Türklük vurgusu
ABD ile olan ilişkilerimizin bozulup doların hızla yükselişe geçmesinden sonra "Sen Türk'sün TL ile yoluna devam edeceksin" diyerek konuşmasında ilk kez Türklük vurgusu yaptı sayın Recep Tayyip Erdoğan.
Anayasa'da "Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür" ibaresine rağmen bugüne kadar Türklük'ten bahsetmek yerine aziz milletimiz ifadesini kullanmış ve milleti tarif ederken Alevi, Türk, Kürt, Laz, Boşnak, Çerkez şeklinde sıralayıp geçmişti.
Büyük Türk milletinin adını ilk kez zikretti ve doğrusu çok da hoşuma gitti. Daha önce; her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına alıyorum diyerek başlattığı açılım sürecinde, çocuklarımızın okullarda iftiharla söylediği Andımız'ı yasaklayan AKP hükümetinin samimiyetine inanıp güvenebilmemiz için "Türk'üm, doğruyum, çalışkanım" diye başlayıp "Varlığım Türk varlığına armağan olsun" sözleri ile sona eren Andımız'ı yeniden okutturması şüphesiz çok güzel olacaktır.
Türk Devleti'ni yönetenler Ay Yıldızlı bayrağa esen rüzgâra göre yön tayini yapmak yerine, Oğuz Han'dan Attila'ya, Sultan Alparslan'dan Fatih Sultan Mehmed Han'a ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e kadar uzanan tarihi süreçte Türk Milleti'nin asaletini ve yüksek seciyesini ve kahramanlıklarını üç kıtaya nasıl hâkim kılmışlar, bir kez daha tarihi okuyup gözden geçirmelerinde yarar görüyorum.
Türklük tarih, dil, soy, kültür, din birliği gibi ortak ülküleri olan yüce bir kavramdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk de ortak ülküleri olan bu yüce kavramın anlam ve önemine işaret etmek için her konuşmasının sonunda "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözünü tekrarlanmıştır.
Sayın cumhurbaşkanından ricamız odur ki; Türklüğü aşağılayan, Atatürk'e ağız dolusu hakaret eden kimi yandaşları ile, cemaat ve tarikatlardaki bazı hadsizlere arzu edilen cevabı vermesidir.
Varoşlardan rezidanslara çıkan ve her birinin altında son model arabalar cipler bulunan, softaların ve mollaların amacının, İslam'a hizmet etmek değil Atatürk'ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yıkmak olduğunu anlatmama gerek yok sanırım.
Unutmayalım ki Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya Atatürk soyadını 24 Kasım 1934'de verilen bir kanun teklifi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi bahşetmiştir. Bu topraklarda yaşayan her vatandaşın son yüzyılın en büyük kahramanına karşı şükran duygusunu göstermesi boynunun borcudur.
Atatürk'ü sevmiyorum demek bu ülkede alçaklığın şekil değiştirmiş bir başka versiyonudur. Mecliste ettiği yemine sadık kalarak sayın vekillerin de aynı duygu ve düşüncelerle hareket edeceğine yürekten inanıyorum..
***
Bahçeli'den tehdit
Mübarek Kurban Bayramı arifesinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin İYİ Parti'ye yönelik olarak; bunlarla hesabımız olacak sözü hiç de yakışık almadı doğrusu..
İlahi Devlet Bey, o partide görev yapan vekillerin ve yönetimlerde çalışan insanların çoğu MHP'den gelmiş sizin dava arkadaşınız, yani kardeşiniz. Sizdeki bu kin, nefret ve öfke duygularını anlayabilmiş değilim.
Madem ki İYİ Parti'den milletvekili transfer yapacak kadar MHP'nin birlik ve beraberliğini savunuyordunuz o zaman yeterli sayıda delege imzası olmasına rağmen kongre taleplerini niye kabul etmediniz?..
Bugün İYİ Parti siyasi sahneye çıkmışsa, Türk milliyetçilerinin bölünmesinin vebali size aittir.
Bu ayrılık gayrılık şimdi kimin işine yaradı bir düşünün bakalım. Milliyetçi ve ülkücülere demokratik bir kongreyi bile çok gördünüz. Ve sonunda Ebu Cehillerin, Hasan Sabbahların ve dahi Nemrutların fink attığı bir siyasi iktidarla kol kola girdiniz..
Ne oldu, şimdi mutlu musunuz?..
***
Ve İYİ Parti
12 Ağustos Kongresi'nden sonra anlaşılmıştır ki, İYİ Parti'nin birlik ve bütünlüğünü sağlayacak ve partiyi ileriye götürebilecek tek şahsiyet Sayın Meral Akşener'dir.
Bu kongre ile delegeler Sayın Meral Akşener'in hem liderliğini hem de yapacakları icraatları peşinen kabul etmiş ve onaylamıştır.
Elbette basın yayın ve medya alanında daha çok yapılacak işler vardır bunun için de yetkili kurumlar tarafından bir an önce bir çalışma başlatılması ve özellikle bir TV kurulması yönünde havuz oluşturulması gerekiyor.
Türk milliyetçilerinin en güçlü yayın organı olan Yeniçağ gazetesinin daha çok okutulup dağıtılması için herkesin sorumluluk duygusu içerisinde hareket etmesini arzu ediyorum.
Ne diyor Hacı Bektaş-ı Veli "Bir olalım, iri olalım, diri olalım"...
Bu vesileyle hepinizin mübarek kurban bayramını en içten dileklerimle kutluyor sevgi ve saygılar sunuyorum
Allah'a emanet olunuz..