor.
Riski görmek amacıyla oluşturulan bir sistem özel hayatın riski haline geliyor.
75 milyonluk Türkiye’de yaklaşık 60 milyon kişinin kaydı KKB bilgisayarlarında bulunuyor.
Başbakan her ne kadar bankalara kızıp bağırsa da bir yandan AKP hükümeti bu tür uygulamalarla bankaları korumaya devam ediyor. Devlet korumasındaki bankalar, bu tür haklara dünyanın hiç bir ülkesinde sahip değiller.
Söylenecek pek bir şey yok.
Canımız bankalara feda olsun!