Uğurcan, Nwakaeme ve Top Şansı
Trabzonspor, Süper Lig'in kendisinden 11 puan fazlalıkla 21'inci haftanın lideri olan Beşiktaş'ı 2-1 mağlup ederken skorun birinci derecede etkenlerini hiç şüphesiz Uğurcan, Nwakaeme ve futbolda "top şansı" denilen unsur oluşturdu.
26'ncı dakikasına kadar Fair-Play'a örnek teşkil edecek şekilde Halil Umut Meler'e tek faul düdüğü çaldırmadan kora kor bir mücadeleyi sergileyen her iki takımın, maçın geri kalan kısmındaki mücadelesindeki toplam 20 faul ile birkaç agresif davranışı da futbolun şartları için de normal saymak lazım.
Baker'in kendisine "al da at" dercesine sunulan pası kaleci Ersin'in üzerine vurma yerine, yanından ağlara yuvarlayamaması aslında oyunun kader anı idi.
Çünkü Baker'in golü ile yediği darbeyi gidermek için Beşiktaş daha erkenden ileriye çıkmaya başlayacak, bu da Ekuban, Nwakaeme ve Djaniny gibi hızlı oyuncularla skorun erkenden artmasını sağlayabilecekti.
Baker'in yapamadığını Vitor Hugo'nun dengesini kaybetmesinden de yararlanarak Aboubakar, Uğurcan'ın son andaki müdahalesine rağmen yapıp Beşiktaş'ı öne geçirince bu kez Trabzonspor rakibinin üzerine gitmeye başladı.
İşte bu süreçte savunma işinde Uğurcan, hücumda ise Nwakaeme ön plana çıktı.
Bunlara başta Nwakaeme'nin BJK'li 2 savunma oyuncusuna çarptırarak ağlara göndermesi, Uğurcan'ın ise "uçanı kaçanı" yakalayacak kadar köşelere atlaması (ki 6 mutlak golü önledi) ve de futbolda "kıl payı" müdahalelerde de denebilecek "top şansı"nın bordo-mavililerden yana olması, kısacası "Bu 3'lü" 2-1'lik galibiyeti getirdi.
Ancak, Uğurcan, Nwakaeme ve top şansından oluşun üçlünün sağladığı üstünlük Trabzonspor'un takım halindeki giderek artan çok farklılığının bütünlüğünü gözden kaçırmaması gerekiyor.
Abdullah Avcı ile gelen taktiklerle kazanılan maçlarla gelen moral ve motivasyon bordo-mavili oyuncuların savunmada ve hücumda birlikte olmaları için olağanüstü bir çaba göstermelerini de sağladı. Djaniny'in sadece duran top atışlarında değil, normal seyrindeki Beşiktaş ataklarında bile hemen Uğurcan'ın önünde birkaç kez görülmesi bunun en belirgin göstergesi oldu.
Sonuç olarak Trabzonspor kaybetse idi ligin zirvesi ile arasındaki puan farkı 14'e yükselecek idi. Şimdi 9'da kaldı.
Ancak bu tablo, yapılan son transferlerinde etkisiyle camiada, "yok zamanda yapılan hesap" misali Trabzonspor camiasını şampiyonluk gibi bir hesabın içine tamamen sokar ise kanaatim odur ki, yükselişteki mevcut gidişat sekteye uğrayabilir. Uğramaması için "hedef gelecek ve sonraki sezonlarda şampiyonluk" diyerek istikrarlı yürüyüşe devam etmektir. Ama yine de öndeki rakipler beklenmeyen sonuçlar alır da şampiyonluk Trabzonspor'un kucağına atlar ise ona da "istemem" denilecek değil ya!