İngiltere başbakanı Tony Blair, “dış dünyanın bugün Türkiye’ye daha önce hiç olmadığı şekilde odaklanmış durumda olduğunu” söylüyor.
Söz gelimi, Brezilya, Lula’nın 8 yıl süren iktidarı döneminde yaptığı sosyal reformlar nedeniyle o dönem çok dikkat çekti ve birçok ülkede birçok parti tarafından çok örnek alındı. Türkiye neden bu kadar dikkat çekiyor? Cevabı basittir... Herkes, yağma Hasan’ın böreğinden pay almak istiyor. Telekom gibi kârlı devlet işletmeleri yabancıya satıldı...
Bankaların yarısı yabancıya gitti...
Borsanın yüzde 70’i yabancıdadır... Borsa 2010 yılında yüzde 24 kazandırdı.
TÜİK’e göre, 2007’de imalat sanayiinde yabancı kontrolü yüzde 60’tır. Bu oran, tütün ürünleri sanayiinde yüzde 69 ve otomotiv sektöründe yüzde 50.3’tür.
Akaryakıt sektöründe yabancı şirket payı yüzde 70’tir.
İletişim sektöründe yabancı payı yüksektir.
Yabancılar Türkiye’den faiz ve kâr olarak yılda 15- 20 milyar dolar götürüyor.
Şimdi, köprüler, paralı yollar, elektrik ve gaz dağıtımı gelirleri satılıyor.
Siz yabancı olsanız Türkiye’yi konuşmaz mısınız?
Finansal küreselleşmeyle, dünyada hiçbir ülke ile bizim kadar yakın işbirliği içinde değildir. Sıcak para, saat hesabıyla girip-çıkıyor... Hiçbir ülkede, finansal küreselleşme başıbozukluk olarak algılanmıyor. ABD’de bile 10 bin liranın üstünde hesap açanlara, nereden buldun hesabı soruluyor. Türkiye’de 100 milyar doların üstünde sıcak para var... Eğer Türkiye’ye sıcak para yerine, sıfırdan yeni yatırım yapacak yabancı sermaye girmiş olsaydı, Türkiye bu gün, işsizlik ve üretim sorununu çözmüş olurdu.
Sıcak paranın iki yıkıcı etkisi oldu. Birisi, ekonomide kırılganlık arttı. İkincisi... Ulus devlet yok oldu.
Aşağıdaki tabloda, 2010 yılı ve 2011 yıllarında, TÜİK’in hesapladığı finansal yatırım araçlarının reel getirisi verilmiştir. Borsa 2010 yılında yüzde 24 oranında reel getiri sağlamış, 2011 yılında ise yüzde 14 reel kayıp getirmiştir. İki yıl arasında 38 puan fark var. Bu kadar yüksek bir fark, elbette ki bu piyasanın ne kadar kırılgan olduğunu gösterir.
Finansal yatırım araçlarının T
ÜFE’ye göre bir yıllık
(Eylülden - Eylüle ) reel getirisi
2010 2011
Mevduat faizi - 0.53 1.44
Borsa (IMKB 100) 24.14 - 14.5
Dolar - 8.42 13.66
Euro - 17.40 19.11
Külçe altın 17.05 58.04
Aynı sorun, dolar ve Euro’da da var... Euro bir yıl yüzde 17.40 oranında reel değer kaybediyor... Ertesi yıl yüzde 19.11 oranında reel değer kazanıyor. Bundan büyük spekülasyon olur mu?
Ulus devlete gelince... Ulus devlet malını peşkeş çekmez. Ulus devlet spekülasyona izin vermez... Bir ülkede ulus devlet anlayışı varsa, finansal küreselleşme sömürü düzeni kuramaz. Sıcak paranın hiçbir ulusal bağlılığı yoktur.
Türkiye’de, Atatürk’ün kurduğu ulus devlet, ülke içindeki çeşitli uluslararası menfaat gruplarının ve özellikle de Yahudi asıllı George Soros’a satılanların, baskısı ile değiştirilmeye zorlanmış ve kısmen de değiştirilmiştir.
Ulus devletin yok olması yalnızca ekonomi alanında değil, siyasi alanda da ülkenin bölünmez bütünlüğüne zarar vermeye başlamıştır. BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş “Bu devleti tanımıyoruz” deme cesaretini gösteremezdi.
