Ülkelerin "batması" yoksullaşma ile olur

AKP 26. Dönem milletvekili olan ünlü ekonomist Prof. Dr. İbrahim M. Turhan sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı, ekonomist (!) Recep Tayyip Erdoğan'a hem yanıt hem de çok güzel ders verdi.

Okur mu anlar mı bilmiyorum ama haydi sizler okuyun ve ekonomi gerçeğinin acı tablosunu görün

İbrahim M. Turhan:

Erdoğan, "Faizi düşüreceğiz dedik ve düşürdük. Ne oldu? Battık mı?" diye sormuş.

İzlediği politikalara 2014'ten beri itiraz etmiş ve eleştirilerimi açık biçimde hem kendisine hem diğer yöneticilere doğrudan iletmiş biri olarak cevap hakkı doğduğunu düşünüyorum.

Birincisi; ülkelerin ve devletlerin "batması" şirketlerinki gibi olmuyor.

Sn. Erdoğan ülkeyi şirket gibi yönetmeye eğilimli olduğundan aradaki farkı bilmiyor ve anlamıyor olabilir.

Açıklamaya çalışalım:

Ülkelerin "batması" öncelikle yoksullaşma ile olur.

Bütün bu akıl dışılıkların henüz tam anlamıyla başla(ya)mamış olduğu 2013 yılında, kişi başına düşen millî gelirin bugünkü USD fiyatları ile karşılığı $15.700 idi.

TÜİK 2022 yılı için kişi başına $10.655 olarak açıkladı.

Yani bu hesaba göre kişi başına gelirimiz sabit dolar fiyatlarıyla üçte bir oranında düşmüş.

Her birimizin yaklaşık 7 bin dolar, ülke olarak ise 575 milyar dolar kaybımız var.

Soralım; "10 yılda bırakın refah artışı sağlamayı, gelirinin üçte birini kaybetmiş birine ne denir?"

Türkiye'nin küresel üretimden ve dolayısıyla refahtan aldığı pay %1,23 idi. Aynı oran korunabilse, olduğumuz yerde sayabilmiş olsak 2022'de 1 trilyon 232 milyar USD GSYH'ya ulaşmamız gerekirdi.

TÜİK 2022 yılı için $905,5 milyar olarak açıkladı.

Bu hesaba göre de kayıp 1/4 olmuş.

Yoksullaşma sadece kişi başına düşen millî gelir ile sınırlı değil.

TÜİK'in bir ölçütü var: Maddi yoksunluk!

Tanımı aşağıda.

TÜİK'e göre Türkiye'deki hanelerin %27'si (dörtte birinden fazlası) bu durumda!

Ortalama gelirin %50'sinin altında kalanların oranı %15.

En son açıklanan resmî istatistiğe göre (2021 yılı) yıllık ortalama hane halkı kullanılabilir geliri; 76 bin 733 TL.

Bu gelir, Dünya Bankası'nın Türkiye ile aynı kategoride değerlendirdiği "üst-orta gelir grubundaki ülkeler" için hesapladığı yoksulluk sınırında!

Ülkelerin batması millî servetin geniş kitlelerden dar bir kesime transferi yoluyla olur.

2022 yılı son çeyreğinde işgücü ödemelerinin, yani emeğin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı %25,2 ile en düşük düzeye geriledi. (Not: BloombergHT'den alıntı.)

"Faizi düşürdük de ne oldu" diyorsanız;

KKM yoluyla küçük bir döviz mevduatı sahibi kesime kamu kaynaklarıyla 700 milyar TL'den fazla kaynak transferi oldu. (Not: Hesaplama Ömer Rıfat Gencal'a ait.)

Ömer Rıfat Gencal'ın şu paylaşımı var:

*Sonuç: KKM'nin görünen maliyeti 200 milyar TL'dir.

*Görünmeyen ve bu maliyetin üzerine eklenmesi gereken maliyet 17.6 milyar $ ile 26.9 milyar $ arasındadır.

*Bugünkü kurlarla 339.7 milyar ₺ ile 520.2 milyar ₺.

*Toplamda KKM'nin bugüne kadar maliyeti 539.7 - 720.2 milyar liradır.

"Faizi düşürdük de ne oldu" diyorsanız;

Ülkemizin son 20 yılda yaptığı en yüksek faizli dış borçlanmaları yapmak zorunda kaldınız. (Kaynak- Kerim Rota.)

Kerim Rota paylaşımı şöyle:

*Ülkemizin son 20 yılda yaptığı en yüksek faizli dış borçlanmaların hepsini yapıp altına imza atan bakan çıkmış çekinmeden;

*'Yüksek faiz vermiyoruz' diyor.

*Paylaşımındaki tek doğru

*'Bizim yolumuz belli' olsa gerek.

"Faizi düşürdük de ne oldu" diyorsanız;

Faizi düşürdük diye diye en yüksek faizi ödediniz.

Sadece Mart ayında Hazine saatte 60,6 milyon TL faiz ödeyerek rekor kırdı!

2023 yılı için ödemeyi öngördüğünüz faiz günde 1 milyar 550 milyon TL.

İşte bu oldu!

Serkan Özcan paylaşımı şöyle;

*Erdoğan: "Bay Kemal, yurt dışından 300 milyar dolar getireceğim diyerek ülkeyi tefecilere pazarlamıyor mu?"

*Ben grafikte ülkeyi tefecilere pazarlayan başka birini görüyorum.

*Not: 2022'deki 200 milyar ve 2023'teki muhtemel 300 milyar TL KKM maliyeti bu hesaba dahil değildir!

"Faizi düşürdük de ne oldu" diyorsanız;

GSYH yüksek enflasyon ile bile ancak 4 kat artarken Merkezi Yönetim borç stokunu 5 yılda 4,3 kattan daha fazla artırdınız.

Faiz düşürüp bunu "liralaşma" diye pazarladınız ama Hazinenin borcunun üçte ikisi döviz cinsinden.

En kötüsü; ülkelerin batması enflasyonla olur!

*Tüketici fiyat enflasyonu yüzde 85'e,

*Üretici enflasyonu yüzde 160'a çıktı.

Enflasyonda; Venezuela, Lübnan, Zimbabwe, Arjantin, Surinam, Haiti, Sri Lanka gibi hepsi uluslararası kriterlere göre "batmış" ülkelerle aynı lige düştük

*Enflasyon ahlaksızlıktır.

*Enflasyon kanunsuz vergidir.

*Enflasyon, harcama eğilimi yüksek olan yoksul kesimlerin gelirini aşırmaktır.

*Enflasyon toplumun cebindeki parayı fark ettirmeden çalmaktan farksızdır.

*Enflasyon bir hükümetin halkına karşı işlediği en büyük ekonomik suçtur.

SONUÇ:

Devletin resmî verileriyle durum budur.

Yüksek enflasyon yüzünden yoksullaşmanın, enflasyon yoluyla gelir transferinin hazin tablosu...

Artık bunu nasıl tanımlarsınız, battık mı uçtuk mu, onu size bırakıyorum…

Yazarın Diğer Yazıları