Türklükle derdi olanlar!
CHP’de iç kavgalar olmasa, parti unutulacak... Ancak bugüne kadar CHP tarihinde taşlar hiç bu kadar yerinden oynamamıştı. CHP’li seçmen şaşkın durumdadır... Parti örgütü ve CHP’li seçmen iç sorunları anlamaya çalışmaktan, muhalefet yapamıyor.
Geçen hafta Ankara’da toplanan eski il başkanları, bugünkü CHP yöneticilerinin iki konuda ülkeyi sıkıntıya soktuklarını bir duyuru ile açıkladılar. Bunlardan birisi Türklüğe yapılan saldırılarla ilgiliydi. Eski İl başkanları yayınladıkları bildiride bu durumu şöyle değerlendirdi: Cumhuriyet Halk Partisi Anadolu’dan Türkleri süpürüp atmak isteyen, bu ulusu o gün bugündür yok etmek isteyen “bunların artık burada yeri yok, geldikleri yere gitmelidir” diyen sömürgeci ülkelerin siyasetçilerine ve içerideki işbirlikçilerine karşı mücadelesini sürdürmüştür. Bugün de sürdürmek zorundadır.
Dün Türkleri Anadolu’dan atmak isteyenlerin bu yaptıklarını bugün de yapmak isteyenler var. AKP ve BDP’nin bu konudaki yaklaşımları belli... MHP’nin de belli... CHP de ise belli değil. Oysa ki CHP, devleti ve Cumhuriyeti kuran partidir. CHP’nin 6 okta da vurgulanan misyonu Türklüğün korunmasını ve Türklüğe karşı olan saldırılara cevap vermeyi gerekli kılmaktadır.
Oysaki CHP’de halen Rıza Türmen’in olduğu gibi Türklüğün Anayasadan çıkmasını savunanlar var. Barış için özgürlük, demokrasi bildirisinde “Bireysel hak ve özürlüklere evet, kolektif kimliklere hayır” diyerek BDP’li, eski TİP’li ve DEP’li siyasetçilerle birlikte Türklük kimliğine karşı çıkan 7 milletvekili ve yine parti meclisinden olan CHP’liler var. Başka bir ifade ile bu bildiriyi imzalayan CHP’lilerin amacının, Anayasadan Türk vatandaşlığı kavramını çıkararak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını getirmek olduğu açıkça ortadadır. Üstelik bunlar Genel Başkan Kılıçdaroğlu’ndan izin alarak imza attıklarını açıkladılar. İzin veren Kılıçdaroğlu da aynı düşüncede olmasaydı, “Bu bildiri parti misyonuna terstir’’diye itiraz etmez miydi?
CHP’de Türkler soykırım yaptı diyerek Türkiye’nin ’Milli Politikası’na karşı çıkanlar ve Ermenilerden özür dileyen, parti meclisi üyesi ve milletvekili var. Bunları bile bile bile partiye davet eden, milletvekili yapan, parti meclisine alan Kılıçdaroğlu’dur. Demek ki Kılıçdaroğlu da aynı düşüncededir.
Özgürlük ve demokrasi kılıfı altında Türk kimliğinin ortadan kaldırılmasını isteyenlerle, dünün işgalcileri arasında ne fark var?
Ülkenin sorunlarına net tavır koymayan ve toplumun hassas olduğu Türklük konusunda kafası karışık olan Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu tavrı, partiyi yıpratıyor. Hem milletin hem de partililerin kafasını karıştırıyor.
***
Başbakan’ın ve hükümetin Suriye politikası yanlıştır. Bu yanlışlara siyaset içinde, mezhepçilik imajı yaratmadan, herkesin karşı çıkması gerekir. Ne var ki Kılıçdaroğlu Türkiye’de susuyor... Kılıçdaroğlu’nun Avrupa’da, Erdoğan-Esad benzetmesine, Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannas Swobada karşı çıkarak toplantıyı ve salonu terk ediyor. Bu durum dışarıda Türkiye için nasıl bir imaj oluşturur? Türkiye’yi, Hükümetin Suriye politikası nasıl zora sokuyorsa, Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımı da aynı derecede zora sokmuştur.