Ülkücüler ve Özel Harekat
Terörle mücadelede özel harekatçıların çok önemli bir yeri var. Gece-gündüz demeden operasyonlara katılıp, "girilemez" denilen yerleri teröristten temizliyorlar.
Ne kadar güçlü silahınız, uzmanınız ve ordunuz olursa olsun, "gerilla tipi" çatışmalarda kayıp vermemeniz kaçınılmazdır.
Girdikleri evlerde çaydanlık bile bombalı tuzak olabiliyordu. O sırada bazı ihanet odakları çıkarak "Bu evlerde sivil olabilir, tank atışı yapılmayacak, özel harekatçılar girecek" talimatı veriyordu.
Talimat üzerine o evlere giren özel harekatçılar kapıyı açtıkları anda tuzaklar harekete geçiyordu. Evin dört bir yanına yerleştirilmiş bombalar patlıyor ve binanın altında kalıyorlardı. Bu şekilde enkaz altında, sıcak çatışmaya girmeden onlarca özel harekatçımızı şehit verdik.
Daha sonrasında konu medyaya taşınınca skandal son buldu. Ancak olan özel harekatçı aslanlara olmuştu. Tabiî bu sırada HDP'liler "siviller katlediliyor" diyerek dezenformasyona başvurmaktan geri kalmıyorlardı.
***
Özel harekatçılar, terörle mücadele konusunda Türkiye'nin seçkin savaşçılarıdır. Her vatandaşın onlara karşı ayrı ayrı şükran borcu vardır. Çünkü yaptıkları işin, aldıkları riskin parayla ölçülebilirliği yoktur. Zaten aldıkları maaşları da sadece hayatlarını geçindirmeye yetiyor.
Özel harekatçılar ve korucular kadar risk alıp da hakkı yenen bir grup, dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Çok değil birkaç sene önce 'Çözüm Süreci' denilen kara günleri musallat etmişlerdi Türkiye'nin başına...
Bugün HDP'ye, PKK'ya ağır eleştiriler yapanlar o günlerde övgü düzüyorlardı. Sadece övgü düzmekle kalmıyor, terörle mücadelenin en temel unsurlarına darbe üzerine darbe indiriyorlardı. Özel harekatçılar tasfiye ediliyor, gayri millî unsurlar "polis" görünümüyle devlete sızdırılıyordu.
Tüm bunlar herkesin gözleri önünde oluyordu. Kandırılma yoktu, planlı ve ortak bir çalışma vardı. Tepki gösterenler "hapis"le tehdit ediliyordu.
Özel harekatçıların bu denli hedef olmasının en önemli sebeplerinin başında da "milliyetçi" olmaları geliyordu. Hepsi vatan sevdalısı, birçoğu da Ülkücüydü...
Alparslan Türkeş dönemine bakarsak, 'Özel Harekat' neredeyse MHP'nin gönüllülerinden oluşuyordu. Doğu'da, Güneydoğu'da sarkık bıyıkları, tabanca kabzalarında 3 hilal kabartmalarıyla, Kur'an-ı Kerim okuyarak operasyonlara çıkıyorlardı. PKK'lıların korkulu rüyası haline gelmişler, düşmana göz açtırmıyorlardı.
PKK'nın bordo berelilerle birlikte en çok korktukları grup şüphesiz özel harekatçılardı...
O yüzden haklarında onlarca yalan-dolan haber ürettiler. Hiçbiri karşılığını bulmadı, bulmadığı gibi yıkmak istedikleri örgüt cinayetlerinin hepsinden aklandılar.
Bu gerçeklere rağmen bakan düzeyindeki siyasilerden garip açıklamalar geliyordu. Özellikle bakan Hüseyin Çelik'in sözleri hafızalara kazınıyordu: "Özel Harekat Timleri içinde çok yanlış adamlar vardı. Bıyıkları aşağıya doğru sarkık, tipik MHP militanı görüntüsü veren insanlar vardı." Bu söylemleri başka siyasiler de sürdürdü. Çünkü milliyetçilik kurumsal bir şekilde ayaklar altına alınıyordu. Türklükle ilgili olan her şeye, her kelimeye, kuruma çoktan savaş açılmıştı. Türklüğü silerek sorun çözeceklerini sanmışlardı.
***
Şimdilerde Özel Harekat'a alımlar yapılıyor... Birçok haber sitesinde, sosyal medyada kampanya başlatılmış durumda "Haydi Bozkurtlar göreve, vatan aslanlarını bekliyoruz..." türevi içerikler görüyoruz.
Anlaşılan o ki yine milliyetçilere ihtiyaç var... Ülkücü oldukları için kamu kurumlarına alınmayan, akademide kadro bulamayan, kamu kurumlarına yerleşemeyen gençlere "gelin, Özel Harekatçı olun" deniyor.
Özetle "Siz orada şehit olun, biz de sizin arkanızdan atıp tutarken, çocuklarımız ise şirketler kursun, filolar oluştursun, son model araçlara binsin" diyorlar...
Atanamayan öğretmenler, akademisyen yapılmayan çalışkan öğrenciler... Kısacası torpili olmadığı için kamuya alınmayan tüm vatan sevdalılarına, nedense, polis ve uzman çavuş alımalarında hiçbir engelleme getirilmiyor!