Utanmanız varsa cevap verin Özkes’e...
Recep Erdoğan, üst üste iki gün bağırdı çağırdı, sövdü; New York Times’ın Hacı Bayram Camisi’nden IŞİD’e katılanlar olduğuna dair haberine..
Amacım, NYT’yi savunmak değil.. Ama, hani ünlü bir deyiş vardır ya “eski yediğiniz hurmalar...” diye başlar..
Bu kozlar akbabaların eline durduk yere mi geçiyor?..
Deve kuşu siyasetini görmezden mi geleceğiz?..
Bakın!..
Emekli Müftü, CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, 6 Haziran 2013’te bir soru önergesi yöneltmiş iktidara. İçeriği aynı olan bir başka önergeyi de 18 Haziran 2014’te tekrarlamış. Şöyle;
“Suriye’de yaşanan çatışmalar sonucunda bölgede yaşanan mağduriyetler nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığı ile Diyanet Vakfı, 2012 yılının Aralık ayında bu ülkeyle ilgili bir yardım kampanyası düzenlemiştir.
Bu bağlamda:
Aralık 2012’den bu yana toplanan para ne kadardır?
Toplanan nakdi yardımlar hangi bankalarda ne kadar süre ile bekletilmiştir?
Suriye kampanyası için açılan hesaplar halen açık mıdır ve hesaplarda halen para var mıdır? Suriye’ye yardım için toplanan para (Dolar, Euro, TL) ve ayni yardımlar hangi kurum ve kuruluşlara ya da kişilere teslim edilmiştir?Yardımların güvenli bir şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için ne tür güvenlik önlemleri alınmaktadır?”
Özkes’e sordum “hâlâ yanıt alamadım” dedi.
İhsan Özkes, 19 Haziran 2014’te de El-Nusra ve IŞİD teröristlerinin “Diyanet’in misafirhanelerinde kaldığı yönündeki iddiaların aydınlatılması, Diyanet’in topladığı yardımlardan El-Nusra ve IŞİD’in de yararlandıkları yönündeki iddiaların açıklığa kavuşturulması amacıyla” Meclis’e Araştırma önergesi verdi. Gerekçesinden hatırlatmalar yapalım:
“Anadolu Ajansı’nın haberine göre Türkiye Diyanet Vakfı, 2013 yılında Suriyeli sığınmacılar için 13 milyon lira toplamıştır. Yardımın bir bölümünün El-Nusra, IŞİD ve bunlara bağlı bazı gruplara gittiği iddiaları bölge insanı tarafından dile getirilmektedir. Toplanan bu yardımın nerelere harcandığının ve bu paradan kimlerin yararlandığının ortaya çıkartılması gerekmektedir.
24 Temmuz 2013 tarihinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yaptığı açıklamada “Suriye’deki bütün oluşumlar, Suriye’deki bütün gruplar, etnik, mezhep bir ayrım gözetmeksizin, dini ayrım gözetmeksizin Türkiye’nin dostu” diyerek, bir anlamda Türkiye’nin, bölgedeki terör örgütlerine doğrudan ya da dolaylı destek verdiğini itiraf etmiştir.
1 Ağustos 2013 tarihinde Türkiye’de bulunan Suriyelilerle buluşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, burada yaptığı konuşmada toplanan para yardımlarını, Suriye içlerine götürebildikleri yerlere kadar ulaştırmaya çalıştıklarını beyan etmiştir. Suriye’de birçok terör örgütünün farklı yerlerde etkinliklerini sürdürdükleri göz önüne alındığında, Türkiye’de toplanan para yardımından terör örgütlerinin de yararlanabileceği sorusu akla gelmektedir.
Ulusal ve uluslararası birçok saygın basın-yayın organında, Suriye ve Irak’ta hareket eden terör örgütlerine Türkiye tarafından destek sağlandığı, konaklatıldığı ve lojistik destek sağlandığı iddiaları halen yer almaktadır. Bölge halkından gelen duyumlar da terör örgütü üyelerinin MİT’in gözetiminde Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait misafirhanelerde konaklatıldığı şeklindedir.”
Ne oldu soru önergesine?.. Kulak asan bile olmadı!..
Türkiye toprakları IŞİD’in devşirme cenneti haline getirildiğine dair iddialar yıllardır ayyuka çıkmış durumda. Gösterilen pişkinliklerin belgeleri de gün gibi ortada.
CHP İstanbul Milletvekili Özkes’e Hacı Bayram olayını hatırlatarak kendisine başka duyumlar gelip gelmediğini sordum. Şok olduğum bir cevap aldım;
“Olmaz olur mu?.. Ben bunları söylemekten haya ediyorum. Geçenlerde bana Güneydoğu’dan birisi geldi, bir imam. (Geliyorlar, kadınları caminin avlusunda oturuyor, işaret alıyorlar adamlar, kadınları alıp götürüyor) diyor. İmamlar, müftüler öyle şeyler anlatıyor ki gerçekten de çok rahatsız olduklarını ortaya koyuyorlar.”
Özkes, daha fazlasını anlatmak istemedi ve şöyle devam etti:
“Demek istediğim şu, gerçekten de Diyanet teşkilatında ben kaç kişiye (IŞİD ve El-Nusra gibi terör örgütlerine katıldı) diye sordum daha cevap gelmedi. Fakat, Türkiye’de bir potansiyel olduğu bir gerçek. Ve bu Türkiye’yi sizin de biraz önce söylediğiniz gibi büyük tehlikeler bekliyor. Buna şimdiden önlem alınması lazım ve Diyanet’in de bu konuda ciddi bir adım atması lazım. Ama maalesef Diyanet İşleri Başkanlığı özellikle biliyorsunuz Davutoğlu’na bağlandı, Davutoğlu’na bağlandıktan sonra tamamen Davutoğlu’nun gözüne bakıyor Görmez. Onların politikasında yürütüyor. Büyük bir risk var, imamlarımız da müftülerimiz de bundan rahatsız. Vatanını, milletini, bayrağını, cumhuriyetini, toprağını seven herkes bundan rahatsız, ama böyle bir potansiyel var, bu potansiyeli görmezlikten gelmenin de ederini Allah korusun ödemek durumunda kalırız.”
Bu kafaların peşinden koyun sürüsü gibi gittiğimiz sürece...
Benim de dilim varmıyor!..